Six

224 13 58
                                    

Sabah uyandığımda yürüyüş yapmıştım. Birazda koştuğum için terlemiş eve geldiğimde duş almıştım. Mini eteğimi, crop üstümü giydikten sonra saçımın birazını sağa atmıştım. Tarağımı masanın üstüne bırakırken dün gece sofrada geçen konuşmalar gelmişti. Çenemin kasıldığını hissederken gözlerimi kapattım ve derin bir nefes verdim.

Tamam, jonginle evlenmicektim. Bunu annem bilmesede ben biliyordum bu yüzden sakin olucaktım. Oturduğum yerden kalkıp masadaki telefonumu aldım. Kahvaltı için odadan çıkacakken telefonuma gelen bildirim ile olduğum yerde durup bildirime baktım. Bilmediğim numaradan gelen mesajı gördüğümde kaşlarımı çatmıştım. Ne yazdığını okumak için mesaja girdim.

+8210********

Hazırlan, 15 dakika içinde kahvaltı için seni almaya gelicem

Kimsin?

Aldattığın eski sevgilin
Kim Jongin yani

'yani' kelimesindeki imayı anlarken sinirden güldüm. Ama kısa sürmüştü. Sinir ile kapıyı açıp çıktım ve arkamdan sertçe kapıyı kapattım. Merdivenlerden topuklularımı göz önünde bulundurarak hızla indim.

Salona girdiğimde masada kahvesini yudumlayan anneme baktım. Babam nerdeydi bilmiyorum ama şuan konum bu değildi. Yüzüme alaycı r ifade yerleştirip sesimede yansıttım ve bir kaç adım attım.

"jongin ile kahvaltı yapacağımı neden o gelmeden on beş dakika önce öğreniyorum?"

Attığım adımların ardından olduğum yerde durdum. Hala aramızda mesafe vardı. Annem haberlere baktığı tabletinden kısa süre bana bakıp tekrar ekrana baktı.

"hazırlanmanın uzun sürmesi bizim sorunumuz değil"

Sakinleşmek için derin bir nefes verdim. Önceden plan yaptığını biliyordum. Ayrıca jongin'e de sinirliydim. Nasıl kabul ederdi bunu, özellikle onun reddetmesi gerikirdi, ben onu aldatmıştım.

"onunla kahvaltı yapmıcam"

Alayla gülüp yüzünü, gülmeyen yüzüme çevirmişti.

"sana fikrini sorduğumuzu hatırlamıyorum kim jennie"

"evet sormadınız, bu yüzden söylüyorum zaten. Çünkü üzerine plan yaptığınız kişilerden biri benim. Sorun ya da sormayın ben kararımı söylerim"

"ama bu hiç birimizin umrunda değil"

"onunla evlenmicem" dedim sonunda sesimi yükseltirken.

"ses tonunu düşür" kesin bir dille konuşunca kafamı başka tarafa çevirip nefes verdim.

Pekala, belkide 'bizden olmaz' konusunu jongin ile konuşmalıyım. Onunda bildiğinden emindim, o istemediğini söylerse aileminde yapabileceği birşey kalmıyordu.

"tamam" dedim yenilgiyi kabul ederek. Merdivenlerden çıkıp odama girdim ve çantamı alıp odadan çıktım. Merdivenlere inmeye başladığımda hala öfkeliydim. Bir kaç basamak kala telefonumdan gelen sesle durup bildirim çubuğuna baktım.

+8210********: kapının önündeyim

Göz devirip bildirimi sildim ve son basamaklarıda inip salona bakmadan kapıya ilerledim. Evden çıkıp bahçeyi yürüdüm ve demir kapıdan çıktım. Kapıdan çıkar çıkmaz beni beyaz bir araba karşılamıştı. Yarım aralık camdan siyah gözlüğü ile karşısına bakan jongin'i görüyordum. Arabanın etrafından dolanıp sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturdum. Kemerimi bağlarken, jongin'de arabayı çalıştırmıştı.

Troubled Love '~, JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin