Bu gün günlerden neydi?
Pazartesi?
Çarşamba?
Cumartesi?
Bu gün ayın kaçıydı?
10?
23?
6?
Belki de yeni aya girmiştik ama ben bilmiyordum, emin değildim.
Saat kaçtı şimdi?
Sadece çok geç olduğunu biliyordum.
Arabanın kapısını açıp kendimi içeri attım ve kapıyı kapatıp çantayı koltuğa fırlattım. Ayağımda ki topukluları çıkartıp yerim de biraz aşağı doğru kaydım ve gözlerimi kapattım.
Başım zonkluyordu
Açlıktan dolayı midem bulanıyordu
Ayak bileklerimde keskin bir ağrı vardı
Gözlerimi aralayıp direksiyona diktim bakışlarımı. Günlerdir şirkete gidip geliyordum ve kafamı kaşıyacak zamanım bile olmadı. Ne ara bu kadar iş birikmişti bilmiyorum. Aslında asıl soru, neden bu kadar çok iş birikmiş olduğuydu.
En son ne zaman adam akıllı yemek yemiştim hiç hatırlamıyorum. Zayıfladığımı çok net bir şekilde hissediyorum. İstediğim buydu ama her an bayılacak gibiydim.
Dikleşmeye çalıştım. Direksiyonu tutup duruşumu dik tuttum ama saniyeler sonra kamburlaşmıştı sırtım. O an boynumdan belime kadar ki ağrıları fark ettim. Vücudum resmen ölmüştü. Telefonu alıp arkama yaslandım tekrar. Üstümde ki takım elbise oldukça rahatsız ediciydi. Normalden bol geliyor olması kilo verdiğimin belirtisi iken beni boğuyordu. Yırtıp atmak istiyordum.
Ekranı açtığım da ilk saate kaydı gözüm.
02:12
Ekranı üstten indirip tarihe baktım.
9 Haziran
"Yeni ay'a girmişiz. Ne kadar acınası"
Dudağımdan fısıltı şeklinde çıkan kelimelerden sonra rehbere girdim. Parmağım ilk Jisoo'nun numarasının üsttün de durdu. Aramız da ki sorunu hâl edeli 1 ay olmuştu. Diğerleriyle de öyle.
Jisoo'yu aramak istemiyordum çünkü yeni projesi için sabah akşam çalışıyordu. Her yerde ezber yapmaya çalışıyordu ve çoğu zaman bir yerden ayna buluyor ya da telefonun kamerasını açıp bir yere sabitleyip diyaloglarını tekrarlayıp yüz ifadesini kontrol ediyordu. Bunu neredeyse her zaman yapıyordu. Ezberi iyi olduğu için sıkıntı yoktu ama çok çalışıyordu. Sürekli elinde diyalogların olduğu defter ile geziyordu. Bu dizi için çok çalışıyordu ve emeklerinin karşılığını alacağına adım kadar emindim.
Sadece çoğu zaman geceleri uyumuyordu ve şuan uyuyorsa uyandırmak istemiyordum. Uyumuyorsa bile rahatsız etmek istemiyordum.
Parmağım Mino'nun numarasının üstün de durduğun da yüzümde bir sırıtma peydah oldu.
"Bu ayyaştan hayır gelmez"
Diğer isimlerin üstün de dolansa da onları aramadım. Parmağım aklımda beliren isim ile onun numarasının üstün de durdu. Bir süre ekrana baktım. Ellerimi kucağına bırakırken kafamı arkaya doğru atıp gözlerimi kapattım.
Gözlerimi aralayıp tavana baktım sonra kafamı dikleştirip ekrana geri baktım. Numarayı tıklayıp kulağıma dayadım.
Telefon çaldı, çaldı, çaldı, çaldı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troubled Love '~, JenKai
Fanfiction-benimle oynamak tehlikelidir Kim Jennie -Ve ben tehlikeyi severim Kim Jongin Dedim parmaklarımı karın kaslarından sürterek gögsüne doğru çıkarırken. Gözlerinden çaresizce beni istediğini görebiliyordum. O beni istiyordu. Ama bunu dile getirmeyecek...