Gözlerimi sıkıca kapatıp elimi kalbime koyarken korktuğum şey başıma gelmişti ve ayak sesleri tam arkamda durmuştu. Son yaşlarım gözlerimden firar ederken omzuma bir el dokundu...Kafamı döndürmeye korkuyordum. Ya bu adamlar annemi kaçıranlarsa? Omzumdaki elin sahibine bakmaya korkarken delirmiş gibi ağlıyordum.
"Asya?"
Genç bir erkek sesi duymamla yavaşça arkamı döndüm. Elin ve sesin sahibi Berkeydi. Bir yanım onun yanında rahatlarken içimde tuttuğum korku ağlamamamı sağlıyordu. İçimi rahatlatmak için hüngür hüngür ağlamaya başladım.
Bir yandan ağlarken bir yandan Berkenin arkasına bakıyordum.Adam ortalıkta görünmüyordu.
"Neden ağlıyorsun? İyi misin? Bir şey mi yaptılar sana?" Dedi Berke telaşla. Bunu söylerken elini omzuma koymuştu.
Hayır der gibi kafamı salladığımda titremeye devam ediyordum. Ve hıçkırıklarımın arasından konuşmaya çalıştım.
"Bi-biri va-vardı Berke .. t-takip e-ediyodu be-beni" sesim çok çıkmamıştı.
Berke hızla arkasını kolaçan ettikten sonra üşüyen ellerimi tuttu. "Korkma, sil şu göz yaşlarını kimse yok bak. Olsa da ben varım. Korkma."
Anlamıyordu ki beni . Küçükken yaşadığım travma yüzünden 3 gece uyuyamamıştım ben. Şimdi gece vakti bu soğukta tanımadığın yerde, tanımadığın bir adam tarafında takip edilmek...
Bunları düşünürken daha çok ağlıyordum.Berkenin sıkı kolları bedenimi sardığında kafam göğsüne düştü, çok yorgundum ve tutunmaya ihtiyacım vardı. "korkma güzelim, geçti." Dedi elleri saçlarımı okşarken.
Bir süre sonra ağlamam azalsa da hıçkırıklarım devam ediyordu. Titrediğimi anlamış olacak ki Kafamı göğsünden kaldırıp "eve gidelim mi? Üşüyorsun." Dedi.
Hıçkırıklarımın arasında zorla konuştum. "Ge-Gerek yok." Deyip ondan ayrıldığımda "Saçmalama seni bu halde bırakamam."
"K-kaanlar buralarda, b-ben bulurum ş-şimdi onları."
Cevap vermeden bileğimi hafifçe tutup beni yürütmeye başladı. Ağzım açılırken bir anda kendimi arabada buldum.
"Berke gerçekten gerek yok."
"Kemerini bağla."
Yol boyu ne kadar itiraz etsem de Berke arabayı evine sürmüştü. En azından Kaan'ı arasaydım iyi olacaktı ama bunu Berkeye nasıl söyleyebilirdim ki...
En iyisi berkenin evinde telefonumu şarja koymaktı. Bu yüzden yol boyu sessiz kalarak akan göz yaşlarımı silmiştim. Berke de camları kapatıp klimayı açtı ve kısa sürede titremem az da olsa azalmıştı. Lüks bir semtin lüks bir evinde durmuştuk.
Arabadan yavaşça indim ve berke "takip et beni." Dedi. Belki bu yaptığım Kaan'a haksızlıktı ama başka çarem yoktu, Berke'ye beni Kaan'a bırak diyemezdim, taksiyle gidebileceğimi 1000 kez anlatsam da itiraz etmişti.
Ben arabanın yanında ağaç gibi durup onu takip etmeyince arkasını döndü ve bana odaklandı. Tuttuğu nefesini verip yanıma geldikten sonra elimi sıkıca kavrayıp dış kapıdan bahçeye soktu beni.
Hala olayın şokundaydım. Ya bu adamlar peşimi hiç bırakmazsa? Ya beni öldürürlerse? Ya annem gibi beni de sakatlarlarsa?
Düşüncelerim sebebiyle gözümden bir damla yaş firar etti. Eve girdiğimizde koltuklardan birine oturup sehpadan bir peçete aldım. Berke kombiyi fazlaca açıp bana evden bulduğu gri ve yünlü kazağı getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay ukala
Teen Fiction"Ağlama" diye fısıldadım kulağına. Şiddetli ağlaması devam ediyordu. "Buldum güzelim , buldum anneni ,Ağlama artık. Annen iyi olucak, sana söz verdim ve anneni buldum. Tekrar söz veriyorum, annene bir şey olmayacak söz, Kaan Taşer sözü." Deyip gülüm...