◾10◾

52 5 0
                                    

Ayakta dikilmiş panoda asılı olan ses yarışması broşürüne bakıyordum. Sesim tabiki o kadar kötü değildi ama kendim için değil Burak için düşünüyordum. Bilgisayarında bulduğum videoda elinde gitar ile şarkı söylüyordu ve hatırladığım kadarıyla seside iyiydi. Kazanana para ödülü vardı ama en önemlisi oldukça iyi ve ismi duyulmuş liselerin yetenekli öğrencilerinin katıldığı bir yarışmaydı.

Her yıl aynı yere yarışma broşürünün asılmasına rağmen katılan kimse olmuyordu. Hem okulumuzun ismini hemde kendi ismini duyurması için büyük bir avantajdı bu.

"Kartal neye bakıyorsun?"

Kerem panodaki broşüre bakıp güldü.

"Ne o yoksa o ses türkiyeye hazırlık mı yapıyorsun?"

"Dalga geçmesene. Hem kendim için değil Burak için bakıyorum"

"Burak mı? Kızım o daha bu yaşına kadar eline gitarı bile almamış biri. Ne ses yarışmasından bahsediyorsun sen?"

Kaşlarımı çatarak döndüm.

"Bak şuan saçmalayan sensin işte"

Ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdıktan sonra kotunun ceplerine soktu ve gitti.

Daha arkadaşını bile tanımıyordu sonra benimle dalga geçiyordu.
Kendi gözlerimle görmüştüm çaldığını.

11/B sınıfına adım attığımda içerisine her zamanki gibi karmaşa hakimdi. Bizim sınıfın gayet sakin olmasına karşılık burası panayıra benziyordu.
C şubesi ise.. Onlar ölü gibiydi. Birbirleriyle pek muhattap olmayan farklı familyadan insan topluluğunun bulunduğu değişik bir koloniydi.

Sırasında telefonuyla oynayan hedefimi gözüme kestirip yanına adımladım.

Otuz iki diş sırıtarak tepesinde dikilmeme karşılık bezgince telefonunu kapatıp bana odaklandı.

"Yüzündeki ifade hiç hoşuma gitmedi"

Kolundan tutup çekiştirmeye başladım.

"Hadi kalk sana bir şey göstereceğim"

Oflayarak benim yön vermeme izin verdi.

Panonun önüne geldiğimizde kıstığı gözlerini üzerimde gezdirmeye başlamıştı.

"Şunu oku" diyerek broşürü gösterdim.

Belli etmesede dikkatle broşürü incelemiş sonra bana dönerek omuz silkmişti.

"Ee?"

"Ee si katılsana diyorum"

"İlgilendiğim bir alan değil"

"Yalan söyleme bak çarpılırsın"

Kollarını göğsünün üstünde birleştirip gözlerini üzerime dikti.

"Aklına gelmemi sağlayan şey ne çok merak ediyorum açıkcası"

"Yani" diyerek kafamı kaşıdım.

Ne diyeceğimi hiç düşünmemiştim cidden.

"Çıkar ağzındaki baklayı"

"Çaldığını biliyorum boşuna inkar etme aynı evde yaşıyoruz sonuçta."

"Sen benim odamı falan mı karıştırıyorsun ben yokken?" diyerek üzerime doğru bir adım atınca ürperdim.

"Hiçte bile. Hem bak işte itiraf ettin bir nevi. Çaldığını biliyorum Tanoğlu boşuna uğraşma"

"Öyleyse bile bu seni ilgilendirmez Altındağ" diyerek arkasını döndü.

"Seni düşünende kabahat. Ne halin varsa gör" dediğimde bana dönmesini sağlamış ve ardından kendi sınıfıma girmiştim.

Bayan Burnunun DikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin