Twelve

190 9 451
                                    

"bu sıralar nelerden yapmaktan hoşlanıyorsun?"

"ımm," yere bakıp bir süre düşündüm, sonra gülümseyip kameraya baktım "bu sıralar gitar çalmaktan hoşlanıyorum, bu aralar kendimi sık sık gitar çalarken buluyorum, ve gitar çalmak gerçekten çok zevkli"

"peki, bu aralar özellikle şarkılarını dinlediğiniz bir şarkıcı var mı?"

Bu sefer tavana doğru bakıp son zamanlar da dinlediğim şarkıları düşündüm. Sonra tekrar kamera'ya baktım.

"bu sıralar selena gomez'in şarkılarını çok dinliyorum, sanırım tüm şarkılarının sözlerini ezberledim"

Güldüğüm de kamera arkasın da ki kişiler de kıkırdamıştı. Kamera arkasın da ki maskeli kadın kağıda bakıp bana döndü.

"en son satın aldığın şey nedir peki?"

Bir iki saniye düşündükten sonra bileğimi kaldırıp gümüş ince, bileğime boş gelen bilekliğimi gösterdim.

"en son bunu satın aldım, internette sevdiğim markaların ürünlerine bakarken bu bileklikle karşılaştım ve, sanırım o an aşık oldum. Direk aldım, İtalya'dan gelmişti"

"kapanışı yaparmısınız?"

En büyük kameraya baktım.

"Chanel'a bana bu çekim'de yer verdiği için minnettarım. Umarım yeni koleksiyonu beğenirsiniz, içinde harika şeyler var. Bu röportaj için ve büyük ilginiz için de teşekkür ederim"

Tek elimi kaldırıp kamera el salladım bir süre. Kamera'nın arkasın da ki adam dikleştiğin de elimi indirdim. Ayağa kalktığım da teşekkür ve naziklik amaçlı başımı eğmiştim. Hepsi aynı şeyi yaptıktan sonra dinlenmek için dinlenme odasına ilerledim. Chanel'ın yeni koleksiyonu ve kıyafetini tanıtmak için teklif almıştım. Ben de bu teklifi kabul etmiş ve kameralar karşısına geçmiştim.

Ufak bir röportajdan sonra soluğu dinlenme odasın da ki deri koltukta almıştım. Önüm de ki küçük sehpa da ki biraz yenmiş yemekler vardı. Aç olduğum için masa da ki çubukları alıp gimbap'tan alıp ağzıma attım ve çiğnemeye başladım. Diyetime dikkat etmem gerekiyor olsam da çok acıkmıştım ve açlıktan bayılmak istemiyordum. Yavaş yavaş bir kaç şeyi mideme indirirken masada ki açılmamış şişeyi elime alıp kapağını açtım ve sudan birkaç yudum aldım.

Arkama yaslanıp odaya göz attım. Büyük makyaj masası, üstün de ki çeşit çeşit malzemeler ve kocaman aynalar vardı. Duvarın yanın da küçük kıyafet askılığı ve askılıkta poşetli kıyafetler vardı. Onun altın da ayakkabı kutuları vardı.

Makyaj masası'nın duvar kenarın da ki kısım da takılar vardı. En başta ki kısım da saçlar için malzemeler vardı. Etrafı incelemeye devam ederken içeri stilist girdi. Askılığa ilerlerken onu izledim. Poşetlerin fermuarlarını yarısına kadar açıp kıyafetlere baktı. Eğilip kutuları açtı ve bir ayakkabı kutusunu açıp askılıktan bir kıyafet aldı. Bana dönüp hafif gülümsedi.

"bunları giyeceksiniz jennie hanım"

Burnumdan nefes verip ayağa kalktım ve elindeki poşetli kıyafeti aldım. Odada ki küçük odaya girip üstümdekileri ve ayakkabıyı dikkatlice çıkarttım. Ayağım da ki ağrı baş gösterirken bir kaç saniye bekledim. Sonra kıyafetleri üstümden çıkartıp biraz önce ki kıyafeti elime aldım. Küçük odadan çıkıp odaya geri döndüm ve elim de ki kıyafeti kıza verdim. Sandalye'ye oturup beklemeye başladım. Odaya makyöz girdiğin de gözlerim aynadan ona bulmuştu. Yanıma gelip yüzümü iyice sildi. Pamuğu göz altım da gezdirirken bastırmış. Başımı geriye çekip parmak uçlarım ile göz altıma dokundum ve sinirlice ona baktım.

Troubled Love '~, JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin