Balkon

2.9K 329 82
                                    


Flashback

Başım ağrıyordu. O kadar canımı yakıyordu ki eğer vücudumu oynatabilseydim acı içerisinde iki büklüm olur, başımı ezmek istercesine ellerimin arasına sıkıştırırdım.

Bilincim kendine gelirken kapattığım gözlerimi zorla aralamaya çalıştım. Sanki gözkapaklarımın üzerinde tonlarca yük varmış gibiydi. Gözlerimi ovalamak için kaldırdığım elim, omzuma giren sızıyla geri düşerken dudaklarımdan kısa bir inleme kaçtı. Lanet olsun, neden her tarafım acı içerisindeydi?

"Ölmemişsin" Tanıdık, alaylı sesle kaşlarımı çatarken zorla da olsa gözlerimi araladım. Sesin altında yatan siniri iliklerime kadar hissederken buz kesti bütün bedenim. Chan'ı sinirlendirecek yine ne yapmıştım?

Beyaz tavandan gözlerimi çekerken ona çevirdim. Karşımdaki koltukta rahatça oturmuş sakin kalmaya çalışsa da sinirle koyulaşmış gözlerle bana bakıyordu. 

"N-ne oldu bana?" Fazla derin ve kısık çıkan sesimle yutkunurken ellerimi yumuşak yatağa koyup kalkmaya çalıştım. Giren acıyla inlerken Chan'ın hareketlenmesi ile durup ona baktım.

"Balkondan düşmüşsün." Diyerek yanıma geldiğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. Balkondan mı düşmüştüm? Balkondan nasıl düş- Gözümün önüne gelen sahneler ile ne olduğunu hatırlamıştım.

Kedi ağaçta kaldığı için almaya çalışmıştım. Uzak değildi, balkona yakındı. Alabileceğime emindim ama yağmur yağdığı için elim kaymıştı. 

Chan belimi tutup beni kolayca kaldırırken canımın yanmasına çokta dikkat ettiği söylenemezdi. Arkama rasgele yastığı bırakıp yatağın ucuna oturdu ve ellerini yatağa koyup arkaya doğru ağırlığını verdi.

Her zamankinden farklı giyinmişti. Evde bile şık şeyler giyerdi ama bu sefer basit giyinmişti. Açık mavi bir pantolon ve beyaz ince tişört giymişti. Bu hali ile de oldukça dikkat çekiciydi. Yine de ondan nefret ediyordum.

"Sana dikkat etmeni söylemiştim." Diyerek sakince konuştuğunda hafifçe omuz silktim. Göremesem bile ayak bileğimde sargıyı hissediyordum. Üstelik üst gövdem çıplaktı ve morlukları gayet net görebiliyordum. 

"Dikkatliydim." Fısıldadığımda Chan'nın alayla dudaklarını kıvırdığını gördüm. Chan, dediğim gibi bazen iyi davranıyordu. Çoğunlukla beni görmezden geliyordu. İhtiyacı olduğunda bana dokunuyordu. İlişkimiz tamamen buydu. Tuhaftı hem de fazlasıyla yine de ben istemeden en azından ilkimi almıyordu. Belki de reşit olmamı bekliyordu kim bilir.

"Evet dikkatli olmasaydın ölebilirdin." Sesindeki alayla gözlerimi devirirken büyük ihtimalle patlamış olan dudağımı yaladım.

"Kediyi kurtarmaya çalışıyordum" Diyerek kendimi açıkladığımda başını bana çevirip Sinirle baktı. Birden alayın yok olmasına mı şaşırmalıydım yoksa neden sinirli olduğunu mu sorgulamalıydım?

"Şu haline bak. Hareket bile edemiyorsun." Ona boş bakışlarla bakmaya devam ettim. Neden umursuyordu bunu? Her zamanki gibi görmezden gelmesi gerekiyordu. 

"Yani? Bu neden umrunda?" Diyerek ona sorgularcasına bakınca alt dudağını dişlerinin arasına alıp hafifçe ısırdı. Fakat bu hareketi tamamen sinirdendi. Dilini alt dudağında gezdirirken ellerini yataktan çekti ve bacaklarını yatağa çıkardı.

Onun ne yaptığını anlayamadan üzerime doğru emekleyip dudaklarımız değecek kadar yakınıma geldiğinde kaskatı kesilmiş, nefes eylemini anlık unutmuştum. Hafif yatar bir şekilde oturduğum yatakta bana değmeden üzerimde dururken nefesi dudaklarıma çarptı.

My world is just you|HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin