PISCINE

1K 99 69
                                    

Heeellllooooo. Ben geldim. Nasılsınız bakalım ballı çörekler??

Heyecanlı bir bölüm oldu iyi okumalar diliyorum.

Çıkmadan 🌟 a basıverin. Çok vote çok yazma hevesi demek. Öptümm.

☆☆☆☆☆

Tatilden dönmemizin üzerinden iki hafta geçmişti. Sezona hızlı bir şekilde başlamıştık, iki haftanın birinde kendi sahamızda, birinde deplasmanda olmak üzere iki maç yapmıştık ve iki galibiyetle sonjçlandırmıştık maçlarımızı. Takımlara yeni transferler geldiğinden hem onların takıma alışması hem de takımın onlara alışmaaı için antrenmanlar daha da uzamıştı. Akşam 9da çıktığımız bile oluyordu. Barışın takımında da durum aynı olduğundan neredeyse hiç görüşemiyorduk. Çoğu zaman bende kalıyordu ama yorgunluktan birbirimizi görecek halimiz kalmıyor, yığılıp kalıveriyorduk bir yerlerde. Pazar günleri ise tek tatil günümüzdü.

Tabakları masaya koyup seslendim. "Barıış, hadi hayatım. Çıkıcam ben birazdaan"

Barış merdivenleri koşarak indi. Mutfağa girerken tshirtünü üstüne geçirdi. Sonra da yanağımı öpüp yerine oturdu. "Nereye çıkıyosun ya? Bugün tatil günümüz"

Tavayı ocaktan alıp omletini tabağına bıraktım.

"Off nisa, en sevdiğimden yapmışsın."

Gülümsedim. "Afiyet olsun. Kaç ay oldu yağmura yüzme öğreticem diye söz vereli. Ayıp oldu artık. Onlar gelicek birazdan."

Zeytini ağzıma atarken barışa baktım. Gözlerinin içi parlıyordu bana bakarken. "Ne oldu? Niye öyle bakıyosun"

Yaklaşıp saçlarımdan öptü. "İki haftadır yoğunluktan kafamızı kaşıyamıyoruz. Ve sen tek boş gününü kendine değil benim aileme ayırıyorsun."

"Ee nolucak. Ben de çok seviyorum onları canım"

Barış yumurtasına döndü. "İlerde bizim bebeklerimize de sen yüzme öğretirsin. Kötü yüzme ihtimalleri yok senden öğrenirlerse"

Aniden öksürmeye başladım. Bebek mi?

"Nisa, nisa iyi misin?" dedi barış. Bir yandan da sırtıma vuruyordu.

Elimi kaldırıp durmasını işaret ettim. "İyiyim, iyiyim"

Barış kıkırdadı "bebek deyince heyecanlandın dimi?"

Ama ben gülemiyordum, yüzüm düşmüştü. Barış bu konudan hoşlanmadığımı bilmiyordu, buradaki kimse şu an bilmiyordu, hiç bahsetmemiştim.

Barış çatalıyla bıçağını bırakıp tamamen bana döndü. Yüzümün düştüğünü o da farketmişti. "Nisa noldu? Yanlış bi şey mi söyledim?"

"Yok bi şey. İyiyim" derken gülümsemeye çalıştım. Sanırım hiç becerememiştim ki barışın yüzündeki ifade daha da ciddileşmişti.

"Nisa? Doğru söyle bana."

Derin bir nefes aldım. "Şey...sadece, bu kadar ilerisini konuşmasak?"

Barış derin bi nefes aldı "ne demek o kadar ilerisini konuşmasak? O kadar ilerisini konuşacak kadar ciddi değil misin?"

Elini tuttum "barış öyle demek istemedim."

Elini çekip masadan kalktı. "Napıyoruz biz? Oyun falan mı oynuyoruz? Bi ilişkideyiz nisa. Seninle ilgili planlarım o kadar net ki, hayatımda hiçbir konuda daha net olmamıştım." Sandalyeyi sinirle yerine itince irkildim. "Ama görüyorum ki karşımdaki kişinin benimle ilgili düşünceleri bile net değil." Mutfaktan çıkıp koridordan seslendi. "Bence düşüncelerini netleştir, sonra konuşalım"

TÝM || NisBarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin