Eight

196 6 98
                                    

"bu günün mutsuzuda jennie oldu anlaşılan"

Nayeon'un hafif alay barındıran sesini işittiğimde göz ucu ile çapraz sağımda duran düzgün topuzlu nayeona baktım. Göz devirip gözlerimi bardağıma çevirdim ve gözlerimi kapatıp bardağı başıma diktim. Sağımda duran şişeden bardağa soju doldurdum biraz.

"o mutsuz olmicakta kim olucak? Eski sevgilisi geri gelmiş, birde ailesi zorla onları görüştürmeye çalışıyor. Haklı"

Joohyun bardağından ufak bir yudum aldıktan sonra bardağını masaya koydu. Dördümüz kısa kare masada, yerde oturuyorduk. Karşımda Joohyun, solumda jisoo, sağımda da nayeon var.

"mino'yu filan mı çağırsak acaba? Bi renk filan olur bize"

"piercingli sarı kafa. Aman kalsın renge ihtiyacımız yok bizim"

Joohyun huysuzca söyledikten sonra bardağı kafasına dikti. Jisoo ve nayeon bakıştıktan sonra joohyuna döndüler, joohyun ise bardağını doldurmak ile meşguldü. Üzerindeki bakışları fark ettiğinde kısaca kızlara bakıp şişeyi bırakmıştı.

"ne bakıyorsunuz?"

"mino ile aranda birşey mi oldu?"

"sarı püsküllü kafa ile ne olacak benim aramda jisoo? Zevzeğin teki"

Jisoo cevabını alıp önüne döndüğün içkisinden içmişti. Aramızda sessizlik hakim olduğunda öylece masaya bakıyordum. Aklımdan sadece üç kelime geçiyordu.

Doğru düzgün mantıklı

"Jongin ile evlenmemi istiyorlar"

"ne?" nayeon ve joohyun şaşkınca cırlarlarken gözlerimi yumdum ve geri açtım.

"ne demek jongin ile evlenmeni istiyorlar?"

Nayeon büyümüş gözleri ile bana bakarken kollarımı masaya dayayıp yüzlerine baktım.

"yükselmek için"

Sesim kısık çıktığında bardağımdan yudum aldım. Üçü birbirine şaşkınca bakarlarken ben kahverengi masaya bakıyordum.

"ama evlenmiceksin, değil mi?"

Joohyunun çekingen çıkan sesi ile gözlerim onu bulmuştu.

"tch, evlenmicem. Onunla evlenmem için ona aşık olmam lazım. Bu ihtimalde düşük"

"ama imkansız değil"

Jisoo'nun cümlesi kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Ona döndüğümde kaşlarını kaldırdı.

"yalan mı jennie? Ona şimdi aşık olmaya bilirsin ama bu aşık olmayacağın anlamına gelmez. Aşık olacağın kişiyi asla sen seçmezsin, kalbin seçer unutma"

Haklı cümlesi ile birşey demeyip önüme döndüm. Haklıydı, aşık olacağım kişiyi ben seçemeyebilirdim ama aşık olmayacağım kişiyi seçebilirdim. Jongin'de bu listenin başındaydı.

"neyse ya, konuyu kapatalım. Cumartesi günü parti vermeyi düşünüyorum kızlar ve sizde davetlisiniz"

"alışverişe çıkıyoruz dördümüz tamam mı? Kimseyi bırakmam"

Joohyun sorar cinsten emri ile hiç birimize pek bir söz hakkı düşmemişti. Başımızla onaylamakla yetinmiştik.

"mino ile noldu?"

Aile ve jongin meselesini bir kenara itip bir kaç dakika önce adı geçen mino'nun konusunu geri açmıştım.
Joohyun tadı kaçmış bir şekilde bana bakarken ben eğlenme mooduna giriyordum.

Troubled Love '~, JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin