"tamam" telefonu kapatıp masa'nın üstüne koydum ve peyniri ağzıma attım. Annem aramış, akşam jonginle restorantta akşam yemeği yiyeceğimi söylemişti ve bunun için hazırlanmaya başlamamı dile getirmişti.
Salonun ortasın da ki sehpanın üstün de vazo'nun için de duran çiçeklere baktım. Peyniri yutkunduktan sonra portakal suyumdan bir kaç yudum aldım.
Önüme dönüp kahvaltıma devam ettim. Kahvaltımı bitirdiğim de telefonumu elime alıp sosyal medya da gezinmeye başladım. O sırada hizmetçiler masayı toplamaya başlamışlardı.
"Odama meyve tabağı getirin"
"Tamam"
Masadan kalkıp merdivenlere ilerledim ve odama girip yatağa uzandım. Telefonumu kapatıp yatağın üstüne koydum ve tableti alıp yeni kıyafet tasarlanmak için açtım. Daha önce ki kalıbı açıp tasarlamaya başladım. 20 dakika sonra kapı çalınıp açıldığın da telefonumdan müzik açıyordum.
Hizmetçi tabağı komidinin üstüne koyup odadan çıktı. Elmayı ağzıma atıp başımı müziğin ritmine göre sallıyordum. Çizmeye devam ederken üzümü ağzıma atmıştım.
Tabağın yarısına geldiğim de tasarımı renklendiriyordum. İşlerim bittiğinde tabakta bir kaç meyve kalmıştı. Tasarıma bakarken telefonum çaldı. Telefonu açıp tabaktan elma aldım ve ısırdım.
"Jennie, napıyorsun?"
"Tasarım, sen?"
"Ben de yeni dizi teklifi aldım, onun konusun da göz gezdiriyordum"
Jisoo'nun hayali oyuncu olmaktı, onu bildim bileli buydu hayalî ve bu hayaline de kavuşmuştu üniversiteden sonra. İlk reklamlar da oynamış, sonra da dizilerde yan rol oynamıştı. Daha sonra da yüzünden dolayı çok ilgi görmüş ve oyunculuğu da çok övülmüştü. Ondan sonra hep başrollerde oynamıştı, bir kaç aydır teklif gelmiyordu ya da kabul etmiyordu.
"Sevindim, umarım bu sefer kabul edersin"
"Olabilir, hem evde kalmaktan sıkıldım hem oyunculuğu özledim. Konu da güzele benziyor"
Elim de ki elmayı da ağzıma atıp çiğnedim ve göremese de başımı olumluca salladım.
"Neyse, seni bunun için aramamıştım"
"Öyle mi? Neden aradın?"
Boğazını temizlediğini işittim
"Yarın parti var, gelecek misin diye sormak istedim"
Bu sıralar fazla partiye katılıyordum ve günün ertesi sabahın da çöp gibi uyanıyordum. Baş ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık.
Berbattı
Reddetme düşüncesi iyice beynime işlerken dudaklarımı araladım ama konuşamadan jisoo'nun sesini duydum.
"Bu parti bir nevi dördümüz senin için özür dileme yolu. Tabi ki sadece parti ile kendimizi affettiremeyiz ama İlk adımımız bu olacak"
Jisoo açıklama yaparken red etmemem için açıklama yaptığını anlamıştım. Dudağımı ısırdım ve bir kaç saniye sustum, sonra karar verip dudaklarımı araladım.
"Tamam, gelirim"
"Sağol jennie, sana mesaj atarım ben" sesin de ki mutluluğu net hissederken telefonu kapattık. Oflarken akşam ki yemek geldi geldi aklıma. Bir kez daha oflayıp ayağa kalktım ve giyinme odama girdim. Kıyafetlerde göz gezdirirken aklımda olan tek şey, en açık kıyafeti bulabilmekti.
Askılıktan bir askıyı elime aldım. Bordo rengin de mini bir elbiseydi. Sırt kısmı açık, göğüs dekoltesi vardı. Bu elbisede karar kılıp ayakkabılara ilerledim. Bordo topuklu ayakkabıyı elime alıp odadan çıktım. Ayakkabı ve çantayı yatağa koyup tekrar odaya girdim. Küpelere, kolyelere ve bileziklere göz gezdirmeye başladım. Sadece pırıltılı küpeleri alıp odadan çıktım. Küpeleri makyaj masası'nın üstüne koyup banyoya girdim. Sıcak suyun keyfini çıkartacak şekilde yıkandıktan sonra bornozumu üstüme geçirip çıktım. Buğulanmış aynayı elimle silip yüzüme baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troubled Love '~, JenKai
Fanfiction-benimle oynamak tehlikelidir Kim Jennie -Ve ben tehlikeyi severim Kim Jongin Dedim parmaklarımı karın kaslarından sürterek gögsüne doğru çıkarırken. Gözlerinden çaresizce beni istediğini görebiliyordum. O beni istiyordu. Ama bunu dile getirmeyecek...