Bu bölümün sonu sürprizli ehehehehe.Okuduğunuz saati buraya bırakabilirsiniz.
Oyunu toplayıp yerine koymuştum. Herkesin uykusu vardı ve burda kalmaya karar verdiler. Eylül annesini aradıktan sonra yanımıza geldi ve oturdu. "Valla benim çok uykum geldi bir an önce yatalım. Ben nerede yatacağım?"
Berat araya girdi. "Siz nerede yatarsanız yatın ben Berna'mla yatıcağım."
Berna'nın yanakları kızarmış ayağıyla Berat'a vurmuştu. "Öhöm" diyerek sahteden öksürdükten sonra Berat 'tamam kızma' der gibi bakıp ağzına gizli bir fermuar çekti.
"O zaman siz Eylülle benim odamda yatın ben de boş odalardan birine geçerim." Dedim Berna'ya bakarak.
"Aa sen neden başka odaya geçiyorsun canım? Biz geçeriz Eylülle."
Göz devirerek konuştum. " 40 yılın başı kalmaya gelmişsiniz hiçççç kusura bakma ama arkadaşlarımı güzel ağırlamam lazım." Deyince güldüler.
"Ben Egeciğimin odasında yatmak istiyordum , özledim onu zaten. Ayrıca gece acıkırsam oraya da bi ara abur cubur depolamıştım, oyuncaklarda var. Gece sıkılmam en azından." Diye söylenen Oğuz'a baktığımızda sesli bir biçimde güldük.
Berat boş odalardan birine geçmişti , Bernayı da zorla peşinden göndermiştik Eylülle. Onunla kalmasa bile en azından biraz vakit geçirsinler diye. Ardından Eylülle birlikte benim odama çıktık. Odaya girdiğimizde o ilk olarak telefonunu şarja takarken bende dolabımdan Berna ve Eylül'e pijama ayarlamıştım. Eylül üstünü giymek için ayağa kalkarken "ben gidiyorum Berna gelince pijamaları verirsin giysin de rahat uyusun hadi sana iyi geceler." Dediğimde aynı şekilde gülümseyip " iyi geceler." Dedi.
Merdivenlerden inip Oğuz'a bakmak için Egenin odasına bakmak için odaya girmiştim ama Oğuz yoktu.
Büyük ihtimal tıkınmak için mutfağa gitmiştir veya Kaan'ın yanında onu sinir ediyordur diye düşünerek Kaan'ın odasına doğru ilerledim.Tam da tahmin ettiğim gibi Kaan'ın dolabını açmış kıyafetlerin arasından bir şey ararken bir yandan da söyleniyordu.
"SEN BENİM ANANAS DESENLİ PİJAMAMI NASIL KAYBEDERSİN ? BEN NASIL UYUYACAĞIM ŞİMDİ YA."
Kaan yatakta uzanmış 'şu Oğuz'un kafasına uçak düşse de kurtulsam' bakışları atıyordu.
"SANA DİYORUM KAAN CEVAP VERSENE."
"Oğuz bak siktir git şurdan 1 saattir kafamın içine ettin zaten beni ayağa kaldırma , kötü olur."
"HII ÇOK KORKTUM."
Bunu demesiyle Kaan uzandığı yerden kalkıp yere bir adım atmıştı ki Oğuz bir anda koşup odadan çıktı ve kapıyı kapatarak üzerimize kilitledi.
Direkt olarak kapıya yapışarak birkaç kez vurup konuştum. " Oğuz napıyorsun açsana şu kapıyı ben içeride kaldım." Ses gelmeyince devam ettim. "Heeyy kime diyorum."
"Üzgünüm Asyaşkım ama can güvenliğim için bu gerekliydi hadi iyi geceler sana ve yanındaki o ayıya." Bunu dedikten sonra merdivenden inme sesleri gelince derin bir nefes aldım ve Kaan'a döndüm.
"Ya bir şeyler yapsana kilitli kaldık burda." Halinden memnun gibiydi.
"Yapabiliceğim bir şey yok. Oğuz'u duydun hadi gel uyuyalım." Gözlerimi kocaman yapıp cevap verdim.
"Birlikte mi? Bu yatakta mı? Yan yana mı?"
Sırıttıktan sonra cevap verdi. "Aynen öyle."
Kaan ayağa kalkıp bana doğru adımlayınca farketmeden geriledim. Birkaç adımda yanıma gelip bana bakarken
Bir anda havalanınca korkup Kaan'ın omzuna sarıldım."Napıyorsun sen ya? Ayaklarım var heralde yürüyebilirdim." Diye kaşlarımı çatmış bir şekilde söylendim.
"Az önce de ayakların vardı ama yürümedin." Deyip beni yatağa bıraktıktan sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Aha başlıyoruz yine.
Dudaklarıma uzun uzun baktıktan sonra eli yüzümdeki saçıma gitti. Saçı alıp kulağımın arkasına koyduktan sonra fısıldadı.
"Eee nerde kalmıştık?"
Dudaklarım dudaklarıyla buluşurken bu sefer o kadar şaşırmamıştım. Alışmıştım beni sürekli beklemediğim anda öpmesine. Ama buna bir dur demenin vakti gelmişti. O benim neyimdi ki? Hangi sıfatla beni öpüyordu?
Dudaklarımı sıcak dudaklarından ayırdım , kapalı olan gözleri gözlerimle buluştu. Hala çok yakındık .
"Kaan"
"Efendim?" Dedi dudaklarıma yapışmak istiyordu. Zorla konuşuyor gibiydi.
"Beni neden öpüyorsun?"
Bu soruyu beklemiyor olacak ki şaşırdı.
"İçimden geliyor."
Deyip beni geçiştirebileceğini düşünüyorsan ,
çok doğru düşünüyorsun. Kaan'ın yanaklarına ellerimi koyup dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Dudaklarının kenarı kıvrılırken hala beni öpüyordu. İçimdeki tarif edilemez bir mutluluktu ama o sorunun cevabını öğrenmem lazımdı. Bir süre sonra nefessiz kalınca yeniden uzaklaştı. Bunu fırsat bilip konuştum.
"Bu mu yani? Sadece içinden geldiği için mi?" Diye sorduğumda tekrar dudaklarıma yaklaştı , nefes verişi dudağımı gıdıklıyordu. Ama öpmedi bu sefer , daha çok yaklaşıp cevap verdi.
"Hayır."
"Ne için o zaman?"
Gülümsedi. Öyle alay etmek için değil gerçekten gülümsedi. Ve dudakları aralandı.
"Az önce burda bağırıp çağıran o pezevenk var ya." Oğuzdan bahsettiğini anlayarak güldüm. Konuyla ne alakası olduğunu anlamaya çalışırken gözümle onayladım.
"Onun yengesi olmak ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay ukala
Teen Fiction"Ağlama" diye fısıldadım kulağına. Şiddetli ağlaması devam ediyordu. "Buldum güzelim , buldum anneni ,Ağlama artık. Annen iyi olucak, sana söz verdim ve anneni buldum. Tekrar söz veriyorum, annene bir şey olmayacak söz, Kaan Taşer sözü." Deyip gülüm...