Kaan odamdan çıktıktan sonra Eylül aramıştı ve biraz Berna-Berat dedikodusu yapmıştık. Zevkli bir yarım saat geçirmiştik. Ardından telefonu kapatıp saate baktım, 17:49 du. Günümü nasıl tamamlayabileceğim hakkında bir fikrim yoktu. Ve bu yüzden biraz ders çalışmaya karar verdim. Biyoloji ve tarih konu anlatımı okuyup edebiyattan test çözmüştüm. Ardından matematik ödevimi de bitirip, bitmesine az kalan okuma kitabımı bitirdim.Bugünlük bu kadar yeter diye düşünürken karnımın acıktığını hissedip mutfağa indim, bir şeyler atıştırdıktan sonra evi çok ihmal ettiğim geldi aklıma. Zaten annem ve Sanem ablalar yoktu, bari biraz ben el atıyım diye düşündüm. Elektrik süpürgesiyle Kaan'ın odasını ve kendi odamı süpürdüm. Ardından salonu ve mutfağa geçtim. Ortalığı toparladım ve genel yerlerin tozunu aldım.Bugünlük bu kadar yeter diye düşündüm. eşyaları yerine bıraktığımda tekrar saate baktım,22:04'tü.
Her ne kadar yorulsam da uykum yoktu, ve canım şu an aşırı korku filmi çekiyordu. Aşağı indim Kaan odasındaydı en son. Uyumuştur diye düşünüp bir korku filmi ayarladım. Mutfağa geçip mısır patlattım ve tekrar koltuğa geçip filmi başlattım. Umarım çok korkmazdım gece gece hangi cesaretle korku filmi açtıysam.
Bir yandan mısırımı yerken bir yandan filmi izliyordum. Başlayalı 20 dakika olmuştu ve henüz korkutucu bir sahne yoktu. Ve bu beni daha da korkutuyordu. Genelde başı sakin olan filmlerin altından iyi şeyler çıkmazdı. Merdivenlerden duyduğum ayak sesiyle hafif irkilmiş Kaan olduğunu görünce derin bir nefes almıştım.
Gelmese olmaz zaten , KALAS. Ona bakmadan filmimi izlemeye devam ettim. Altındaki gri bilekte eşofmanı siyah sweet'i ve hafif ıslak saçlarıyla o kadar çekici gözüküyordu ki gözlerimi zar zor TV'ye çevirdim. 3 kişilik kanepe de ben sol köşeyde otururken Kaan sağa oturdu ve kafasını bana çevirdi. Ben filme odaklanmış gibi gözükmek istiyodum. Kaan bir şey demeden filmi izlemeye başladı.
Telefonuna gelen mesaj sesiyle cebinden telefonu çıkarıp bildirime bastı. Ben kafamı hafif dikleştirip kiminle mesajlaştığına bakmak isterken Kaan kafasını bana çevirdi ve ifadesiz suratında gülümseme belirdi.
Offf çok pis yakalanmıştım. Hemen kafamı öne çevirip filme odaklanmaya çalıştım. Kaan'da önüne döndü ve izlemeye devam ettik,1 saatin sonunda içimi bir korku salmıştı. Ekrandaki cin silüeti kalbimi çıkıcakmış gibi atmasına sebep oluyordu, daha fazla dayanamayıp filmi durdurdum ve ayağa kalkıp ışığı yaktım. Tekrar yerime oturup kumandadan devam ettirdim.
Işıkları açmam biraz etki etmişti ama biraz daha izlersem altıma yapacaktım ve Kaan'ın beni bu kadar korkarken görüp dalga geçmesini istemiyordum.Kalbim delicesine korkarken sessizliği Kaan bozdu.
"Korkuyosan yanıma gelebilirsin."
Dediği cümleyle kafamı ona çevirip sahte bir gülüş atarken yüzümde 'hııı gerek yok' ifadesi vardı.
Kaan bu halime gülerken ekranda korkunç bir şey yaklaşmaya başladı , geldikçe gelen şey kalbimi ürkütürken bir anda ışıkların kesilmesiyle yüreğim ağzıma geldi ve aniden Kaan'ın yanına zıplayarak kollarımı sıkıca beline sarıp kafamı göğsüne gömdüm.
Gözlerimi sıkıca kapatıp korkumun dinmesini beklerken Kaan'ın sırıttığını hissedebiliyordum. Kalbim küt küt atarken, korkumun geçmesini bekledim.Kaan'ın kolları bedenimi sararken içimi nedensiz bir huzur kaplamıştı. Bu elektrikler neden gitmişti ki şimdi? Jeneratör niye devreye girmedi? Sorularımı bir kenara bırakıp bedenimi Kaan'ın bedeninden ayırdım. Kaan'ın sırıtan yüzüyle karşılaşacağımı biliyordum.
"Böyle rahattık bence."
Dediği cümle sadece beni sinirlendirmeye yarıyordu."Kapa çeneni." Derken sesim çok yüksek çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay ukala
Jugendliteratur"Ağlama" diye fısıldadım kulağına. Şiddetli ağlaması devam ediyordu. "Buldum güzelim , buldum anneni ,Ağlama artık. Annen iyi olucak, sana söz verdim ve anneni buldum. Tekrar söz veriyorum, annene bir şey olmayacak söz, Kaan Taşer sözü." Deyip gülüm...