Merhaba!
İşte Let The Colors bitti ve buradayız, vay canına. Bu günün hiç gerçekleşmeyeceği kadar tutunduğum, bugün geldiğinde derin bir nefes alacağımı zannettiğim kadar üzüldüğüm iki karakterime veda etmek ve onları sonsuz bir boşluğa elele olduklarını bilerek uğurlamak hem acı hem tatlı bir tebessüm sebebiymiş. Bunu yaşayabildiğim için mutluyum.
Bu kurguyla ilgili birkaç şey söylemem gerekirse, bana ve aslen karakterlerime ilham kaynağı olan insanlardan bahsetmeliyim diye düşünüyorum.
Amy için ilham kaynağım, Amy Winehouse'tu. Bunu tahmin etmiş, edebilmiş olabilirsiniz ancak ben yine de söylemek istedim. Amy'nin uyuşturucusu Michael'dı, diyen o şahane insanın haklı olduğu yerde evet, Amy'nin uyuşturucusu Michael'dı. Amy gibi onu da mahveden, karanlıklara döner gibi sevdiğine, sevgilisini dönmesine sebep olan şey Michael'a duyduğu derin aşktı. Onu bazen sevdiniz, bazen acısınız bazense nefret ettiniz; benim yaptığım ve hissettiğim gibi. Yine de inanıyorum ki onu hissettiniz, onu tanıdınız ve onu gördünüz; benim yaptığım gibi. Bu, benim için yeterli ve baki olan olacaktır. Amy'mi de, Winehouse gibi 27sinde sonsuz karanlığa teslim ettiğimde bu kurgunun bitmesi gerektiğini anladım. Buna karar vermekten ziyade anladım çünkü Amy bana yüzünde artık kocaman iki zeytin gibi duran siyah gözlerinde acı ve zayıf yüzünde artık eğreti durmamasının acısını bildiğim buruk bir gülümsemeyle zayıf kalbini gösterdiğinde; ona kal diyemezdim.
O, yeniden Michael ve Amy olma ihtimallerinin olduğu tek yere; Michael'ın onu bırakarak gitmesine sebep olacak kadar iyi olduğunu düşündüğüne inanandığı yere gitti.
Amy'nin benim hayatımdaki en karanlık dönemleri, kendime karşı en acımasız ve mutluluğumun başkalarına en sıkı şekilde bağlı olduğu yaşlarımı temsil ettiğini de söylemezsem sanırım onu yarım bırakmış olurum. Onu yarım bırakmayı hiç istemem, Michael bir kez yaptığında iyi şeyler yaşanmamıştı.
Michael ise benim Cobain'imdi. Kurt Cobain'in yaşadıklarının artçılarını hissettiğim bir karakteri, yine onun gibi uğurladım. Evlenmek, sakin bir hayat sürmek ve maceraların peşinde koşarak heba olmak arasında genç yaşının etkisiyle sürüklenip duran biriydi. Hatalıydı, pişmandı, korkaktı ve güzeldi. Onu sevdim ve Amy, ondan çok seveceğime inanmasa da hep seveceğim. Michael, Kurt Cobain'in yaşamının ve ölümünün bana hissettirdikleri üzerine kurulmuş ve Amy'nin önüne konmuş bir genç adamdı. Onu da 27sinde uğurladım, Amy'sine kavuştuğu andan bir sene elli yedi gün önce.
Umarım bu çocukları benim tanıdığım kadar tanıyabilmiş ve Amy'nin doğumgünün 8 mart, Michael'ın çatı katından düştüğü barın ne kadar gürültülü olduğunu benimle birlikte görebilmiş, duyabilmişsinizdir.
Fazla uzatmak istemesem de onlar hakkında konuşmak ve onları anmak konusunda dürtümü bastıramadığım için üzgünüm, bilen bilir ki çenem tüm karakterlerimin toplamından daha düşüktür.
Teşekkürlerimden ilki bu kurgunun yazıldığı ve bu platformun bana kazandırdığı şahane insan için; fonzibonzibrothers
Senin için ve senin desteklerinle devam ederek yazılan bu kurguyu umarım sevmiş ve ayırdığın zamana değdiğini düşünmüşsündür. Seni çok seviyorum ve senin için bunu batırmamış olmak istiyorum.
Bir diğer teşekkürüm yine bu platformun bana kazandırdığına çok büyük teşekkürlerde bulunarak harika bir dost kazandığımı düşünmemi sağlayan için; livesindaydreams123
Senin desteğini her an sol omzumun hemen üzerinde, yüreğini kalbimin hep yanında hissettim. Teşekkür ederim ve iyi ki varsın. Seni seviyorum.
Bir diğeri bu kurguyu yine sımsıkı sarıp sarmalayan ve final bölümünün sonunda kullandığım dizelerin ait olduğu şarkının yani In Silence'ın da içerisinde bulunduğu bir Let The Colors playlisti hazırlayarak beni neredeyse mutluluktan ağlatan graceiscreating için. Seni ağlattığım için çok üzgünüm, bu çocuklar da ben de bunu bir daha yapamayacağız. Seni çok seviyoruz.
Bu kurgunun düştüğü an kalkmak bir yana neredeyse zıplayacağı kadar büyük bir destek ve motivasyon kaynağı olarak her daim yüzümü kocaman gülümsemelerle dolduran, Nialltoneoftheblue, ne yazsam olabilecek en vefalı ve harika şekilde hemen okuyan butterfly_87, yine aynı şekilde her zaman burada olup desteğini esirgemeyen vangoghsaprentice ve ismini saymayı unuttuysam aflarına sığınmayı umarak başımı öne eğdiğim daha birçok kişi.. İyi ki varsınız ve iyi ki buradaydınız!
En karanlık günlerimden omurgam biraz olsun eğilmeden çıkıp bana en iyi hissettirecek şeye, yazmaya dönebildiysem buradaki en ufağından en yüksek sesli desteğe; her birinize borçluyumdur. Sayımız az olsa da, yüreklerimiz hep bir ve desteğiniz hep çok güçlüydü.
Michael ve Amy'nin 5 Mayıs 2020 tarihinde başlayan hikayeleri, 10 Şubat 2021'in ilk saatlerinde sona eriyor. Yine de, bir zamanlar Amy'nin kelimelerinde yer verdiğim ve Michael'ın ardından söylediği o şarkıda olduğu gibi;
Okyanusta uzanıp, onların şarkısını söylemeye devam edeceğim; çünkü kimse onlarla kıyaslanamaz ve onları sonsuza dek sevmek, yanlış olamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let the colors /mgc
FanfictionAma sen yoksun ve ben renklerin solmasına engel olamıyorum.