[pörpıl, keyifli okumalar diler.]
Biraz afallamadığımı söylersem yalan olurdu. Hayır, kendime yalan söyleyecek yaşı da geçmiş bir adamdım. Durum biraz beni sarsmıştı.
Hoseok onun hakkında hiçbir şey bilmediğimi söyleyip beni uyarmaya çalışırken her zaman haklı olduğunu düşünmüştüm ama Taehyung bana öyle açık seçik yol açmıştı ki bu ihtimal kafamda küçücük bir noktadan ibaretti.
Pekala ona aşık falan değildim. Sadece iyi bir ten uyumumuz, güzel geçirilmiş birkaç anımız vardı o kadar. Telefon numarasını vermek istememesi gözümde daha anlaşılır bir hal almıştı Namjoon onun sevgilisi olduğunu söyleyince.
Sadece adını söylemişti ve kimden bahsettiğine dair en ufak bir fikrim bile olmadığından sadece başımı sallamıştım. Üzerine düşecek değildim. Ben yapacağımı yapmıştım. Eğer isterse bana ulaşmak isteyecek kişi bu kez oydu. Onu arayıp üzerine düşeceğimi sanıyorsa falan yanılıyordu çünkü tamamen gözümden düşmüştü bu haberle.
"Bir ara içelim." Dedim ayağa kalkmış ofisten ona teşekkür ederek ayrılıyordum.
"Elbette. Sevinirim biraz laflarız. Özlemişim."
Samimiyetine inanıyordum. Bende zaten numarası olduğundan bahsedip çıkmak için kapıyı açtığımda karşımda onu bulmayı beklemiyordum. Kafam zaten dolmuştu ve bir anda karşımda belirmesi işleri kolaylaştırmıyordu. Bakışlarım oldukça donuktu. Yine de her zamanki gibi müthiş görünüyordu. Üzerinde üniforması yoktu ve buraya koşarak gelmiş gibiydi.
"Burada olduğunu bilmiyordum." Dedi doğrudan gözlerime bakarak. Başımı sallayıp onu görmezden geldim ve Namjoon'a teşekkür ederek gözlüklerimi taktım.
Sahiden muhattap olacak havam kalmamıştı. Önünden geçip gittiğimde arkamda Namjoon'a programının gerçek olup olmadığı hakkında bir şeyler söylediğini işitmiştim. O kadar hızlı hesap sormuştu ki ben çıkışa gelmeden peşimden koşarak yetişmiş bileğimi tutmuştu.
Onun bilekliğinin olduğu kolumu.
"Ne?" Dedim biraz sert bir tavırla.
"Bavulunu unutmuşsun." dedi peşinde sürüklediği bavulumu bana uzatarak. Buraya neden geldiğim tamamen aklımdan çıkmıştı. Uzanmak ve çekip gitmek için adımladım. Fakat almama izin vermeyip önüme geçerek beni gafil avladı. Daha yakınımdaydı şimdi.
"Neden bir selam vermiyorsun?"
Kaşlarım alayla havalandı.
"Bilmem ki belki sevgilin başıma bela olmasın diyedir."
Şaşkınlıkla gözleri irileşti.
"Sen ne? Bunu nereden duydun?"
"Ciddi misin sen?! Şu haline bir bak. Nereden duyduysam duydum."
Kaşlarım çatılmış oldukça da gerilmiştim. İnkar etmemişti bile.
"Seokjin sana soru sordum." diye üsteledi. Gözlerim sinirden seğiriyordu.
"Namjoon söyledi. Sen değil. Ne demek istediğimi anlıyor musun Taehyung?! Bir sevgilin var!"
Yüzünde anlamsız bir ifade oluştu. Gülmek, gerilmek ve sinirlenmek arasında sıkışıp kalmış gibiydi. Bileğimi çekmeye çalıştım ama engel oldu. Gözlüklerimi çıkarıp beni şaşırttı. Ona eğilip gözlüğümü almak için harekete geçtiğimde bedenimizi yakınlaştırdı.
Ne yaptığını bildiğinden emindim. Benimle flört etmeye devam ediyordu. Ne yani doyumsuz biri miydi? Sevgilisini iplemiyor muydu yoksa açık bir ilişki mi yaşıyorlardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kokpit | 🛩
Фанфик"Merhaba, bana sakso çekmiştin. Hatırladın mı?" [𝖪𝗈𝗄𝗉𝗂𝗍: Uçağın pilot kabinine verilen isim.]