◾23◾

33 1 0
                                    

İçimde kocaman bir boşlukla doğmuştum. Doğduğum andan beri o boşluğa mahkumdum ben. Önce ailem itmişti beni o boşluğa daha sonra umudu kalmayan ben kendim atlamıştım. Değişir sanmıştım ama değişmemişti. Ne yaparsam yapayım sevdirememiştim kendimi kimseye. Kabullenememişti kimse beni. Oysa ki ben onlara ne yapmıştım ki. Okul hayatım çok başarılı geçmişti. Çok sevgi bir çocuktum ben önceden peki ya şimdi ne değişmişti. Ben ne yapmıştım da aileme yaranamaz olmuştum. Hiçbir fikrim yoktu. Hiçbir zamanda olmayacaktı. 

Öyle ruhsuzdum ki o günden beri. Kendim bile şaşırmıştım bu halime. Burak yanımdan ayrılmıyor hatta eve geri dönmüş ve başka bir yerde kalmamaya ant içmiş gibiydi. Sabah öğle akşam yemek yedirmeye ve beni konuşturmaya çalışıyordu. Benim yüzümden o da harap olmuştu. Ona zarar veriyordum hem de çok. Bu yanan canımı daha da yakıyordu. 

Odamın camının dibine oturmuş saatlerdir dışarıyı izliyordum. Görünürde izliyordum fakat kafamda dönen tilkiler beni durmadan en dibe çekiyordu. Kalbimin üzerinde büyük bir soğukluk vardı. Kan pompalamaktan bile yorulmuş durmak istiyordu. Zihnimi dışarıya kapatmıştım tamamen. Duymuyor görmüyor ve hissetmiyordum. Ben yaşamaktan vazgeçmiştim bundan sonrası simsiyahtı en ufak bir ışık süzmesi bile yoktu.

Yanımda farkettiğim kıpırtıyla kafamdaki tilkilerin her biri kaçmıştı.

Yanağıma değen sıcak parmakların sahibi Buraktı. Onunla günlerdir konuşmuyordum. Onu soktuğum bu durumdan canım yanıyordu. 

"Güzelim.." 

Yine o titrek sesiyle konuşmuştu. Ses tonu canımdan can alıyordu. Kendime bile soğukken ona nasıl yanıp tutuşuyordum bilmiyordum. 

İstemsizce ilk defa kafamı çevirip gözlerimi gözlerine diktim. Tanrım o gözler. Kıpkırmızıydı. Kim bilir kaç gecedir benimle beraber uyanıktı. Yanağımdan süzülen sıcaklığı hissettim o an. Yine beni cehennem ateşinin ortasına atmıştı. 

Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım yavaş bir hareketle. 

"Burak" 

Günler sonra dudaklarımdan dökülen ilk şey bu olmuştu.

Şaşkın ve endişeli gözlerle bana bakıyordu. 

"E-efendim. Efendim güzelim. Hadi konuş benimle" dedi kekeleyerek.

"Lütfen benden uzak dur." dedim zor çıkan sesimle ve devam ettim "Sadece canını yakıyorum."

Gözlerine öyle bir hüzün çöktü ki kalbimi delip geçti nefesimi kesti canımı yaktı.

"Sana yalvarıyorum bana bunları söyleme Sıla daha çok canım yanıyor."

"Benim kalbim çok siyah canını yakıyorum."

"Hayır hayır yok öyle bir şey! Sen hayatımda tanıdığım en berrak insansın! Kendin hakkında böyle konuşmana izin vermem duydun mu beni!"

Öyle bir bağırdı ki. Kulaklarım uğuldamıştı.

"Gerçekler bunlar"

Benim çevremde olduğu sürece hep zarar vermiştim ona. Her kırmıştım hakaret etmiştim rezil bile etmiştim ama o hiç benden vazgeçmemişti. Bencillik ediyordum benimle olmamalıydı beni çekmek zorunda değildi bu kadar acıyı duymak zorunda değildi.

"Sikiyim gerçekleri!" diye tekrar bağırdı. Bunu söylerken ağlıyordu. O güzel bal rengi gözleri perişan haldeydi hem de değmeyecek biri için.

Ayaklarımı zorlayarak çömeldiğim yerden kalktım. Burak hala oturuyordu kafasını bile kaldıramamıştı.

"Git buradan" dedim acımasız çıkan sesimle. Ben hayatında olmamalıydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 11, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bayan Burnunun DikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin