Yanlış bir şeyler vardı. Bana çaresiz ve korkuyla bakan o gözlerin ardında nasıl bir geçmiş yatıyordu bilmiyordum ama en başından beri onda doğru olmayan bir şeyler seziyordum. Çok az yemek yiyordu, bedeninde yara izleri vardı, göz altları sanki vücudunun bir parçasıymış gibiydi. Bizden hep çekinirdi ama sanki korkardı da. Bizden değil, bir şeyden korkardı.
Şimdi gözlerinin arkasına gizlediği o korkuyu çok iyi görmüştüm. Bedeni titriyor, ağlamamak için kendini kastıkça kasıyordu. Gelen kimdi bilmiyordum ama onu fena halde korkutmuş olmalıydı.
Vurulan kapıyla nefesimi bıraktım ve uzanıp kolu aşağıya indirdim. Kapıyı açmamla başını eğmiş olan çocuk gözlerini bana çevirmiş ve kızmak için araladığı dudakları beni baştan aşağıya süzerken kapanmamıştı. Yakışıklıydı. Hatta şuan ona yürümemek için kendimi zor tutuyordum ama şimdi yapmam gereken tek bir şey vardı. O da, bu yakışıklı çocuğu evden kovmaktı.
Bedenimde gezinen bakışları tekrar gözlerimi bulurken seslice yutkunmuş ve dudaklarını birbirine bastırıp kendine gelmek için yalamıştı. Tutunduğum kapıya yaslandım ve tek kaşımı kaldırarak sorgularcasına ona baktım.
"Evet? Kime bakmıştınız?" Umursamaz çıkan sesimle boğazını temizlerken elini üzerindeki aşık olabileceğim kombinin de yer alan pantolonunun cebine sokarken hafifçe gülümsedi.
"Hyunjin'e bakmıştım." Dediğinde onun gibi hafifçe gülümsedim ve elimi enseme atıp ıslak saçlarımı karıştırdım. Bu hareketimle damlalar vücuduma damlarken Çocuğun bakışlarındaki karartı hoşuma gitmişti. Eğleniyor muydum? Ah, hem de fazlasıyla.
"Dersten dönmesine daha çok var" Dediğimde yavaşça başını salladı ve yüzünde çapkın bir sırıtış belirdi. Bu gülüşüyle kaşlarımı çatarken içeriye doğru hareketlenince hızla önüne geçerek gözlerimi kıstım.
"İçeri girebileceğini söylemedim." Beni tekrar baştan aşağıya süzdüğünde elimi kapı pervazına koyup yolunu kapattım. Üzerinde siyah, fazla bol sweati, siyah pantolonu ve sarı dağınık saçları ile fazla iyiydi. Hyunjin'in böyle arkadaşı vardı ve bizi tanıştırmamış mıydı? Onu gördüğüm yer de boğacaktım.
"Ev sana ait değil? Ev de bekleyeceğim." Ona kaşlarımı kaldırıp baktım ve o ise beni görmezden gelip bileğimi tutarak önünden çekti. Beni kapıda bırakıp içeriye geçerken Felix'in bana dediği şeyler ve yüz ifadesi gelince hızla kapıyı kapatıp yanına ilerledim.
"Belki Hyunjin evinde olmanı istemiyor. Neden ona sormadan geliyorsun?" Tek kaşımı kaldırıp karşısındaki koltuğun başına kalçamı yasladım. Pekala şuan koltuğa yayılmış ve aşırı sexy duran bu çocuğa soğuk yapmak zorundaydım. Ama tekrar karşılaşırsam kesinlikle soğuk yapmayacağıma emindim.
"Gelmemi istemese neden adresini bana versin? Bu arada," Kaşlarını çatıp sırtını koltuktan ayırırken üzerimdeki yoğun bakışları ile istemsizce gerildim.
Neden bu kadar güzel bakıyordu? Sanki gözlerinde kaybolup gidiyormuşum gibiydi. Dudağımı birbirine bastırırken kıstığı gözlerle vücudumu süzdü ve dirseklerini bacaklarına yaslayarak öne eğildi.
"Neden beni kovmaya çalışıyorsun?" Tek kaşını kaldırıp bana bakınca bir süre sessiz kaldım. Evet ne diyecektim? Ortada bir sebep yokken onu kovmam çok saçmaydı ama Felix'in burada olduğunu da söyleyemezdim. Geçerli bir sebep ne bulabilirim ki?
"Birisiyle birlikteyim." Birden dudaklarımdan kaçan cümleyle ona baktığımda kaşlarını kaldırmış ve bana sorgularcasına bakıyordu. Doğruyu söylemek gerekirse bu yalan en iyisiydi. Şu durumumda bana inanmaması gibi bir durum yoktu bile. Yarı çıplaktım, duş almıştım ve ev sahibi evde yokken onu kovmaya çalışıyordum. Tabiki inanmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My world is just you|HYUNLİX
Fanfic"sana çok iyi bakacağım bu yüzden bir süre benim evimde kalabilir misin?" *** Bir kaza sonucu doğan aşk mı yoksa şans eseri karşılaşılan geçmiş mi daha etkiliydi kaderinin çizdiği yolu değiştirmede? Başlama tarihi:16.01.21