[pörpıl, keyifli okumalar diler.]
"Uno! Hah, ben kazandım."
Gözlerimi devirip elimdeki kartı bırakmış çocuk gibi dans eden Hoseok'un masaya çıkışını izliyordum. Diğer herkesin benden eksik kalır yanı yoktu. Her bir kart için shot atmıştık ve yeni yeni geliyordu kafası.
Taehyung bacağım üzerindeki kafasını kaldırmadan kahkahalar atıp gülmeye devam etti. İzleyicilerimiz evin farklı yönlerine dağılırken Yoongi Hoseok'un belini tutup kendine çekti ve kucağına alıp yanımızdan götürdü onu.
Bakışlarımız hava buluşmuştu Taehyung ile. Etraf bir anda dinginleşmiş baş başa kalmıştık her nasıl olduysa.
Oyunun yarısında Yoongi açıkça hepimize kaybetmemiz için tehdit savurunca oyunu sadece Hoseok mutlu olsun ve kazansın diye devam ettirmiştik. Taehyung öyle hızlı kartlarından kurtuldu ki hemen sonrasında kendini şimdi olduğu gibi dizime yatırdı. Yorgun olduğunu bildiğimden onu dinlenmesi için rahat bırakmıştım. Arada ellerim saçlarına gitmişti ama hiç rahatsızmış gibi gözükmediğinden onunla oynamaya devam etmiştim.
Baldırlarım üzerinde yatıyor, beni izliyordu. Öne eğilip içki bardağımı aldım.
"Bana kendinden bahsetmek ister misin?"
Yalnız kalmamızı fırsata çevirmek istemiştim. Cevaplanması gereken birkaç önemli soru vardı kafamda. Sorum karşısında gözlerindeki parıltı bir an kayboldu. Fakat sonra oldukça sakin bir tonlamayla konuşmaya başladı.
"Üç yıldır pilotluk yapıyorum. İşimde çok başarılıyım ve bir köpeğim var. Uçakları ve arabaları seviyorum. Üniversite eğitimimi burslu olarak İtalya'da aldım. İki dil biliyorum. Yalnız yaşıyorum ve bekarım. Yani en azından bana göre."
Yutkunduğum içki boğazıma takıldı. Yanımda doğrulup sırtıma vurduğunda üzerimdeki şaşkınlığı atamadım.
"Sevgilin vardı hani? Jimindi, doğru hatırlıyorum değil mi?"
Sıkıntıyla iç çekince tadını kaçırdığımı fark ettim. Yine de geri durmadım. Onun hakkında bir şeyler öğrenmeye açtım.
"Nereden başlasam bilmiyorum ki? Hem anlar mısın ondan da şüpheliyim."
Dudaklarımı sakin kalmaya çalışarak kısmış anlayışlı olacağımı gösterecek bir tavırla destek vermiştim.
"Sorun yok Taehyung. Açık olursan sana karşı açık olurum. Birbirimize güvenmemizi gerektirecek bir sebep yok. Yine de seninle vakit geçirip biraz daha takılmayı çok istiyorum. Aklımızda birbirimize dair bir şey yokken sevişmek, aramızdaki uyuma haksızlık olur. Öyle değil mi?"
Etkilenmiş bakışlarını gözlerimden ayırmadı. Sanırım ona güven verdiğimi hissetmişti. Öyle olmalı ki yanıma sokulup bacaklarını tıpkı benim gibi sehpaya uzatırken bir eli bacağımın üzerinde gezintiye çıkmıştı. Bir süre sonra kendi kendine dökülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kokpit | 🛩
Fanfiction"Merhaba, bana sakso çekmiştin. Hatırladın mı?" [𝖪𝗈𝗄𝗉𝗂𝗍: Uçağın pilot kabinine verilen isim.]