30

648 58 57
                                        

[pörpıl, keyifli okumalar diler.]

Jimin minik adımlarla girdiği koridorda Taehyung'un odasının kapısına kadar olabildiğince sessiz kalmış karnındaki tuhaf heyecan hissini bastırmak adına derin bir nefes almıştı.

Sonunda diye düşünüyordu bunu yapacağım.

Tartışmalarının üzerinden on gün geçmişti ve ne Taehyung ne de kendisi birbirleriyle iletişime geçmemişlerdi. Jimin'in tek düşündüğü Taehyung'a her anlamda sahip olabilmekti. Oysa başta her şey üst sınıflardaki siyah saçlı oğlanın dikkatini çekebilmek maksadıyla başlamıştı. Ondan, Jeon Jungkook'dan, hoşlandığını sanıyordu ama en yakın arkadaşı birkaç hafta içinde ona daha çekici görünmeye başlamıştı. Hedefe giderken hedefi şaşmıştı Jimin'in.

Pekala, bunun sebebi birazda Jeon Jungkook'un ona "Boyuna göre birini bul ufaklık, ben sana gelmem." temalı cümleler kurmuş olması olabilirdi. Eğer Jungkook üst sınıflardan olmasa Park Jimin onu elde etmek için varını yoğunu ortaya koyabilirdi ancak kendisinin bile bilmediği bir gerçek söz konusuyken bu pek mümkün değildi.

Park Jimin, kendini Jeon Jungkook karşısında her zaman ezik hissedecekti.

Önünde durduğu kapıyı, görevliye yüklü bir miktarla ödeyip aldığı yedek anahtarla açarken oldukça sakin kalmaya çalışıyordu. Taehyung ise bu sırada yorgunluktan ters düşmüş şekilde yatağındaki yastığa sıkıca sarılmış uyukluyordu.

Jimin kapıyı yavaşça açıp cılız aydınlatmanın olduğu masanın yanından geçmiş seri hareketlerle kapıyı kilitleyip çantasındaki şırıngayı çıkarmıştı.

Park Jimin, doktorunun gece uyumalarını düzenlesin diye verdiği kas gevşetici iğneyi, sözde biricik sevgilisi Taehyung için kullanmaya yeltenmişti.

Bu iş, bu gece olacaktı ve ondan rızasını almaya falan niyeti yoktu. Taehyung sadece naz yapıyordu. ve artık bu durumdan sıkılmıştı. Düşündükleri bunlardı.

İğneyi bacağının oldukça üzerine doğrudan sokmuş uyku sersemliği ile acı yüzünden bağıran oğlanın ağzına elini var gücüyle bastırmıştı. İğne içindeki tüm sıvıyı oğlanın kanına akıtırken boş şırınga yerle buluştu.

Taehyung bedeninin uyuşması hissiyle tanışırken gördüğü bir çift gözün hayatı boyunca onda büyük bir yara bırakacağını bilerek kendini teslim etti. Başka çaresi yoktu. Jimin ise hakimiyetini kaybetmiş bedene iyice sokulmuş tüm zehirli düşüncelerini yurt odasına vesvese gibi fısıldamıştı.

"Biliyorsun," dedi gözleri çoktan yaşlarla dolmuş oğlanın gözlerine doğrudan bakmıştı son anda "...bizim içindi."

%

Girdikleri holü yalpalayarak tamamladıklarında Taehyung'un telefonu çalıyordu. Yine Jimin arıyordu. Onu restorantta terk edip gittiği için sinirli olmalıydı. Fakat Taehyung her zaman bir yerlerden çıkıp duran bu adamdan nasıl kurtulsa bilmediğinden tek yapabildiği yine kaçmak olmuştu.

Taehyung'un kaçamadığı zamanlarda olmuştu ama Jimin büyüdükçe biraz olsun insanlıktan nasibini almaya başlamış Taehyung'a hareket edebileceği alanlarda bırakabilmeyi başarmıştı. Zor olmuştu. Hala yeterli değildi. Fakat Taehyung buna bile şükür ediyordu.

kokpit |  🛩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin