2.BÖLÜM

1.5K 44 6
                                    

Bölüm şarkısı Matt Sato- I go hıgh, You go low

Siyah gözleri havanın kararmasına rağmen bir yıldız gibi parlıyordu. Biçimli bir yüzü ve oturduğu halde kaşları o kadar belli oluyordu ki bu çocuğa aşık olmamak elde değildi. Irmak'ın annesi Zenan Teyze bana bakıp konuşmaya başladı " Asel kızım duyduk ki öğretmen olmuşsun tebrik ederim"dedi sevecen bir gülüşle zenan teyze benim ikinci annem gibiydi onu çok seviyordum.

Gülerek bende karşılık verdim "teşekkür ederim Zenan teyzem"dedim. Hala şu çocuğun kim olduğunu merak ediyordum arada ırmaklar'ın konağına gitsem de sadece Berşan abi ve eşi Şilan ablayı görüyordum.

Bunu ırmak'a sormam lazımdı ama nasıl? Aklıma gelen fikirle hemen bacağını cimcikledim. Hemen bana döndü kafamı ayağa kalk der gibi yapınca hemen kalktı. Bende kalkınca bütün gözler bize döndü. "Kahve yapıp gelicem"dedim ve ırmağı çekiştirip merdivenin başına getirdim. "Asel noldu?"dedi merakla nasıl sorucaktım ya yanlış anlarsa ama merakta ediyordum.

"Siyah gömlekli olan kim ilk defa görüyorum?"dedim bir çırpıda. Muzipçe gülerek bana bakıyordu. "Benim Fransa'da ki abim Arınç iş dolayısıyla gitmişti bir hafta önce geldi"dedi ve küçük bir kahkaha attı. Demek abisiydi yurt dışında olduğu için ben hiç görmemiştim. Hemen kendimi toparlayıp konuşmaya başladım "neyse hadi mutfağa gidelim"dedim ve merdivenlerden inmeye başladık.

Hala aklım o çocuktaydı bana bakışları o kadar değişikti ki bir an kendimi kaybetmiştim. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atmıştı bir an ilk görüşte aşk mı yoksa dedim ama olamazdı. Gelip geçiciydi biliyordum.

Kahveleri yapıp balkona geri döndük. Kahveleri dağıtırken bir an göz göze geldik o an kalbim duracak zannettim. Hemen kendime gelip ırmak'ın yanına oturdum. Allah'ım sen aklıma mukayyet ol benim kalbim zincirlerle kapalı ve kimseye yer yok lütfen olmasın. Bu zamana kadar kimseyi sevmemiştim bundan sonrada sevemezdim. 22 yaşındaydım ve bende aşka dair hiç bir şey yoktu olmayacaktı.

Irmak cimcik atınca kafamı hemen ona çevirdim. "Asel diyoruz ki hepimiz dışarı çıkıp eğlenelim ne dersin?"dedi heyecanla. Aslında iyi bir fikirdi uzun zamandır böyle bir şeye ihtiyacım vardı "olur ama ben iki dk odama çıkıp geliyorum" dedim hemen ayağa kalkıp hızla merdivenden yukarı çıkıp odama girdim.

Hemen üzerimi değiştirmem gerekiyordu. Hava oldukça sıcak olduğu için siyah şortumu ve ince beyaz askılı tişörtü giydim. Ne olur ne olmaz diye ince siyah gömleğimi de belime bağladım. Saçlarımı at kuyruğu yapıp telefonumu ve cüzdanımı alıp aşağıya balkona indim. Irmak beni görünce beğeni dolu bakışlarla bana bakıyordu.

"Gitmiyor muyuz?"dedim sevecen sesimle, Arınç ayağa kalkıp bana bakmıştı ve o an donup kaldım ama bu sefer gözlerinde parıltı yerine sinir vardı. Kaşlarını çatmış sinirle soluyarak bana bakıyordu. Ben ne yapmıştım ki bir anda böyle olmuştu. Irmak hızla konuşmaya başladı"hadi abi, yenge, Bartu"dedi sevinçle, deliydi bu kız ama çok seviyordum. Babamdan izin alıp arabasının anahtarını aldım.

Sürücü koltuğuna oturdum. Bartu ön koltukta ırmak arka koltukta oturuyordu. Baran abi ve Şilan abla Arınç'ın arabasındaydılar. Çarşının girişinde toplanacağımız için biraz önden gitmek fena olmaz diye gaza bastım. Araba kullanmak benim için inanılmaz derecede eğlenceliydi. Tabi bunu kimse bilmiyordu bilseler deli herhalde derlerdi. Benim yaşımdakiler AVM'de gezerken ben araba galerilerinde geziyordum. Antika araba hastasıydım bu hayranlığımı bilen dedem ben üniversite son sınıftayken bana antika bir araba almıştı ama ben onu kullanmaya kıyamazdım.

Hemen park yeri bulup arabayı park ettim. Arınç'ta benim arkama park etmişti. Arabadan inince Arınç'a baktım ama hala aynıydı. Kaşları çatık sinirle solumaya devam ediyordu. Beni üzerimi değiştirdikten sonra böyle görünce sinirlenmişti ama neden? Belki bana sinirli degildi bana öyle geliyordu.

Irmak hemen konuşmaya başladı "ben diyorum ki önce dondurma yiyelim sonra eğlenecek bir yere gideriz"dedi heyecanla bu hali tıpkı küçük bir çocuğu andırıyordu. Hepimiz ırmağı onaylayınca çarşıya doğru yürümeye başladık. Arınç tek başına önden yürüyordu onun arkasında Berşan abi ve Şilan abla en arkada ırmak,Bartu ve ben vardık.

Dükkanlardan biri dikkatimi çekince önünde durup camında yazan sözü okumaya başladım. 'günahımla çok ocaklar söndürdüm' yazıyordu ve bana göre çok anlamlıydı. Bu dükkana daha geniş bir zamanda girmeyi aklımın bir köşesine not ettim.

Nihayet dondurmacı ya gelmiştik. Siparişleri verip sohbete daldık, telefonumun çaldığını fark edince kimin aradığına baktım. Tabi ya nasıl unutmuştum Ankara'da üniversitede kendime çok iyi bir dost edinmiştim ve Mardin'e vardığımda Yağmur'u arayacaktım.

Daha fazla bekletmeden telefonu açtım. Yağmur heyecanla konuşmaya başladı "bakıyorum da Mardin'e gittin beni unuttun"dedi sesinden şaka yaptığı anlaşılıyordu. "Yok ben kuzum unutmadım sadece müsait olamadım"dedim aslında unutmuş sayılmazdım. "Kuzum nasılsın"dedi sevinçli sesiyle "iyiyim canım ama şu an dışarıdayım eve dönünce söz aricam"dedim aramazsam kesin beni öldürürdü."tamam güzelim öptüm "dedi ve kapattı.

Kafamı etrafa çevirince Arınç'la göz göze geldim. Yine aynı his bedenimi esir almıştı. Kalbim hızlı atıyor ve zor nefes alıyordum bu duygu neyi ifade ediyordu? Ben nasıl olurda kendime söz geçiremez
Olmuştum. Dondurmalarımız gelince yemeye başladık.

Bir türlü kalbime nasıl söz geçiremediğimi düşünüp duruyordum. Bu gidişle kafayı da yerdim herhalde ama buna bir çözüm bulacaktım. Bu duyguların beni esir almasını engelleyecektim. Masaya vurulmasıyla bir an irkildim, gördüğüm manzarayla şok oldum. Arınç ayağa kalkmış sinirle bana bakıyordu bunun benimle derdi neydi?

Bir anda sinirle bağırmaya başladı" şu bacaklarını kapat yoksa katliam çıkarıcam"dedi. O an başımın üstünden sanki kaynar sular dökülmüştü. Herkes dönmüş bize bakıyordu ne dediğini algılamaya çabaladım. Hızla belimdeki gömleği çözüp bacaklarımı örttüm. Bartu ne olduğunu çözmek ister gibi merakla etrafa bakıyordu. Irmak gözlerini kocaman açmış abisinin bağırışına şaşırmıştı. Berşan abi ve Şilan abla hiç bişey olmamış gibi sohbet etmeye devam ediyorlardı.

Arınç yerine oturup telefonuna bakmaya başladı. Sanki az önce bağıran kendisi değilde başkasıydı. Sakinleşmeye çalışır gibi bir hali vardı. Hala bu sinirinin sebebini merak ediyordum ama şimdi o bu kadar sinirliyken soramazdım.

Yeni bölüm sizlerle umarım beğenirsiniz 😊

Bir dahaki bölümde olaylar olaylar 💜

Seviliyorsunuz 🌸

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin