Geldimm ve size yeni bir bölüm getirdim. Ama önce bir duyurum var. BU BÖLÜM VE ÖNCEKİ BÖLÜM 100 VOTE OLMADAN YENİ BÖLÜM YOK BALLARIM. Ben de bu sürede yazmış olurum biraz.
Bir duyuru daha. Aklımda iki tane efso kurgu var ama nisbar dışı... Ne dersiniz okur musunuz?
Hadi öptüm sizi iyi okumalarr.😘😘
---------
Kapıda gördüğüm manzara beni şok etmeye yetmişti. Babam ve kız kardeşim ellerinde kocaman valizleriyle kapıda dikilmiş bana bakıyorlardı.
"Kızım sürpriiizzz"
"Şey...ben..baba...şok oldum" derin bir nefes aldım. "Ben...yani beklemiyodum sizi de"
"Abla sevinmedin mi aşkolsun"
"Ya saçmalamayıın, çok sevindim ama şoku atlatamıyorum"
"Ee aralık ayındayız donduk, içeri mi girsek kızım"
"İçeri? Ay içeri tabi, girin girin" kapıyı iyice açıp kenara çekildim. "Ben cidden şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırdım da"
Selma valizini bıraktıktan sonra boynuma atladı "ablamm, çok özledim seni yaa"
"Ben de ben de...ama belimi kırmasan daha iyi olurdu"
Babam selmayı hafifçe kenara çekti "evet kızım, ablanı sakatlayacaksın. Bak ben nasıl sakince sarılıyorum" bana sarılırken selmaya gösterdi.
"Abla Türkçen ne kadar gelişmiişş"
"Ha...ne dedin selma?"
Selmanın ne dediğini duymamıştım çünkü aklım biraz sonraki karşılaşmadaydı tamamen. Anlaşabilecek miydi bizimkiler?
Babam elini gözlerimin önünde salladı "nisaa, iyi misin kızım"
"Şey...iyiyim babacım."
"Hadi geçelim içeri o zaman"
İkisinin kollarını tutup birden "durun" diye bağırdım.
"Kızım neden bağırıyosun??"
"Durun...yani şey...şey...hah montlar? Montlarınızı çıkarın onlarla mı oturacaksınız?"
Babam montunu çıkartırken bana baktı "sende bi haller var ama neyse"
"Yok babacım, sevinçten ne yapsam bilemiyorum...neyse montları da çıkardınız...geçelim bari içeri"
İçim içimi yiyordu, yaklaşıyor yaklaşmakta olan.
Salona adım atarken gözlerimi kapatıp nefesimi tuttum. Babam erkek arkadaşlarıma karışmazdı, hiçbir zaman karışmadı ama ona karşı hep dürüst olmamı isterdi, Barış konusunda dürüst olmamak değil de, her şeyi anlatmamak hatta çoğu şeyi anlatmamak yolunu seçmiştim. İşte korktuğum buydu.
Birkaç saniye sonra hala ses gelmeyince gözlerimi hafifçe araladım. Ee? Barış? Kadehler? Hepsi kaybolmuş??
Babam bana döndü "nisa ne duruyosun kızım kapıda, gelsene içeri, hem konuşacaklarımız var"
"Ayy abla, kış günü bahçe kapısını açık bırakmışsın ya, donucaz burda"
Anlaşıldı şimdi, barış beni zor durumda bırakmamak için bahçe kapısından tüymüştü. Teşekkür ederim barışş, rahatça derin bir nefes alma vakti...
"Ne konuşacaktın baba"
"Sağol kızım yolculuk da iyi geçti, biz de seni çok özledik, karnımız tok, ama bir şeyler içebiliriz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÝM || NisBar
AcakAşktır yücelten bizi ve derinliğimiz aşktandır. Gerisi boş, yalan. Aşksa; sevmektir. Durmadan, nefes almadan sevmektir.