truth

246 41 72
                                    

Merhaba! İlginiz için çok çok teşekkür ederim,yorum veya oy sınırı koymuyorum ama değerli yorumlarınızı görmek isterim tabii ki.Sizi seviyorumm!

Calum playstation konsolunu koltuğa bırakırken derin bir nefes verdi.Ashton bakışlarını ekrandan çekip arkasına yaslanan arkadaşına baktı.Bitkin görünüyordu,kendisi gibi,Amy gibi,herkes gibi.

"Sen biraz eve git istersen"dedi,kendi konsolunu ayaklarını uzattığı sehpaya koyarken."Ben idare edebilirim,yoruldun"

Calum onun bu söyledikleri karşısında başını geriye atmakla yetindi.Ellerini kısa saçlarının arasından geçirdi.

"Biliyorum Ashton"dedi,"Sen kalıyor bile olsan onu bırakıp gidemiyorum biliyorsun"

Ashton ısrar etmedi,ona defalarca kez anlatmaya çalışmıştı.Amy onun da çok yakın arkadaşıydı ve ona tek başına da göz kulak olabilirdi,bu ona yük olmazdı ve söz yazması gereken Calum'du kendisi değil.Ayrıca ikisi birden bu evde olduklarında Amy'nin yaşantısı konusunda derin ayrılıklara düşüyor çoğunlukla tartışıyorlardı.Calum'un bunu anlaması için Roy'un Amy'i mutfak kapısının önünde baygın bulması gerekmişti.

"Tekrar tekrar anlatmaktan yoruldum ama"diye konuya girdi ki Calum'un delici bakışları onu yeniden susturdu.Ellerini iki yana açıp "Pekala"dedi ve Calum gibi arkasına yaslandı.İkisi de başlarını koltuğa yaslayıp öylece evin yüksek tavanını izlemeyi seçtiler.Aralarında ikisinin de saymadığı bir süre kadar sessizlik yaşanırken,ikisinin de aklı Michael'daydı.Calum'un sessizliği bölen sesi boğuktu.

"Onun evindeyiz."dedi,"Onun playstationını oynuyoruz,onun oturduğu koltukta oturuyoruz ama o yok Ashton"

Ashton dinlemeyi tercih etse de aynı şeyleri düşünmeden edemedi.Hayatları alt üst olmuştu,toparlanmaları ve Amy'i de toparlamaları gerekiyordu ama yapamıyorlardı.

"Neden böyle oldu bilmiyorum"

Calum ağlamak üzere olduğunu orada kim olsa anlayacağı bir sesle konuşurken histerik bir şekilde güldü.

"Bazen bunların bir şaka olduğuna inanmak istiyorum.Bazen şu kapıdan girip aptal şakalar yapmasını,Luke'u aşağılamasını ve bütün gün ergenler gibi bilgisayar oyunu oynamasını istiyorum"

Ashton başını hafifçe çevirip Calum'a bakarken en az onun kadar kötüydü,ağlayacağını biliyordu."Onsuz ne yapılır öğrenemedik bile"diye katıldı arkadaşına.Calum onu başıyla onaylarken elleriyle yüzünü kapattı.

"Belki de haklısın"dedi,ellerini yüzünden çekmeden "Bir süre eve gitmeliyim"

Ashton bunu beklemese de başıyla onaylamakla yetindi,bunun ona iyi gelmesini umdu.Roy onun biraz kendine gelmesini sağlayabilirdi,Calum ev arkadaşı açısından şanslıydı.

"Luke bizde mi kalıyormuş?"

Onay bekleyen bir tavırla Ashton'a dönüp doğruldu.Ashton sol gözünden süzülen bir damla yaşı önemsemeden "Evet"diye mırıldandı.Michael gittiğinden beri Calum'la çok kez yalnız kalmışlardı ama bu konuyu konuşmaktan hep kaçınmışlardı.İkisi de bu yalnız anlarda hatırlamaktan kaçınmak için oyalanacak bir şeyler buluyorlardı,bu bir oyun veya yemek oluyordu genelde.Calum yemek yapmayı bile öğrenmişti,kafasını dağıtmalıydı.Gözden kaçırdıkları şey,hatırlamaktan kaçınmalarının bir faydasının olmadığıydı.Aksine,unutmamışlardı ki.Hepsinin aklının bir köşesinde her daim beynini işgal eden o korkunç gerçeklik,üstü örtüldükçe daha güçlü şekilde ortaya çıkıyor ve her biri yalnız kaldığında hıçkırıklarla ağlamalarına sebep olacak kadar güçlü şekilde karşılarına çıkıyordu.

let the colors /mgcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin