"lanet olsun" gözlerimi yumup kafamı geriye attığım da ağrıdan kıvranıyordum. Parmağımın tersini burun kemerime koydum ve sakinleşmeye çalıştım. Ama bu işe yaramamıştı. Derin nefesler alıp veriyordum sakinleşmek için ama acım hala gün yüzündeydi. Öne eğilip sağ ayak bileğimi tuttum, göz yaşlarım gözümde birikir iken gözlerimi sıkıca yumdum "lanet olsun"
Canı açıp kafamı uzattım ve kenar da oturan şoföre baktım.
"hey" diye bağırdığım da beni duymamıştı, bir kaç kes tekrarladıktan sonra başını kaldırıp bana baktı. Elim ile gelmesini işaret ettiğim de hızla eve doğru geldi. Camdan çekilip yatağıma uzandım. Sakinleşmek için elimden geleni yaparken çoktan boncuk boncuk terlemiştim.
Kapım çalınıp açıldığın da içeri giren şoföre baktım "arabayı hazırla, hastaneye gidecez"
"peki" hızla odadan çıktığın da bedenimi yarı çevirip kafamı yastığa gömdüm. Bayılmak istiyordum, bu acıyı daha fazla hissetmek istemiyordum.
Çok geçmeden şoför odaya geri döndüğün de beni kucağına alıp odadan çıkardı. Hızla merdivenlerden inip bahçeye çıktı. Arabanın arkasını açıp beni oturttuktan sonra şoför koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırıp bahçeden çıktı.
Acılı geçen dakikaların ardından özel hastane'nin önünde durduğumuz da şoför arabadan inip bir sandalye getirdi ve beni sandalye'ye oturttu. Hastaneye girip her zaman bizimle ilgilenen doktorun odasına götürdü.
Ağrı kesici ve muayeneden sonra beyaz odada, sedye'nin üstünde uzanıyordum. Ayağım da ki acı uzun süre önce dinmişti. Kapı açıldığın da gözlerimi aralayıp kapıya baktım. Beyaz önlüğü ve yuvarlak gözlüğü ile ellisine gelmiş bay kang elin de ki dosya ile içeri girdi.
"nasılsın?"
Yatak da biraz dikleşip ayağıma baktım "iyiyim, ağrım dindi"
Başını olumluca sallayıp gülümsedi "biraz ayağına yüklenmiş olmalısın, büyük bir sorun yok. Topuklu ayakkabı giymemeye çalış ve krem sürüp masaj yap arada"
Başımı olumluca salladım. Doktor odadan çıktığın da şoför bana döndü
"çıkış işlemlerini halletmeye gidiyorum jennie hanım"
"tamam git" odadan çıkıp kapıyı kapattığın da arkama yaslayıp gözümü kapattım ve derin bir nefes verip rahatladım.
İstemsizce o gün aklıma doluşmuştum. Öfkem, bağırmam, lisa'nın ağlaması, gecenin bir vakti arabaya binmem öfkem ile.
<->
"bunu yaptın mı lisa?""jen-"
"sana bunu yaptın mı diye sordum!"
Büyüyen gözlerim ile lisa'nın kızarmış gözlerine baktım. Yüzümün kızarmaya başladığını hissediyordum. Öfkeliydim, hiç olmadığım kadar öfkeliydim. Anneme bile hiç bu kadar öfkelenmemiştim.
"özür dilerim"
Kısık ve titrek çıkan sesini umursamadım. Durmaksızın akan göz yaşlarını umursamadım. Üzgün oluşunu umursamadım.
"bunu nasıl yaparsın? Bunu nasıl yaparsın lisa?!"
Yüksek çıkan sesim yüzünden yerin de sıçradı. Umursamadım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troubled Love '~, JenKai
Fanfiction-benimle oynamak tehlikelidir Kim Jennie -Ve ben tehlikeyi severim Kim Jongin Dedim parmaklarımı karın kaslarından sürterek gögsüne doğru çıkarırken. Gözlerinden çaresizce beni istediğini görebiliyordum. O beni istiyordu. Ama bunu dile getirmeyecek...