AGAH ALİ
Genç adam, gözlerini tavana dikmiş, kolları arasında yatan kadının saçlarını okşayarak gün doğumuna dek uyanık kalmıştı.
Aklındaki düşünceler ve aylar sonra Işık'ı kollarının arasında tutuyor olmanın verdiği heyecan, onu bir türlü uyutmamıştı. Sabaha kadar kadının huzurlu nefes alış verişlerini dinlemişti. Bir nefes sesinin kulağına müzik gibi gelmesi ne garipti. Agah Ali hayatının hiçbir döneminde romantik bir adam olmamıştı ama Işık isterse ona şiirler bile yazabilirdi.
Kadına bunu pek fazla gösteremediğinin, kontrol altına alamadığı öfkesiyle ona sürekli zarar verip incittiğinin elbette ki farkındaydı. Fakat Işık'ın yanındayken, aşkı ve nefreti birbirlerine karşı durmadan edemiyor gibilerdi. İstemediği laflar ediyor, kadını kırıp döküyor, sonra da yetersizce tedavi etmeye çalışıyordu. Defalarca sözler vermişti kadına.. Onu bir daha ağlatmayacağına dair. Defalarca tekrardan ağlatmıştı onu. Böyle olsun istemiyordu, ama elinde değildi. Işık'a olan aşkını silip atamadığı gibi, hayatlarını ve geçmişlerini de atamıyordu.
Işık'ın o kadının kızı olduğunu unutamıyordu mesela. Asude'nin sebep olduğu acıları, ailesinin dağılışını... annesinin hastanedeki halini, depresyona girip ölmek için yalvardığı günleri unutamıyordu. Aklına, Asude hakkında senelerdir ilmik ilmik topladığı bilgiler geldi, gözleri intikam hırsıyla kısıldı. Kimsenin, kardeşlerinin bile haberi yoktu adamın planından. Şu ana kadar Asude'yi alaşağı edip, annesi gibi acı çekmesini sağlamadıysa tek bir sebebi vardı bunun. O da Işık.
Annesiyle o kadar farklılardı ki.. Asude bencildi, kendini ön plana çıkarmak adına herkesi harcayabilirdi. Işık ise insanların incinmemesi adına kendini öne atıp, tüm acıyı sırtlanabilecek bir kızdı.
Hayatlarındaki engeller bir değildi ki.. Hadi Işık'ın o kadının kızı olmasını aşsa, kadının mesleğini aşamıyordu.
Işık'ın mankenlik kariyerine en başından beri şiddetle karşı çıkmıştı, ilk duyduğu zaman delirecek gibi hissetmişti kendini. Bu fikirden, Işık'ın güzeller güzeli bedenini herkesin görebilecek olması fikrinden nefret etmişti. Adam karşı çıktıkça Işık daha da hırslanmıştı. İşini uluslararası boyuta taşımıştı. Yobaz bir adam değildi Agah Ali, mankenliğin kötü, aşağılanacak bir meslek olmadığının farkındaydı elbette. Hatta kadının ne kadar disiplinli çalıştığını, işine ne değer verdiğini en iyi bilen insanlardan birisiydi. Başka birisinin bu başarısını ayakta alkışlayacak bir adamken, konu Işık olunca kalın kafalının tekine dönüşüyordu.
Derin bir nefes alıp verdi, Işık'ın sarı saçlarını okşayıp alnını öptü ve kadının rahatını bozmamak adına ağırca, yavaş yavaş kalktı yataktan. Açıkta kalan bembeyaz, uçları pembe memelerine açlıkla baktıysa da, Işık'ı uyandırmaya kıyamadı. Dün çok yorulmuştu, dinlenmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY VE BAYAN MÜKEMMEL (erdemli serisi#1)
RomanceHer masalın sonunda yakışıklı prens ve güzel prenses mutlu sona ulaşır, sonsuza dek mutlu yaşarlardı... Peki gerçekte iki mükemmel bir araya gelirse ne olurdu? Onlar için de bir mutlu son var mıydı? Agah Ali Erdemli, ailesinin güzel yuvası bir kadın...