◾17◾

40 4 218
                                    

Sabah hazırlandıktan sonra her zamanki gibi Burak ile arabaya bindik. Arabaya bindiğimizden beri burnunu çekiyordu. Okul otoparkına arabayı park ettikten sonra kemerini açmak için götürdüğü elini tuttum. Tereddüt etmeden dudaklarımı uzanıp alnına bastırdım. Hafiften ateşi vardı. Geri çekilip sinirle baktığımda şaşkınca bana bakıyordu.

"Üşüttün mü sen?!"

"B-bilmem öy-öyle mi olmuş"

"Öyle! O kadarcık soğukta üşütülür mü hiç Burak ya!?"

"Benim yakışıklı naif bünyem buna dayanamadıysa ben ne yapayım?"

Gelmişti yine Öküz Tanoğlu. Göz devirdikten sonra çantamdan ağrı kesici uzattım. Kutuyu elimden aldıktan sonra kemerimi ve kapıyı açtım.

"Teneffüste yanına gelip içip içmediğini kontrol edeceğim ona göre" diyerek arabadan çıktım ve sınıfa doğru adımlamaya başladım. Bir saate kalmadan başı ağrımaya başlayacak ve kafasını sırasından kaldıramaz hale gelecekti bu yüzdende o ağrı kesiciyi içmesi gerekiyordu.

*****

Cenk "Geliyor musun kartal?"

"Siz inin gelirim birazdan" dediğimde hepsi onayladıktan sonra sınıftan çıktılar bende bu sırada bir anne edasıyla yan sınıfa adımladım. Duvar kenarında Berk ile konuşan Burak'ı görünce memnuniyetle gülümsedim.

"Merhaba"

"Günaydın" diyen Berk anında yanımızdan ayrılmıştı. Ben arkasından kaşlarımı çatarken kenardan sıvışmaya çalışan Burak'ı son anda kolundan tutarak yakalamıştım.

"Hey nereye?"

"Kantine" diyerek omuz silkti. Şuan ne kadar tatlı olduğunun bile farkında değildi aptal herif.

"İlaç içildi mi?"

"Annem gibi davranma bana" diyerek burun kıvırdı. İçmemişti!

"Cevabımı alamadım."

"Yani" dedikten sonra tavana bakmaya başladı.

"Bir kere daha mı tekrarlamam lazım"

Tavana bakmaya devam ederek omuz silktiğinde boynunun hizasındaki duvara kolumu koyarak duvarla aramda kalmasını sağladım. Yaptığım hareket karşısında duvara sırtını dayayarak şaşkınca dudaklarını aralamıştı.

"İlacı içtin mi Tanoğlu?"

Adem elmasının hareket ettiğini gördüğümde kendimi dudaklarına bakmamak için zorlayarak gözlerine bakmaya çalışıyordum.

"Un-un-unutmuş olabilirim"

Gözleri arzuyla koyulaştığında her zerremin yandığını hissetmiştim.

"Bir daha olmasın o zaman" dedikten sonra hızla geri çekilerek sınıftan çıktım.

Kızlar tuvaletine girip yüzüme su çarptım. Aynaya baktığımda yanaklarımın hafif kızardığını görmüştüm. Az önce yaptığım şey ile utançtan yerin dibine girmek istemiştim bir yandan da kendimi tutamayarak gülmeye başladım. Tuvalettekiler bana değişik değişik bakmaya başlamışlardı. Kendime gelerek kantine inmiş koca bir tost gömmüş ve sınıfa çıkarak uyuklamıştım.

Öğle arasına kadar sınıftan çıkmaya cesaret edememiştim. Ateşinin nasıl olduğunu merak ediyordum. Kendime engel olamayarak ayağı kalktım. Kaybedecek bir şeyim yoktu. Hem Sıla Altındağ erkek konularında hep cesaretliydi şuanda öyle olabilirdi. Yani galiba.

Sınıfa baktığımda Burak'ı görememiştim. Sanırım o da kantine inmişti. Oflayarak geri döndüğümde kolumdan tutulmamla kendimi sınıfın içinde bulmuştum. Tanıdık koku burnuma dolduğunda gözlerimi gözlerine çıkarttım.

Bayan Burnunun DikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin