Bildirim sesleri kulaklarımı doldururken başımı yana yatırdım ve uyumaya devam etmeye çalıştım. Bir süre sonra bildirim sesleri durmuş ama tekrar devam etmişti. Bitmesini beklerken yine durmuştu ve bir süre bildirim sesi gelmeyince gelmeyeceğini anlamıştım. Ama uykum kaçmıştı. Kendimi yataktan kalkmak için ikna etmeye çalışıyordum.
Gözlerimi aralayıp bir kaç kere kırptım. Gözlerimi ovuşturduktan sonra tavana baktım. Oturur pozisyona gelip gerildim. Yataktan kalkıp banyoya girdim. Üstümdekileri çıkartıp kabinin içine geldim ve suyu açıp vücudumu ıslattım.
Kısa bir duştan sonra çıkıp bornozu vücuduma doladım. Dolaptan saç kurutma makinesini çıkartıp fişe taktım ve çalıştırıp saçlarımı kurutmaya başladım. Saçlarım gür olduğu için uzun sürse de kurutup fişi çıkarttım ve dolaba geri koydum. Odama geçip iç çamaşırlarımı giydim. Sonra sportif giyinip aynanın karşısına geçtim. Saç bakım yağını elime sıkıp yaydım ve saçıma sürüp tarağı elime aldım. Saçlarımı aynaya bakarak taradıktan sonra yüzüme hafif bir makyaj yaptım.
Saçlarımı düzleştirdikten sonra omzumdan geriye attım. Ayağa kalkıp yatağımın yanın da ki komodi'nin yanına gidip üstün de ki telefonumu elime alıp odadan çıktım. Merdivenleri indikten sonra salona girdim. Masaya doğru ilerleyip annemin karşısına oturdum. Kısa bir bakış attıktan sonra önüme döndüm. Babam yemeğe başlayınca annem'den sonra bende başladım.
Babam tabletten haberler ve gelen meillere bakıyordu, annemle ben ise sessizce yemek yiyorduk. Arada gözüm anneme kayıyor ama geri önüme dönüyordum.
Bazen neden beni sevmediğiniz düşünüyordum. Yoksa seviyordu da ben mi görmüyordum? Sevme şekli bumuydu? Sevgisini ifade edemeyenlerden miydi?
O an bende öyle olduğumu fark ettim. Ağzıma aldığım peynirden sonra çatalı indirirken elim yavaşlamış, yavaş yavaş inmişti.
Babam sevgisini her zaman belli etmişti ama annem öyle değildi. Beni sevdiğinden de emin değildim.
Anneme benzediğim gerçeği ile tekrar karşı karşıya gelince anneme baktım. Neden ona benziyordum? Neden babama hiç benzememiştim? Anneme bu kadar benzemek zorun da mıydım?
Derin bir nefes alıp verdikten sonra kahvaltıma devam ettim. Zeytinin çekirdeğini çıkarttıktan sonra bir tane daha almak için tabağa uzanmışken annemin sesi kulağımı doldurdu.
"yiyemezsin"
Tabağına bakan annemin yüzüne baktım. Yaşlanmasına ve bir iki karışıklığı olmasına rağmen çok genç duruyordu. Gözlerimi tabağıma çevirip çekirdeklere baktım. Beş tane çekirdek gördüğüm de tabağım da ki peyniri ağzıma attım.
"şirkette çok iş var, bu gün eve geç gelebilirim. Yemek için beni beklemeyin"
Babamın kalın sesi bu sefer kulağımızı doldurduğun da hafif yerim de kıpırdandım. Annemle evde tek kalmak ve baş başa yemek yemek beni rahatsız ediyordu.
Boğazımı temizleyip babama döndüm.
"ben de akşam yemeğini kızlarla yiyecektim"
"öyle mi? Bizim bundan niye şimdi haberimiz oluyor?"
Annem ağzına attı peyniri çiğnerken yüzüme baktı.
"çünkü biraz önce karar vermiştik"
Başını olumluca salladı. "peki" siyah zeytini ağzına atarken gözlerin de ki bakış gözlerimi kırpıştırmama neden olmuştu.
Neden bana düşmanına bakar gibi bakıyor?
"izlinizle"
Masadan kalkıp merdivenleri çıktım ve odama girdim. Kendimi yatağa atıp tavana baktım. Telefonumu çıkartıp jisoo'yu aradım. Saniye sonra telefonu açtığın da hala tavanı izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troubled Love '~, JenKai
Fanfiction-benimle oynamak tehlikelidir Kim Jennie -Ve ben tehlikeyi severim Kim Jongin Dedim parmaklarımı karın kaslarından sürterek gögsüne doğru çıkarırken. Gözlerinden çaresizce beni istediğini görebiliyordum. O beni istiyordu. Ama bunu dile getirmeyecek...