Gözlerimi önüm de oturan dörtlü de tek tek gezdirdim.
Kim Jisoo
Song Mino
Im Nayeon
Bae Joohyun
Hepsi yanyana sıralanmış, başları eğik duruyordu. Annem ve babam iş için bir aylığına ispanya'ya gitmişlerdi bu yüzden ev boştu. Jonginle dışarı çıktığımız zamanın üstünden iki gün geçmişti ve bende daha fazla konuşmayı ertelememe kararı almıştım.
"ee," dedim daha fazla sessizliğe dayanamayıp "sizi dinliyorum, anlatın"
Yerlerin de kıpırdaşıp birbirlerine baktılar. Üçü jisoo'ya baktığın da jisoo kendini işaret etmişti. Sonra dikleşip boğazını temizledi ve yüzüme yarım yamalak baktı. Ben de buzlu limonatamdan bir yudum aldım.
"şimdi, evet biz lisa'nın ve chaeyoung'un geleceğinizi biliyorduk ve sana söylemedik ama sebebimiz vardı"
Jisoo'nun gözlerine baktım ve başımı hafifçe salladım "neymiş o sebep?"
"lisa'dan hoşlanmıyorsun. Jongin geldikten sonra da tadın tuzun kaç, biz de söylemedik"
Jisoo her zaman olgun bi kişiliğe sahip olmuştu, hep doğru kararlar alır ve kararının arkasın da olurdu. Şuan azarlanan bir çoçuk gibi görünmesinin yanı sıra gözlerin de ki pişmanlık ve üzüntü çok netti.
"onların geleceğini, geldikleri gün öğrenmem daha mı iyi diye düşündünüz? Ayrıca tadım tuzum kaçmadı, artık ne tadım var ne tuzum"
"ne zaman geleceğinizi bilmiyorduk, sadece 2 hafta içinde geleceğini biliyorduk, iyi olabildiğin kadar iyi ol istedik"
Mino sözünü bitirdiğin de diğerleri de başları ile mino'yu onayladı.
"mino, tadımın önceden bozulması, son an da bozulmasından daha iyidir. En azından beni neyi beklediğini bilecektim ama bunu son an da öğrendim ve mal gibi kaldım orta da"
Susmuşlardı. Bende derin bir nefes alıp verdim. Limonatadan yudum alıp gözlerimi kapattım.
"niye döndüklerini biliyor musunuz?"
"lisa yarım kalan konuyu tamamlamak için olduğunu söylemişti" nayeon'un çekingen çıkan sesini umursamayıp gözlerimi açtım ve çattığım kaşlarım ile ona baktım.
"ne yarım kalan konusu?"
"sizin arkadaşlığınızın bitmesi konusu"
Joohyun diğerlerine göre daha sakin ve dik dursa da onun da üzgün ve pişman olduğunu biliyordum. Ama şuan hiç biri umrum da değildi. Çünkü daha önemli bir konu vardı, lisa.
O dönem öğrendiklerimden sonra büyük bir kavga etmiştik ve sonrası tamamen felaketten ibaretti. O kavgadan sonra bir daha lisa ve chaeyoung'u görmemiştim. Jisoo, lisa'nın tayland'a gittiğini, chaeyoung da lisa'nın yanın da olmayı seçip onun da lisa ile tayland'a gittiğini söylemişti. Beş sene sonra ilk defa lisa ve chaeyoung'u görmüştüm. İçim de ufak bir özlem olsa da öfkem özlemimi yeniyordu. O zaman bulunduğum durum ve yaşadığım derin duygular cehennem gibi bir zaman geçirmeme neden olmuştu. Lisa'nın o zamanlar bana yaşattıklarını unutmam imkansızdı.
"belki, lisa barışmak için gelmiştir" mino'nun söylediklerini algıladığım da merakla bakan mino'ya baktım.
Lisa'nın bana verdiği zararı unutamazdım. O zamana dair her şey tap taze aklım da iken onun ateş kesini kabul edemezdim. O niyetle geldiğini de zannetmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troubled Love '~, JenKai
Fanfiction-benimle oynamak tehlikelidir Kim Jennie -Ve ben tehlikeyi severim Kim Jongin Dedim parmaklarımı karın kaslarından sürterek gögsüne doğru çıkarırken. Gözlerinden çaresizce beni istediğini görebiliyordum. O beni istiyordu. Ama bunu dile getirmeyecek...