cobain

101 17 28
                                    

Merhaba! Bu bölüm için tetikleyici içerik uyarısı koyuyorum ama yeniden belirteyim, rahatsız olma ihtimaliniz varsa lütfen okumayın, sizden kıymetli değil. Teşekkür ederim. İyi okumalar!

-TETİKLEYİCİ İÇERİK-

2019 Mart- aynı gecenin devamı

Michael, elindeki şişeyi sıkıca tutarken bir adım geri sendeledi.

Başı dönüyordu.

Sarhoştu.

Bunu farkedince kendisinden ve uzak bir köşede sevişen genç bir çiftten başkasının bulunmadığı terası inletecek kadar büyük bir kahkaha attı. Bu hissi seviyordu. Ayaklarının uyuşmasını, başını kaldırıp gökyüzüne baktığında şehir ışıklarıyla bulanıklaşan yıldızların parıltılarının iyice uzaklaşmış olmasını seviyordu. 

Başını kaldırıp gökyüzüne bakarken dengede durmaya çalıştı. Hayatının dengesini nasıl kaybettiyse, vücudunun dengesini de öyle kaybediyordu sarhoşken; önce yavaş yavaş sonra birden bire.

Bunu düşününce bakışlarını yeniden elindeki şişeye çevirip büyük bir yudum daha aldı ve sert içkinin boğazını, ardından midesini yakmasını bekledi keyifle. 

"Harika bir hayatım vardı.."diye mırıldandı, kelimelerini yuvarlamaya başladığını farketse de dinleyen olmadığı için umursamıyordu. "Sikeyim!"diye bağırdı, "Harika bir hayatım vardı."

Sesi şehrin gürültüsüne karışıp kayboldu.

Yükselen bir müzik kariyeri, harika dostlukları, saygın bir konumu, hayranları ve harika bir kız arkadaşı vardı.  Sahnede olduğu anları, çocukluğundan beri onunla olan dostlarını, ödülleri, konserleri, çığlık çığlığa koşup onlara sarılan hayranlarını seviyordu. Bu hayatı seviyordu.

Ama boğuluyordu.

Sahne öncesi rahatlamak için içilen birkaç bardak içki, turnelerdeyken uykusuz kaldıkça alınan uyku hapları, kafa dağıtmak için kucağına oturmasına izin verdiği kadınlar.. Hiçbiri orada kalmamıştı. Hiçbiri birkaç hap, bir bardak içki ve bir kadından ibaret olamamıştı.

Önce sahnedeki tutkusunu kaybetmişti, sonra şarkı sözlerini. Hayranlarının sevgisini, ona bakan ve gülümseyen yüzleri kaybetmişti.

Sonra..

"Sonra.."diye mırıldandı, "Ayık gezebildiğim zamanları kaybettim. Uykularımı, düzenimi ve sevdiğim kadını.."

Dizlerinin çözüldüğünü hissedince olduğu yere oturmak zorunda kaldı. Bacaklarını kendine çekerken artık hafifleyen şişeyi bir kez daha dudaklarına götürdü. 

"Amy'i kaybettim.."

Başını dizlerine koyup mırıldanırken bir kez daha söyledi bunu. Sesli şekilde ifade etmek canını yaksa da, buna ihtiyacı vardı. 

Amy'nin ince parmaklarına pırlanta yüzüğü takarken ikisinin de nasıl mutlu olduklarını hatırladı. O gün tek düşündüğü şey Amy'le kuracağı bir hayattı. Her şey geçip gidecek ve ikisi kalacaktı.

Hemen ardından da Amy uyurken onun kollarında gördüğü izler geldi aklına. Hiçbir şey geçip gitmemişti, Amy Michael'ın onu hayatlarının geri kalanı boyunca görmek istediğinden çok farklı bir haldeydi.

"Ben Amy'e ne yaptım?"

Farkettiği şeyin dehşetiyle sarsılırken alnındaki saçlarını ittirmeye çalıştı. "Ben Amy'e ne yaptım?"

Amy'nin kendisinin hayatını düzenlemeye çalışırken girdiği stres yüzünden baskı altında hissettiğini biliyordu, üstünde büyük bir sorumluluk vardı ama.. Bu kadarını görememişti. Kendi düzensizlikleri uğruna Amy'nin kendi kollarını parçalayacak kadar kaşıdığını, bunları makyajla kapattığını görememişti. 

let the colors /mgcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin