bölüm on altı

15.7K 1.1K 296
                                    

Ertesi gün, Agah Ali erkenden kapımda belirmişti. Dün akşam ikimiz de evde yaşananlardan dolayı yorgun düşmüştük, Agah Ali birlikte kalmak istese de kabul etmemiştim. Bir süreliğine, en azından evlenene dek kendi evimde kalmak, kendi kafamı dinlemek istiyordum. Ayrıca dün yaşadıklarımızdan dolayı gardımı düşürmüş olmam, Agah Ali'yi affettiğim anlamına gelmiyordu. Karnımda bu bebek olmasa, onunla bir daha konuşmayı bile planlamıyordum. Ama elbette ki hayat, planımıza göre ilerlemiyordu. Bu suratıma çok sert bir şekilde çarpılmıştı.

Erdemlilerin ardından, en sert yüzleşmelerimden birisi de menajerim Deniz ile geçmişti. Deniz bu durumu ona daha önce söylemediğim için çok kızmıştı, ona Agah Ali ile senelerdir birlikte olduğumu itiraf ettiğimde ise neredeyse bayılacaktı. Ama kendini çabuk toparlamış, bizim için medyaya bir yazı göndermişti bile. Artık resmi olarak Agah Ali ile birlikteydik. Tüm dünya biliyordu.

Bugün Agah Ali ile ev seçecektik. Evlilik konusunda beklemek istemediğini açıkça söylemişti, benim de karnım burnumda düğünüme katılmak ve insanların çenesini daha fazla açmak gibi bir isteğim yoktu. Henüz hamile olduğumu Ecmel ve Fırat dışında kimse bilmiyordu, bunu yakın zamanda medyaya sunmak istemiyorduk ama ilerleyen aylarda karnım büyüdüğünde herkes anlayacaktı zaten, bu saklayabileceğimiz bir şey değildi. Yine de o zamana dek evli olacaktık.

Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, tam mekandan çıkacakken gazetecilere rastlamıştık. Bizi soru yağmuruna tutmuşlardı, herkesin tek gündemi bizdik ne de olsa. Ben Deniz'in dediği gibi, cevap vermeden onları atlatmayı düşünürken Agah Ali bile bile yüzüklü elimi kameraların gözüne sokarak öpmüş, gülerek onları düğünümüze davet etmişti.

Şimdi ise bugün baktığımız beşinci evdeydik. Benim beğendiklerime Agah Ali bir kulp buluyor, onun beğendiklerini ben beğenmiyordum. Ev aramanın bu kadar yorucu bir süreç olduğunu düşünmemiştim, ama mükemmeliyetçi Agah Ali Erdemli ile ev arıyorsanız, yorulmaya da hazır olmanız gerekirdi.

Emlakçıyla birlikte evin her tarafını gezdik. İki katlı, beş odalı bir villaydı. Yeniköy'de, birkaç villanın bulunduğu güvenlikli bir sitenin içindeydi. Neredeyse ormanla iç içeydi, kocaman bir arka bahçesi vardı. İkinci katında işten yorgun bir şekilde geldiğinizde, üzerinize bir şal alıp Boğaz manzarasını izleyebileceğiniz büyük bir terası vardı.

Aşık olmuştum.

Emlakçının gösterdiği her detayı hayran bir şekilde seyrettim, ailemin bu evin içinde büyüdüğünü neredeyse görebiliyordum. Havuzda Agah Ali'nin bebeğimize yüzmeyi öğrettiğini, bahçede çocuklarımızın koşmalarını izlediğimi, terasında oturup sessiz bir huzurla Boğazı seyrettiğimizi, evin içinde yankılanan bebek kıkırtılarını... bir aile olduğumuzu.

Emlakçı, "Nasıl buldunuz?" dediğinde, bakışlarımı Agah Ali'ye çevirdim ve onun da benim gibi gözlerinin parıltıyla bakmakta olduğunu gördüm. Aynı anda suratımıza bir gülümseme yerleşti, "Alıyoruz!" dedik heyecanla.

Agah Ali, bir elini cebine sokup, karizmatik bir tavırla sabahtan beri ona baygın baygın bakan kadına döndü, "Alıyoruz. Bir an önce işlemleri başlatabiliriz. Eğer anlaşmayı hemen imzalayabilirsek, parayı hemen gönderebilirim."

Kadın büyük bir gülümseme eşliğinde, "Elbette Agah Ali Bey." dedi heyecanla, "Eğer bekleyebilirseniz, bir telefon görüşmesi yapıp size döneceğim." dedi ve biraz uzaklaştı, Agah Ali o sırada bana dönüp, "Beğendin mi canım?" dedi gülümseyerek.

BAY VE BAYAN MÜKEMMEL (erdemli serisi#1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin