Kaan yine bana sinirli gözlerle bakıyordu. Her zaman ki gibi..."Hiç bakma öyle senin yüzünden düştüm"
"Telefonu almasaydın elimden düşmezdin"
Cevap vermedim. Doğru ya telefon .hemen dönüp telefonu aramaya başladım. Ortalara doğru gitmişti. Kendimi hemen oraya attım. Sanki yüzme biliyodum da.
Çırpınmaya başlayınca Kaan beni kucağına aldı. Göz göze geldik. Gözleri 1 saniyeliğine ıslak dudaklarıma kaydı. Adem elması hareket etti. Sonra kendine gelip azarlamaya başladı.
"Kızım salak mısın, madem yüzme bilmiyorsun ne diye ortalara gidiyosun?"
"Telefonumu almam gerek, bıraksana ya"
"Sence onun şu an bozulmama gibi bir ihtimali var mı?"
Ümitsizce suda duran telefonuma baktım. İphone falan olsa belki su geçirmezdi ama nerde bende o para.
Tam Kaan'ın kucağından inecekken Kaan'ın arkasına dönmesiyle bende onunla birlikte dönmüş oldum. Neye baktı diye kafamı kaldırdığımda bize kıs kıs gülen Ege'yi gördüm.
"Lan Ege gülmesene"
Kaan'ın bağırmasıyla kulağımı kapattım.Sonra Kaan'a dönüp
"Hani indirsen mi beni artık" dediğimde bir anda indirince direkt Kaan'a sarıldım.
"Ne" dercesine yüzüme bakıyordu.
"Ya ben burda mı indir dedim,kenara taşısana "
"Emredersiniz kraliçem."
Ya sabır diledi ve kenara taşıdı bende tırmanarak çıktım. Hava ne kadar sıcak olursa olsun donuyordum. Hızlıca eve gidip kendimi duşa bıraktım.
Duştan çıkıp geceliklerimi giydim. Birkaç işimi halledip yatağa uzandım. Kaanla bakışmamız aklıma geldi. Yeşil gözleri beni fena etkiliyordu. Sirkelenip kendi sorunlarımla ilgilenmeye karar verdim. Ben şimdi telefonsuz napıcam? Maaşı almama daha var. Avans istesem ayıp olur , zaten okula alıcaklar. Yüzsüz gibi durmamalıyım. Kenardaki parama da dokunmak istemiyorum. Ah Kaan ah , hepsi senin yüzünden...
***
Yine güneş ışınlarıyla uyanmıştım. Odamın en sevdiğim yönü buydu. Hızla saate baktım 10.23.
Yatakta doğruldum ve masamın üzerindeki şeye gözlerimi pörtleterek baktım. Masanın üstünde iPhone X yazılı kap mı vardı?
Hemen kabı açtığımda gerçekten iPhone X çıkmıştı. Hemde mat kırmızı. Nasıl yaHemen ev telefonumdan annemi arayıp sorguladım. Hiçbir şey bilmediğini öğrendiğimde anca aklıma dank etti.
Tabii Ya Kaan...Ben ondan telefon istemedim ki, sadaka verir gibi koymuş önüme x'i ama tabii ki hesabını sorucaktım. Neyim ben onun gözünde dilenci falan mı?
Her ne kadar beleş telefon olduğunu düşünsemde gururumu hiçe saymak olmazdı.Hızla müştemilattan çıkıp Kaan'ın odasına girdim, evet kapı falan çalmadan daldım.
Oyşş o ne güzel uyuyuştu öyle .
Yüzüstü yatmış kafası sağda, saçlar dağılmış bir şekilde uyuyordu.
Kendine gel Asya dedim ve Kaan'ı hırpalamaya başladım.
"Ne var lan" dedi yüzüme bakmadan.
Bağırmaya devam edince dayanamayıp örtüyü kaldırdı ve yatakta doğruldu. Kırmızı görmüş boğa gibi bana bakıyordu.
Üstünün çıplak olduğunu farkedince gözlerimi kaçırarak
"Senin üstün neden giyinik değil?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay ukala
Teen Fiction"Ağlama" diye fısıldadım kulağına. Şiddetli ağlaması devam ediyordu. "Buldum güzelim , buldum anneni ,Ağlama artık. Annen iyi olucak, sana söz verdim ve anneni buldum. Tekrar söz veriyorum, annene bir şey olmayacak söz, Kaan Taşer sözü." Deyip gülüm...