"Süre bitmiştir lütfen kalemlerinizi bırakın" Duyduğum sesle son kodlamamı da yapıp kalemimi bırakırken rahatça nefesimi bıraktım ve titreyen ellerimi üstümdeki şortuma sildim. Sınav bitse bile hala gerginliğimi atabilmiş değildim ki terlemeye devam ediyordum.Kuruyan boğazımı rahatlatmak için suyumdan bir yudum alıp ayağa kalktım ve sınav kağıdını alıp hocanın yanına gittim. Titreyen elimle uzattığım kağıdı alan erkek hoca gerginliğimi görüp elimden alırken omzumu sıvazlayınca seslice yutkundum ve önünde hafif eğilip sırama ilerledim. Birkaç eşyamı alıp hızlıca sınıftan çıkarak merdivenlere ilerlerdim.
1 yıldır çalıştığım üniversite sınavına sonunda girebilmiştim. Ne kadar çok çalışsam da bu gerginliğimi atamıyordum. Önceki sınavlarımda okumayacağımı ve çalışacağımı bilerek girmiştim ama bu sefer gerçekten okuyacaktım ve alabildiğim en yüksek notu almak istiyordum. Ben, başarılı birisi olup sevdiklerimi gururlandırmak istiyordum.
Dışarıya çıktığımda derin bir nefes alırken kalabalıkta konuşan öğrenciler arasında okuldan çıkıp etrafa bakındım. Fazlasıyla kalabalık olsa da anında fark ettiğim kişiler ile istemsizce tebessüm ederken beni fark edip elini sallayan Seungmin'e doğru ilerledim. Hyunjin'in arabasının kaputuna oturmuş gülüşerek sohbet eden Minho ve Jisung'da onun bu hareketi ile bana dönerken hızlıca yanlarına gittim.
"Nasıl geçti bebeğim?" Seungmin yanaklarımı tutup bastırarak dudağımın büzüşmesini sağlarken gözlerimi kaçırıp elimi saçlarıma atarak karıştırdım.
"Yani... bilemiyorum. Sınav stresinden ne yaptığımı hatırlamıyorum." Mırıldanmamla Seungmin yanaklarımı bırakırken "Eminim çok iyi yapmışsındır. Daha fazla düşünüp gerilme" Dedi. Başımı sallayıp onaylarken Jisung arabanın üstünden atlayıp omzuma dostça vurdu.
"Aynen öyle, hatta şimdi birlikte bir yerlere eğlenmeye gidiyoruz. 1 yıldır bu stresle yaşıyorsun bak saçların bile beyazlamaya başlamış" Gözlerimi büyütürken endişeyle Elimi saçlarıma attım.
"Gerçekten beyazlamış mı?!" kahkaha atan diğerlerine endişeyle bakarken saçımı görmeye çalıştım. Saçım gerçekten beyazlamış mıydı? hiç dikkatimi de çekmemişti aynada. Saçımı boyasam iyi olacaktı...
Arkadan omzuma atılan kolla irkilirken saçlarımın arasında hissettiğim dudaklarla başımı çevirdim. "Uğraşmayın bebeğimle, zaten sınavdan dolayı gergin" Diyen Hyunjin'e sevinçle bakarken ona dönüp hızlıca boynuna sarıldım.
"gelemeyeceğini söylemiştin!" Belime sarılıp dudaklarını boynuma bastırınca huzurla gözlerimi kapattım. Şimdiden gerginliğimin azaldığını ve onun varlığıyla rahatladığımı hissedebiliyordum. Bugün gelmeyeceği için daha da gergindim ama o gelmişti.
"Dersi ektim güzelim. Üstelik saçın falan da beyazlamamış dalga geçiyor bacaksızlar." Gülümserken ondan ayrılıp geri çekildim ve hala gülen diğerlerine kötü bakışlar atarken Hyunjin'in elini tuttum.
Jisung ile aylar önce konuşmuş ve o da beni hatırlayınca arkadaş olmuştuk. İkimizde aynı şeyleri yaşadığımız için birbirimizi anlamış ve kısa sürede fazlasıyla yakın olmuştuk. Sevgilisi olan Minho ise aslında göründüğü gibi soğuk ve sert birisi hiç değildi. Sadece Jisung'u korumak için sert bir imaj çiziyor ve insanları ondan uzak tutuyordu onun dışında gayet düşünceli ve samimi birisiydi.
"Hadi içmeye gidelim!" Seungmin heyecanla arabanın yanına gidip arka kapıyı açarak binerken kimse itiraz etmemiş ve arabaya binmiştik. Ben önde otururken Minho ve Jisung'da arkaya binmiş, Hyunjin ise arabayı kullanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My world is just you|HYUNLİX
Fanfiction"sana çok iyi bakacağım bu yüzden bir süre benim evimde kalabilir misin?" *** Bir kaza sonucu doğan aşk mı yoksa şans eseri karşılaşılan geçmiş mi daha etkiliydi kaderinin çizdiği yolu değiştirmede? Başlama tarihi:16.01.21