◾22◾

26 3 0
                                    

Dış sesten

Hulusi bey telefonu kapattıktan sonra öfkeyle soludu. Oğlunun kaçırıldığını arkadaşlarından öğrenmesi canını sıkmıştı. O an kendine çok kızdı. Oğlunu bu zamana kadar hep hor görmüş ve önemsememişti özellikle de eşi Hayat'ın ölümünden sonra yaşam sevincini kaybetmişti. Olanların tek hatalısının kendisinin olduğunu biliyordu. Doruk bundan önce iki kere daha kaçırılmıştı ama kimler tarafından kaçırıldığı biliniyordu oysaki şimdi oğlunun kimi neden kaçırdığını bilmiyordu. Adamlarına emir verse bile tüm İstanbul'da oğlunu bulamayacağını biliyordu Hulusi bey bu yüzden mafyanın neredeyse en büyüğü diyebileceği aynı zamanda en yakın arkadaşı olan Kenan Ozansoy'u aradı. 

"Alo?"

"Kenan yardımına ihtiyacım var."

"Sorun ne?"

"Doruk kaçırıldı kim olduğunu bilmiyoruz."

"Tamam benden haber bekle Hulusi"

"Kenan birde yanında bir kız daha varmış arkadaşı kıza zarar vermeyin dikkat edin."

"Oldu bil devrem" 

Telefon kapanınca Hulusi rahatsızca camdan baktı. 

Bu sırada Burak sinir krizi geçirmek üzereydi. Kayra sakinleştirmeye çalışsa da işe yaramıyordu. Bir an Burak'ın yerine kendini koyunca ister istemez gözleri Melis'e kaydı. Burak'tan bin beter olacağını biliyordu. Sevdiği kadının saç teline zarar gelse dünyayı yakardı. Burak az önce o herifin Sılaya dokunduğunu görmüştü ve bu katlanılamayacak bir şeydi. Kayra destek olmak istercesine omzunu sıktı.

"Bana bir daha sakin ol deme Sıla yanıma gelmeden olamam!" diye bağırdı Burak. 

Kerem sinirlerine hakim olamayarak bağırdı. 

"Ne yapalım lan biz ne yapalım sadece senin sevgilin mi kayıp sanıyorsun! Benimde kardeşim kayıp! Elim kolum bağlı oturuyorum böyle yapacak ne var!? Varsa söyle yapalım Allah kahretsin ya!" 

Burak kalkıp öfkeyle bahçeye yürüdü. Melis dayanamayarak kalkıp arkasından gitti.

Burak telefonunu çıkarıp Emir'i aradı. 

"Alo kanka?"

"Bir şey bulabildiniz mi?" 

"Abi adamlar tüm İstanbul'u arıyor uzun sürecek o yüzden gelişme olursa ararım ben seni." 

Burak telefonu kapattıktan sonra ümidini kaybetmiş şekilde Melis'e döndü. 

"Benim hatam. İlk aradığında anlayıp yanına gelmeliydim. Konuşmak istedi Melis anlatacaktı her şeyi. Kavga ederdik ama böyle olmazdı. Ayrı düşmezdik."

Melis büyük bir üzüntüyle Burak'ın darmadağınık haline baktı. Ağlamak üzere olan koca bir adam vardı karşısında.

"Bilemezdin ki Burak. Bize de anlatmadı korkusundan. Tehdit etmiş kendin gördün telefondaki mesajları." 

Burak olumsuzca kafasını salladı.

"Engelleyebilirdim Melis yapamadım." dedi.

Gözünden yaşlar düşmeye başladığında Burak ağladığının bile farkında değildi. Melis boğazına oturan yumruyla beraber sustu. 

Karşısındaki adamın canı hiç olmadığı kadar yanıyordu. Bir an Sıla'nın yerinde kendini düşündü. Kayra'nın acı çekme ihtimaline dayanamadı düşünürken bile. Hayat ne kadar da kısa diye düşündü. Sevdiği adam yanı başındaydı ama yarın ne olacağını bilmiyorlardı ki. 

Bayan Burnunun DikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin