Bugün 2 bölüm attım bu yüzden önceki bölümü (ihtiyaç mı yoksa aşk mı) okuduğunuzdan emin olun :)
"Sonra buluşmak istedi ben de daha yeni tanıştığımız için olur dedim. Yani önceden tanıdığım birisiyle neden buluşayım ki? Bu yüzden bugün çok üzgünüm canım arkadaşım ama evde kalamayacağım."
Seungmin Hyunjin'den bir tepki alabilmek için ona baktığında Hyunjin onu görmezden geldi ve kimchiyi çubuklarının arasına alıp dudaklarıma doğru uzattı. Gülmemek için bastırdığım dudaklarımı aralayıp yemeği yerken Seungmin sinirle güldü ve onaylamaz bakışlar atarak çubuklarını ona uzattı.
"Ah... sen var ya sen. Çok şerefsizsin." Hyunjin sadece gülmekle yetindi ve ona kısa bir bakış atıp başka bir lokma alarak kendisi yedi. Aynı chopstickler ile yemeye alışmıştık. Sürekli çubukları değiştirmek zor olduğu için ve ikimizde sorun etmediğimiz için tek bir tanesiyle yetinebiliyorduk.
Seungmin başını iki yana sallarken ayağa kalkıp trip atarcasına arkasını döndü.
"Her neyse gidip biraz erkek tavlayacağım. Sen de gay olduğunu inkar edip çalışmaya devam et. " Diyerek mutfaktan çıkarken kendimi tutmayı bıraktım ve hafifçe kıkırdayıp çilekli sütüme uzandım. Birkaç yudum alırken Hyunjin tekrar bana yemek uzatınca geri çekildim. Yemeyeceğimi anlayınca kaşlarını çatıp çubuklarını önündeki tabağa bıraktı.
"Çok az yiyorsun." Bana kaşlarını çatarak bakınca hafifçe omuz silkip arkama yaslandım ve bardağımı dudaklarıma götürmeden önce "Ama doyuyorum" Diyerek cevapladım.
Büyük bir yudum alıp yutmak yerine yanaklarımı şişirdim ve bardağımı masaya bırakırken oda arkasına yaslanarak baştan aşağıya beni süzdü. Dün giydiğim kıyafetlerleydim ve uyurken tişörtüm dışarıya çıkınca da düzeltmemiştim. Zaten Seungmin eve öyle sesli girmişti ki düzeltmek aklıma bile gelmemişti.
"Daha da zayıflıyorsun. Yemen lazım." Sessiz kaldım. Yarın son kez böyle yemekler yiyecek sonra tarihi yiyeceklere geri dönecektim. Bunlara alışmamam gerekiyordu. Yemek yemeye alışırsam çalışırken sürekli acıkacaktım ve halsiz düşecektim. Zaten bedenim aç kalmaya zor alışmıştı ve şimdi bunu bozamazdım.
Hyunjin en azından tabağımı bitirmem de ısrar ederek zorla yedirmiş ve bana yeni bir çilekli süt yaparak önüme bırakmıştı. Yüzümü buruşturarak çilekli süte baktım. O kadar yemiştim ki su bile midemi bulandırıyordu.
Hyunjin yüz ifademe gülüp masayı toplamaya başladı. Bugün derse gitmemişti. Sabah onu uyandırmaya çalışsam da gitmeyeceğini söyleyip uyumaya devam etmişti. Ben de zaten az uyuduğum için bir daha uyumamış, o uyanana kadar onun laptopundan anime izlemiştim.
"Bugün dışarı çıkalım" Hyunjin'in sesiyle irkilirken şaşkınca ona baktım. Bana bakmadan bulaşık makinesini çalıştırdı ve ıslak ellerini havlu ile silmeye başladı.
Neden dışarı çıkmak istiyordu ki? Dışarı çıkmak istemiyordum. Chan karşıma çıka-Doğru ya zaten korktuğum başıma gelmişti. Chan karşıma çıkmıştı ama tuhaf bir şekilde neden arkamdan gelmemişti? Beni gördüğü yer de boğacağını düşünmüştüm. Seungmin gelmeseydi kolumu tutacaktı zaten.
"Felix?" Hyunjin'in sesiyle daldığım düşüncelerden ayrılırken bana kaşlarını kaldırarak baktı. havluyu bırakıp karşıma geçti ve sandalyenin başını tutarak cevap bekledi.
"Neden? Yani evde olmak daha rahat" Dediğimde Birkaç saniye gözlerime bakmış ardından gözlerini kaçırarak omuz silkmişti.
"Uzun zamandır evdesin. Biraz dışarıda vakit geçiririz diye düşündüm." Onunla dışarıda vakit geçirmeyi gerçekten istiyordum ama istemsizce korkuyordum. Öğrenmesinden, insanların beni yine görmemesinden ve tekrar Chan ile karşılaşmaktan. Yine de onunla dışarı çıkmak istiyordum. Yarın son günümdü. Sonra eski hayatlarımıza geri dönecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My world is just you|HYUNLİX
Fanfic"sana çok iyi bakacağım bu yüzden bir süre benim evimde kalabilir misin?" *** Bir kaza sonucu doğan aşk mı yoksa şans eseri karşılaşılan geçmiş mi daha etkiliydi kaderinin çizdiği yolu değiştirmede? Başlama tarihi:16.01.21