Anlamıyordum.
Büyük bir bilinmezliğin içinde sıkışıp kalmıştım ve savrulan düşüncelerim daha da kaybolmama sebep oluyordu. Beni öpmüştü, ilk öpücüğüm bile değildi ama ilk defa masum ve içten bir öpücüktü. Sadece dudaklarım saniyelik olarak değse de Eğer Seungmin gelmeseydi ne olacağını bilmiyordum.
Sorun bu değildi. Seungmin'e birkaç gün önce gay imalarında bulunduğu için kızarken beni öpmesi beni düşüncelerle dolu havuza itmişti. Kafayı yiyecektim. Neden öpmüştü? altında yatan anlam neydi? Beni Chan gibi düşüncelerle mi öpmüştü yoksa düşünmeden hisleriyle mi öpmüştü?
Derin bir nefes alırken yüzüme tekrar soğuk suyla yıkadım ve aynadan kendime baktım. Islanmış perçemlerimden birkaç tutam yüzüme yapışmış, ilk defa bu kadar dinlendiğim için bedenimin bir parçası olan hafif morarmış göz çevrem asıl rengini almıştı.
Seungmin bizi azarlarken "Çok abartıyorsun demişti." Onun için basit bir şeydi sanırım, o zaman ben neden kafaya bu kadar takıyordum ki?
Havluyla olabildiğince yüzümü kurularken tek elimle duvardan tutunup topallayarak banyodan çıktım. Bakışlarım masada ders çalışan Hyunjin'i bulurken bütün bedenim istemsizce kasılmış ve nefesimi tutmuştum. Hadi ama ilk defa öpüşmüşüm gibi davranmayı bir an önce kesmeliydim. Öpüşmekten daha da ileriye gitmiştim hatta ama neden şuan bu kadar geriliyordum?
Dudağımı ısırırken giymiş olduğum pijamalarımla yatağa oturdum ve yorganı kaldırıp altına uzandım. Hyunjin ne kadar derse odaklandıysa geldiğimi bile fark etmemişti. Bu işime gelmişti tabiki. Beni fark etseydi nasıl davranacağımı bilemezdim. Üstelik Yarın bana bakacak olan kişi Seungmin'di ve beni sıkıştıracağına adım gibi emindim.
Boğazımın yanmasıyla gözlerim hızla açılırken ellerim anında dudaklarıma kapandı. Karanlık odada üzerimdeki yorganı atarken bedenimin acısını umursamadan topallayarak ve iki büklüm bir şekilde banyoya ilerledim.
Boğazıma kadar gelen acı tatla gözlerim dolarken ışığı yakıp kendimi klozetin önüne bıraktım ve akşam yediğim bütün yemeği çıkarttım. Acıyan boğazım gözlerimin dolmasına sebep olurken artık bir şey çıkmasa da birkaç defa daha öğürdüm ve derin nefesler aldım.
O sırada sırtımda onun elini hissettim. Yavaşça sıvazlarken titreyen bedenimi kendi göğsüne yasladı. Koşarak geldiğim için bedenim acıyla kasılıyordu ve bu titrememe sebep oluyordu.
"Sorun ne? Yediğin bir şey mi dokundu?" Diyerek kalkmama yardımcı olurken başımı iki yana yaslayarak reddettim onu ama sonra ne diyeceğii bilemedim.
Ona söyleyemezdim ki gerçekleri. Çalıştığım markette tarihi geçmiş yemekleri yediğim için arada bu kusmaları yaşadığımı nasıl söyleyebilirdim?
Lavabonun önüne gelip suyu açarken "Bilmiyorum, belki de." Diyerek yine yalana başvurdum. tersime de gelse elimle ağzımı çalkalamaya başladım.
İyice çalkalayıp biraz da içtiğimde uzattığı havluyu alıp dudağımı sildim. O sırada ona değdi bakışlarım. Uyandığı için siyah saçları dağılmış ve dudağı daha da kızararak şişmişti. Üzerindeki tişörtün omzu ve eşofmanın bir bacağı sıyrılmıştı. Daha yeni uyanmasına rağmen hala nefes kesici görünüyordu.
Endişeli bakışlarından gözlerimi kaçırdım ve havluyu yerine bıraktım. Elini belime sarıp beni banyodan çıkartırken yatağa doğru ilerledi.
"Ablamı uyandırıp geliyorum sen bekle" Beni yatağa bırakırken gitmemesi için kolunu tuttum. Uzaklaşmaktan vazgeçip bana döndüğünde gözlerimi kaçırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My world is just you|HYUNLİX
Fanfiction"sana çok iyi bakacağım bu yüzden bir süre benim evimde kalabilir misin?" *** Bir kaza sonucu doğan aşk mı yoksa şans eseri karşılaşılan geçmiş mi daha etkiliydi kaderinin çizdiği yolu değiştirmede? Başlama tarihi:16.01.21