Gözlerimi yavaşça aralarken ilk hissettim şey, kafam da ki keskin ağrıydı. Yüzümü buruşturmadan edemezken o an bu bile benim için çok zor bir şeymiş gibi gelmişti.
Kısık gözlerimi biraz daha aralayıp gözlerimi etrafta gezdirdim.
Hastane odasıydı
Kafamı yavaşça hareket ettirdiğim de onu gördüm.
Jongin'i
Parmakları dudaklarının üzerinde, dirseği koltuğun kolundaydı. Sağ bacağı kesintisiz bir şekilde yukarı aşağı sallarken gözleri yere sabitlenmişti. Derin düşüncelerin arasında olduğu belliydi.
"Jongin" kısık ve pürüzlü çıkan sesimle Jongin'nin gözleri anında beni bulmuştu. Hızla ayağa kalkıp yatağın köşesine otururken endişeli gözleri direk gözlerimdeydi.
"İyi misin? Ağrın var mı?"
"Biraz başım ağrıyor ama iyiyim"
Boğazımı temizleyip yerimde dikleşmeye çalıştım. Jongin tereddüt etsede yastığımı düzeltip dikleşmeme yardım etti. Gözleri bedenime kayıyordu.
"Su verir misin?"
Jongin ayağa kalkıp komodin'in üstünde ki bardağa sürahiden su doldurdu ve tekrar yanıma oturup içmeme yardım etti.
Bardağı elleri arasında tutarken gözleri bardaktaydı. Gözleri arada bedenime kayıyor ama hiç bir şey demeden bardağa tekrar bakıyordu.
"Söyle"
Kafasını kaldırıp bana anlam veremeyen bakışlar attı "ne?"
"Bir şey var. Söyle"
Dudaklarını yalayıp tekrar bardağa baktı. Kafası eğikken ellerini saçlarından geçirdi. Sesli bir şekilde nefes verdikten sonra sertçe yutkundu. Elini kucağına geri koydu.
"O geceden sonra başka biri ile birlikte oldun mu?"
Kaslarım çatılırken başım da ki ağrıyı hissettim "ne?"
"O geceden sonra başka birisi ile ilişkiye girdin mi Jennie?"
"Hayır" sorgulayıcı çıkan sesim ile yüzümde ki ifadenin de pek farklı olduğunu düşünmüyordum. Birden bire çıkan bu soruya anlam veremiyordum. O geceden sonra başka biri ile birlikte olmamıştım ama bunun söyleyeceği ile ne ilgisi vardı anlam veremiyordum.
"Jennie, sana bir şey söylicem ama" dudağını yalayıp kendine bir kaç saniye verdi "ama nasıl demem gerektiğinden emin değilim"
"Beni korkutuyorsun Jongin" içime bir hüzün yerleşirken göğüs kafesim sıkışmış gibi hissettim. Kötü bir şey söyleyecek ama bu neydi? Aklıma her şey geliyordu ama hiç birini sevemiyordum.
"Jennie," kafasını kaldırıp kahvelerin benim kahvelerime dikti. Kahveleri deniz ile kaplanırken boğulması an meselesi gibiydi. Dolu gözleri ile gözlerime bakıyordu ve bu kalbimi acıtıyordu. Onun canını yakan şey benimde canımı yakıyordu ve ben daha bunun ne olduğunu bile bilmiyordum. Boğazım düğümlenirken gözlerim sızladı. Jongin ne diyecekti bilmiyordum ama ağlamama neden olacağını biliyordum ve bedenim bunu benden önce fark etmiş gibi tepki gösteriyordu.
"Hamileymişsin"
Hamileymişsin
Hamileymişsin
Hamileymişsin
Hamileymişsin
Hamileymişsin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troubled Love '~, JenKai
Fanfiction-benimle oynamak tehlikelidir Kim Jennie -Ve ben tehlikeyi severim Kim Jongin Dedim parmaklarımı karın kaslarından sürterek gögsüne doğru çıkarırken. Gözlerinden çaresizce beni istediğini görebiliyordum. O beni istiyordu. Ama bunu dile getirmeyecek...