Önüme koyulan beyaz kupa bardağına baktım. Dumanı izledim. Ne olduğunu bilmiyordum ama kahve olmadığını anlamıştım.
Karşım da ki koltuğa oturan ve elinde siyah bir kupa tutan Jongin'e çevirdim gözlerimi. Bardaktan bir yudum aldıktan sonra bana baktı.
"Papatya çayı, rahatlatır"
Papatya çayı
Başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim. Jongin kenarda duran gözlüğünü takmadan önce gözlerini ovuşturdu. Eve gelince üstünü değiştirmişti. Beyaz bir t-shirt ve siyah bir eşofman altı giymişti.
Beyaz kupaya çevirdim gözlerimi. Papatya çayı içmek istemiyorum, bir şey içmek istemiyorum, hiç bir şey istemiyordum. Sadece uyumak istiyorum.
"Jongin"
"Efendim?"
Gözlerim beyaz kupada, onun içinde ki sıcak sıvıdan çıkan dumanlardaydı.
"Ben papatya çayı sevmem, unuttun mu?"
Bir kaç saniye sustu. Sonra onun da yorgun olduğunu anlayacağım ses tonunu işittim.
"Hatırlamam için bana sebep bırakmadın"
Başımı hafifçe salladım. Haklıydı, onun canını yaktım ve benim sevip sevmediğim şeyleri hatırlamasını bekleyemezdim.
"Haklısın, sana sebep bırakmadım"
Burnundan derin bir nefes verip bardağı masaya bırakıp öne doğru eğildi. Dirseklerini dizlerine yasladığın da benim saatlerdir o pozisyonda oturduğumu hatırladım.
"Bu gece burda kal, sabah istediğin de evden çıkarsın"
"Benden nefret ediyor musun?"
"Ne?"
Gözlerimi onun kahveleri ile buluşturdum. Çatık kaşlar ile gözlüğünün arkasında bana bakıyordu.
"Benden nefret ediyorsun, değil mi Jongin?" Gözlerimi tekrar bardağa çevirdim, yüzüne bakmak istemiyordum. O acımasız ifade ile karşılaşmak istemiyordum. Başka zaman o bakışlar ile savaşabilirdim ama şimdi değil, şimdi savaşamazdım "öyle iken niye beni evine alıyorsun?"
Arkasına yaslanıp yerinde kaydı ve gözlerini kapattı. Bende yüzünü izledim. Gözlerine, burnuna, dudaklarına, kaslarını, net göremesem bile kirpiklerine. Yüzünün her bir noktasında baktım. O, o çok güzeldi.
"Jennie" sesini duyduğumda kendime geldim ve gözlerimi ondan alıp bardağa çevirdim. Yapamazdım, ona bakamazdım. İnceleyemezdim onun yüzünü. Bu benim hakkım değildi, ona yaşattıklarımdan sonra buna hakkım yoktu benim. Bu kadar bencil olmamalıydım.
Ama ben bencil olmayı hiç bu kadar istememiştim
"Yatağın üstüne kıyafet bırakıcam. Onları giy ve uyu"
Ayağa kalkarken ona bakmamak için direndim. Yanımdan geçip giderken hayal kırıklığına uğramış gibi hissettim.
Bu değil dedim. Demek istediği, bana söylemek istediğim bu değildi
Ellerim beyaz kupaya gitti. Belki de sevmediğin şeyleri yapmalı, denemeliydim. Belki bu saatten sonra beni mutlu edecek şey, sevmediğim şeylerdir.
Parmaklarımı beyaz kupanın kulpuna dolayıp kaldırdım. Dudaklarıma yaklaştırdığım da biraz üfledim ve gözlerimi kapatıp ufak bir yudum aldım.
Gözlerimi açarken kaşlarım çatılmıştı. Tekrar bir yudum aldım. Bir kere daha içtiğim de emin olmuştum. Bu papatya çayı değildi.
Karşımda ki siyah kupayı elime alıp bir yudum aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troubled Love '~, JenKai
Fanfiction-benimle oynamak tehlikelidir Kim Jennie -Ve ben tehlikeyi severim Kim Jongin Dedim parmaklarımı karın kaslarından sürterek gögsüne doğru çıkarırken. Gözlerinden çaresizce beni istediğini görebiliyordum. O beni istiyordu. Ama bunu dile getirmeyecek...