[pörpıl, keyifli okumalar diler.]
"Sadece tesadüf mü? Dizi setinde falan mıyız?"
Taehyung gözlerini devirip durumun komikliğine burun kıvırırken bir süre söylenmesine karşı sessiz kalmıştım.
"Teşekkür ederim." dedim aramızdaki tuhaf bakışmayı bozarak.
"Ne için?"
Ağırlığını bir ayağından diğerine bırakırken ellerinden biri kumaş pantolonunun cebine gitti.
"Japonlara laf anlatmak her zaman kolay değil. Cezadan kaçacak değildim ama gerçekten benim hatam değildi."
"Eğer gelmeseydim içeri atılırdın." dediğinde şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. Bir an ciddi olduğunu sandım ama tepkime güldüğünde omuzlarım gevşedi.
"Teşekkür etmeme izin ver."
Bakışlarımız bir an için yeniden donuklaştı. Onda ne olduğunu anlayamadığım bir şeyler seziyordum. Kendini açmak istiyordu ama bundan kaçıyor gibiydi. İlk kez o zaman nasıl bir geçmişi olduğunu merak ettim.
"Jin, buna gerek yok. Sadece buradaydım ve denk," duraklayıp sorar gibi baktı ve cümlesini tamamladı "...denk geldik. Önemi yok."
"Hayır, önemli. Arkadaşlarım bagaj sırasında ve Seul'den geldiler. Onları almak için gelmiştim ve eve taksiyle dönüp onlarla buluşmam daha uzun sürebilirdi. Hadi ama," dedim elimi kolunun üzerine hafifçe koymuş nazikçe okşayarak gülümsemiştim "...teşekkür etmeme izin ver."
Saatine bakıp düşünür gibi yapmıştı. Elim kolunun üzerinden düştüğünde karşımdaki duruşunu dikleştirdi.
"Seul'e uçacağım. Haftaya Perşembe yeniden Fukuoka'ya uçuş planım var. Eğer yeniden karşılaşırsak..."
Cümlesini kestim. Dalga geçiyor olmalıydı.
"Bana yine numaranı vermeyeceksin."
Söylediğime karşılık olarak 'hayır' demesini bekleyen bir umudum bile yoktu. Gerçekten zor biri olduğunu, duvarları olduğunu anlamak için psikoloji okumuş olmanıza gerek yoktu. O kelimenin tam anlamıyla zordu.
"Numarama ihtiyacın yok." dedi sırıtarak elini omzuma koymuş aramızdaki boşluğu ölçülü bir şekilde kapamıştı.
"Elbette var. Ne zaman buluşacağımızı randevulaşmak için numarana ihtiyacım var ya da nasıl bir mekanda ne içmeyi tercih edeceğini sormak için."
Blöf yapıyordum. Onun numarasına eğer gerçekten istersem ulaşabileceğimi çoktan anlamış olmalıydı. Kendisi versin istiyordum. Açıkça ondan bir adım bekliyordum.
Dudaklarını yeniden sanki espiri yapmışım gibi çizgi halinde bir gülüş kapladı. Başını sallayıp iç çektiğinde eli boşluğa düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kokpit | 🛩
Fanfiction"Merhaba, bana sakso çekmiştin. Hatırladın mı?" [𝖪𝗈𝗄𝗉𝗂𝗍: Uçağın pilot kabinine verilen isim.]