7

1.4K 162 43
                                    

[pörpıl, keyifli okumalar diler.]

"Hayır, asla gelmiyorum."

Sesim kulaklarımda çınladı. Ellerimi kulaklarıma kapatıp bir süre öylece durdum. Midem yanıyordu. Bir sürü takviye ilaç almıştım ama başım hala ağrıyordu. Uyandığım otel odasında bir süre tavanı izledikten ve zihnimi netleştirmeye çalıştıktan sonra oda servisini çağırmıştım. Görevliye dün gece kimin beni buraya getirdiğini sormuştum ama personel gizlilik hakları kapsamınca bana açıklama yapamayacağını yalnızca çalınmış bir eşyam varsa ona göre polisi çağırabileceğini söylemişti. Üzerine gitmedim. Yalnızca şunu söyledi.

"Leopar desenli bir gömlek giyen kıvırcık saçlı bir adam sizin için oda tuttu."

Başımı sallamış ve telefonum için istediğim şarjı elinden alarak onu kahvaltı istediğimi söyleyerek göndermiştim. Telefonum açıldığında Yoongi ve Hoseok olduğum yere koşarak gelmişti. Ben de bu süre içinde duş almıştım. Şimdi de otelden ayrılıyorduk.

"Ciddiyim ben, nasılsa sonraki gün Kore'ye döneceğiz. Son bir gece daha Jin."

Yoongi'nin gece dışarı çıkıp partileyelim yalvarması bu kez her zamankinden uzun sürmüştü. Dün gece ne yaptıklarını sorma fırsatım bile olmamıştı. Elinden arabamın anahtarlarını alırken göz deviriyordum. Elimle boynumu ovup iç çektim. Haklı olduğunu biliyordum. Bir sonraki gün buradan Kore'ye uçacaktık zaten. Bu son gecemizdi.

"Tamam ama bir şartla."

"Kabul!" diye bağırdı arka koltuğa geçerken. Hoseok bana bakıp gülmüş eliyle omzuma vurmuştu.

"Hadi bizi biraz gezdir."

Böylece günümüz başladı. Onları önce kahve içebileceğimiz bir yere götürdüm. Keyfim gerçekten yoktu ama en azından o ikisi mutluydu. Şehirde alışveriş yapıyor, mağazalara girip çıkıyorduk. Hoseok biraz alışveriş yaptı ve Yoongi'de beğendiği bir ceketi alıp ona eşlik etti. Onlara bakıp iç çekiyordum. Bu ikisinin yanında kendimi üçüncü tekerlek gibi hissetmemek elde değildi. Korkunç derece de uyumlulardı. Akşam çok çabuk oldu. Zaten günün yarısında uyandığım gerçeği düşünülürse o kadar da şaşırtıcı sayılmazdı. Akşam yemeğini yemiş hesabı beklerken Yoongi gözlerini kısıp bana bakmaya başlamıştı.

"Neye bakıyorsun?" dedim cüzdanımı çıkarırken.

"Bilmiyorum, sende garip bir şey var."

Garsona parasını verirken ayaklanmak istediğimde Hoseok beni bileğimden tutup durdurdu. Olduğum yere geri oturdum.

"Anlat çabuk." dedi. Ne diyeceğimi bilmiyordum. İkisi de sorgular bir ifade takındığından kendimi köşeye sıkışmış hissettim. Tamam cidden konuşmak iyi gelebilirdi.

"Otele kimle geldiğimi bilmiyorum." diye cümleye başladım. Hoseok ve Yoongi ıslık çalıp gülüşmeye başladı.

"Alfaya bak sen. Hangi kuşu sabaha kadar şakıttın söyle bakalım."

Yoongi'nin çıkışına istemeden güldüm. Şerefsiz herifin ağzı iyi laf yapıyordu.

"Leopar desenli gömlek giyen, kıvırcık saçlı olduğu söylenen biri ya da muhtemelen..."

"Muhtemelen?" dedi Hoseok beni dürtüp. Kolumu sıkıyor konuşmam için çırpınıyordu.

"Siz gittikten sonra abarttım biraz. Fazla içmişim. Hiçbir şey net değil ki. Biri geldi yanıma onunla konuştuk falan ama üzerinde otel görevlisinin tarif ettiği şeyler yoktu onun. Ayrıca taksiye binerken tek olduğumu hatırlıyorum. Gerçi taksi de..." Yine duraksadım. Hatırladıklarım net olmadığı için ne diyeceğimide kestiremiyordum.

"Anladım. Biriyleydin ve o seni otele getiren kişiyle aynı değildi. Numarasını falan bırakmamış mı? Adını ya da."

Başımı iki yana salladım.

"Aman canım takma kafana. Belli ki biraz eğlenmişsiniz." diyiverdi Hoseok.

Onun sesindeki rahatlık derin bir iç çekmemi sağladı. Onlara Jeon Jungkook'la barda oturduğumu söyleyememek biraz üzsede sorun etmedim. Hoseok onun hayranıydı. Şirketimin idolünden hoşlanması ve bende bu imkan varken onu tanıştırmadığımı bilse muhtemelen delirirdi. Zamanı geldiğinde onlara her şeyi açıkça anlatacaktım. Henüz zamanı değildi.

"Taksiye yalnız bindim demiştin." dedi Yoongi bir anda kafası karışmış gibi mırıldanarak.

"Bunu anlayamıyorum. Orası hala kör nokta da." dedim. Ayağa kalktığımda bu kez ikisi de benimle ayaklandı.

"Bu arada şart neydi?" Yoongi arabaya geçerken nihayet bu gece ne şartla bara gitmeyi kabul ettiğimi sormayı akıl etti. Yüzümdeki gülüşe engel olamadım.

"Striptiz yapacaksın."

📌
pörpıl,sizi seviyor...
lütfen yorum yapmaya çalışır mısınız?
Biliyorum akıyor diye çoğu zaman yorum yapamıyorsunuz ama ^^
FILTER okumayı unutmayın ❤️🥁🔥

kokpit |  🛩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin