Kahvaltıda 'kahvaltı ettim' denemeyecek kadar şeyler yedikten sonra fransızca dersim için evden ayrılıp hocamın evine gittim. Hocam fransızdı ve yakışıklıydı.
Kapı ziline bastıktan sonra bir süre bekledim. Kapı açıldığında hocam beni görünce gülümsedi.
"merhaba jennie. Geç"
"merhaba"
İçeri geçip ayakkabılarımı çıkartmadan bildiğim yoldan salona geçtim. Ceketimi çıkartıp koltuğa koyup her zaman çalıştığımız masaya gittim.
"nasılsın jennie?"
"iyiyim hocam. Siz?"
"bende iyiyim. Sen eşyalarını hazırla bende geliyorum"
Merdivenlerden yukarı çıkarken sırtçantamdan eşyalarımı çıkarttım. Defterlerimi, kitaplarımı her şeyi düzenli koyduktan sonra saçlarımı geriye atıp arkama yaslandım ve hocamın gelmesini bekledim.
Merdivenlerin sonunda elinde kitaplarla hocam gözükünce oturuşumu düzeltip dik bir şekilde oturmaya başladım. Yanımdaki sandalye'yi çekip oturdu ve kitaplarını koydu. Gerekli kitapları alıp açtıktan sonra dersi anlatmaya başladı. Bende onu dinleyip dediklerini yapmaya başladım.
Başımı sağ tarafa çevirdiğimde yüzlerimizin yakın olduğunu fark ettim. Bunu o da yüzünü bana çevirince daha iyi fark ettim. İkimizde yüzlerimizi incelerken öne atılıp dudaklarımızı birleştirdim. Bir süre sonra karşılık vermesi hoşuma gitmişti.
İleri gitmek için elimi tişörtünün eteklerine götürdüğümde telefonum çalmıştı. Lanet ederek ondan ayrılıp çantamdan telefonumu çıkarttım.
Annem
Zamanlaması mükemmeldi
"efendim?"
"bu akşam özel bir misafirimiz gelecek kim jennie. Dersinin bitmesini bekleme çık ve hazırlan"
Telefonu yüzüme kapattığında göz devirdim. Normalde gitmez ya da geç giderdim ama dersim bitmeden çağırdığına göre gerçekten önemliler.
Telefonu masaya koyup eşyalarımı toplamaya başladım bir yandanda konuştum
"işim var gitmeliyim"
"tabii, dersimizde bitmişti zaten"
Çantamı omzuma atıp koltuktaki ceketimi koluma atıp evden çıktım. Arabama binip kuaför'e doğru sürdüm. Kuaför'e gelince arabayı park edip içeri girdim.
"hoş geldiniz jennie hanım"
"hoş buldum"
Sandalye'ye oturup neler yapılması gerektiğini söyledim. Onlarda hemen işe koyuldular. Biri saçlarımla biri makyajımla iki kişide ellerimle ilgilenmeye başladılar. Bir kaç saat sonra işleri bittiğinde kartım ile ücreti ödeyip ordan çıktım.
Arabaya binip yola koyuldum. Kırmızı ışıkta arabamı durdurup beklemeye başladığımda telefonum çalmaya başladı. Arayana baktığımda jisoo'nun aradığını gördüm. Telefonu, arabadaki telefon tutacağına takıp aramayı onayladım.
"alo jisoo"
"jennie napıyorsun?"
"kuafördeydim. Şimdi eve geçiyorum"
"işin var mı?"
"neden?"
Yeşil ışık yandığında arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladım.
"işin yoksa bana gel dicektim. Sıkılıyorum. Eğleniriz"
"üzgünüm jisoo bende isterdim gelmeyi ama annem çağırdı. Akşam özel bir misafirimiz varmış"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troubled Love '~, JenKai
Fanfiction-benimle oynamak tehlikelidir Kim Jennie -Ve ben tehlikeyi severim Kim Jongin Dedim parmaklarımı karın kaslarından sürterek gögsüne doğru çıkarırken. Gözlerinden çaresizce beni istediğini görebiliyordum. O beni istiyordu. Ama bunu dile getirmeyecek...