2014
"Ee Amy"
Luke önündeki eti keserken yüzünde anlamlandırması zor bir gülümsemeyle Amy'e döndü."Derslerin bu sene çok yoğunmuş,öğrendiğim kadarıyla."
Amy onun bu tavrına artık alışmış olsa da altındaki niyeti anlamamak için kör olmak gerekirdi."Evet"diye mırıldanıp solundaki şarap şişesine uzandı.
"Ama değecek."
Masada ikisi hariç kimse konuşmuyordu,kadehine şarabı doldururken konuşmaya devam etti."Sizin de turneleriniz başlayacak.Herkes emeğinin karşılığını almalı öyle değil mi?"
Luke kestiği eti ağzına atıp çiğnerken gülümsedi.Sarı buklelerinden biri alnına düşmüştü."Tabii"
Michael,yanında oturan sevgilisini heyecanını ve Luke ile ikisi arasındaki gerginliği odada somut bir şeymiş gibi hissedebiliyordu.Asla anlayamadığı bu gerginliği en sonunda ikisinin karakterine bağlamak üzereydi ki geçen gün Calum'la aralarındaki konuşmayı hatırladı.Michael'ın her kötü anını ve sorumsuzluğunu Amy'den biliyorlardı.Michael bunu reddetse ve Ashton da destek çıksa da çocuklar geri adım atacak gibi değillerdi.
"Ablanlarla yaşadığını söylemiştin,onlar neden yemeğe gelmediler?"
Luke'un sorusu kısa süren sessizliği bir bıçak gibi keserken Amy yutkundu."Yoksa Michael'ı sevmiyorlar mı?"
Calum çatalını sertçe boş tabağına bıraktı."Luke,yeter.Huzursuzluk yaratıyorsun."
Calum,Amy'e karşı Ashton kadar sıcak veya Luke kadar soğuk olmasa da seviyeli bir arkadaşlıkları olmuştu.Amy'nin ablasıyla yaşadığı problemleri hepsi bildiği halde Luke'un ortamı germeye çalıştığını en iyi o biliyordu.Buna izin vermeyecekti.
Luke hiçbir şey demeden önüne döndü çünkü istediğini almıştı.Amy'nin birbirine bastırdığı dudaklarından bunu herkes anlayabilirdi.Amy gerginliğini belli etmemeye çalışarak gülümsedi.
"Yeğenim biraz hastaymış,o yüzden gelemediler."
Michael masanın altından sevgilisinin elbisesinin açıkta bıraktığı çıplak dizini tuttu.Amy onun desteğine karşılık dizindeki elinin üstüne kendi elini koydu.Yeğeni hasta falan değildi ve buradaki beş kişi de bunu biliyordu.Ablası Michael'la birlikteliğinden beri Amy'e karşı çok daha farklıydı.Ona güvendiğini ve hedeflerinden sapmadığına inandığını söylese de Amy'nin de farkında olduğu gibi sapıyordu.Hem not ortalamasını hem de Michael'la ilişkilerini belli bir seviyede tutmaya çalışmak yorucuydu ama Michael'a çok aşıktı.Bu yetmezmiş gibi arkadaşları tarafından sürekli sorumlu tutuluyor,bu yüzüne söylenmese de hissediyordu.
İştahının kaçtığını hissedince şarabından bir yudum daha alıp Michael'a döndü.Michael doğumgünlerinde hep çok heyecanlı olurdu ama az önce olanlar yüzünden durgunlaşmıştı,herkes gibi.Amy onun yemeğine kitlenmiş bakışlarına ve gergin ellerine bakıp iç çekti.Böyle olmasını istemiyordu,nedeni kendisi olmasa da.
Masada ekranı kapalı şekilde duran telefonundan bildirim sesi gelince kendine gelip telefonuna uzandı.Sonunda,diye düşünmekten kendini alıkoyamadı.
Mesaja cevap yazarken henüz göndermesine vakit kalmadan kapı çalınca Michael'ın çatılmış kaşlarını ve ne olduğunu sorgulayan bakışlarını umursamadan sandalyesini ittirip ayağa kalktı.Ayağındaki topuklu ayakkabılar el verdiğince koşaradım kapıya ilerleyip kapıdaki kalabalığı içeri aldı.Michael kimin geldiğini anlamak için sandalyesinden kalkıp kapıya ilerlediğinde ellerinde pasta ve konfetilerle arkadaşlarını gördü.Çocukların da bundan haberi olmadığı çok belliydi ama Ashton Amy'e bakıp gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let the colors /mgc
FanfictionAma sen yoksun ve ben renklerin solmasına engel olamıyorum.