29

586 55 40
                                    

[pörpıl, keyifli okumalar diler.]

Genç oğlan henüz birkaç haftadır birlikte olduğu oğlanın kolunu sıkıca tutuyor, kaçmak için sarf eden sevgilisini sarsarak peşinden sürüklüyordu.

İki bedenin ruhlarıda birbirlerine zıt iki kutupa doğru koşmak niyetindeydi esasında. Lakin sarışın olan pek ruhunu dinleyecek bir birey değildi. O, hep hırsları üzerine giderdi.

"Taetae! Bana söz verdin. İddiayı da kaybettin. Bu iş bu gece olacak diyorum sana!"

Kızgın sesi öfkeyle yükseldiğinde esmer tenli, daha cılız olan oğlan, var gücüyle kolunu asılmış başaramayınca onu tutan parmakları azı dişleriyle ısırıp sevgilisinden üç metre geri doğru koşarak kaçmış kendine çeki düzen vermişti.

Taehyung soluk soluğa avazı çıktığı kadar bağırdı.

"Hayır! Hayır, Jimin. Asla seninle yatmayacağım."

Jimin parmaklarını sabır dilenircesine saçları arasından geçirmiş okul çantasının sırtındaki yerini düzelterek alaycı bir gülüşle birkaç minik adım atmıştı Taehyung'un üzerine ki akşam kızıllığı artık karanlığı bulmuş gökyüzü altında sokak lambaları yanmıştı aniden.

Taehyung üzerine minik adımlarla yaklaşan zorba sevgilisinin yüzündeki sinsi gülüşten hiç haz etmedi.  Kendi farkında değildi ancak sarsak adımları Jimin'den kaçma gayretiyle yeniden harekete geçmişti.

"Beni dinle bebeğim. Ben Park Jimin'im. Bu şey," dedi parmağını ikisi arasında bir bağ varmış gibi hızla hareket ettirirken "...ben bitti diyene dek sürecek. Bunu sende biliyordun."

Taehyung korkuyla başını iki yana salladı.

"Ben sadece çıkacağız, sinemaya gidip biraz gezip tozacağız sanıyordum. Üst sınıftaki çocuğu kıskandırmak istediğin için olduğunu sanıyordum. Jim," dedi ağlar gibi gözlerini kısarak "...biz en iyi arkadaşlardık. Biz öpüşemeyiz. Seninle yatamam."

"Dene!" diye bağırdı Jimin oradan ayrılmadan önce öfkeyle son kez "Siktiğimin götün yiyorsa benden kaçmayı, benden ayrılmayı dene Kim Taehyung!"

%

"Sonra bana bir kaplan saldırdı. Bende yüzünü görmediğim o adamın sırtına atlayıp saklandım. Böylece o beni, artık her kimse yani, tuhaf bir şekilde oradan kaçırdı. Kaplan ürkütücü gözüküyordu. Beyaz tüyleri ve yeşil gözleri vardı..."

Kıvırcık saçlı adam leopar desenli gömleğiyle taksinin arka koltuğunda oturmuş hemen yanında ona söylenerek rüyasını anlatan adamı dinliyordu. Tanrı şahit ya, adamla bir milyonuncu kez tesadüfen karşılaşması sahiden büyüleyiciydi. Yine de ona numarasını vermek falan istemiyordu. Tek düşündüğü bu adamı sağsalim bir yere bırakıp gitmek ve onunla bir daha karşılaşmamaktı. Başına bela almak istemiyordu ve açıkçası bu adam sadece yüz hatlarıyla bile belanın kendisi gibi duruyordu.

"Adresini söylemen gerekiyor artık." dedi Taehyung ciddi bir tonlamayla adamı bölerek.

Tamda o ana kadar baygın bir şekilde gözleri kapalı anlattığı rüyasını anlatmayı bırakan Jin, gözlerini hafifçe aralamış yan koltukta gömleği yarısına kadar açık jöleli kıvırcık saçlarıyla bir karış uzağında oturup ona bakan adama alıcı gözüyle bakarak iç çekmişti. Sonra hafifçe ona sokulmaya başladı.

kokpit |  🛩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin