BÖLÜM 20 : SENİ BULDUM

11 3 0
                                    

BÖLÜM 20

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 20

"Seni Buldum"

^^Sanırım yeterince terk edemedin beni? Bak hala seni bekliyorum! ^^

Nevresim takımının içine giren ayağımı zar zor çekerek kirpiklerimi zar zor kırpıştırdım.
Dünün yorgunluğu beni bir hayli zorlamıştı. Sadece dünün yorgunluğu mu peki? Hayat yordu hayat... Yatağımdan ayaklarımı yere sarkıttım ve kalçamı ağır bir şekilde kaldırıp "Bu hayat beni yorar!" diyerek kalktım yatağımdan.

Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Telefonumu alıp saate baktığım da çok erkendi. Yorgun olmama rağmen erken uyanmıştım. Biraz sosyal medyada dolaşıp vakit geçirdim ve sürekli karşıma değişik kitaplar fotoğrafı çıktığından dolayı bu işe biraz ağırlık vermeliyim diye düşündüm.

Doğrusu çok fazla kitabım yoktu. Ama yavaş yavaş kendimi alıştırabilirdim. Ne tür kitaplar hoşuma gidiyorsa onlardan almalıydım ve bol bol düzenli olarak kitap okumalıydım artık. Çünkü bana iyi geleceklerini, kafamı dağıtacaklarını, belki güzel şeyler düşünmemi sağlayacaklarından emindim.

Yatağımdan kalktım ve rafıma doğru adımlarımı attım. Aralarından okumadığım ve çok merak ettiğim bir kitabı seçtim. Korku adlı kitabı elimde inceledim. Stefan zweig'in kitaplarından biriydi. Öylece kitabı incelerken aklıma çok güzel bir fikir gelmişti. İşe gitmeme daha saatler vardı. Hava bir karlıydı, bir güneşliydi. Maalesef ki küresel ısınmadan dolayı herşey beklenirdi.

Kitabımı alacaktım, yanıma sepeti mi, örtümü alıp sahile sessiz bir yere kitap okumaya gidecektim. Evet... Kararımı vermiştim. Saat daha öğlen bile olmamıştı. Öncelikle mutfağa gidip kendime sandviç ve içecek bir şeyler hazırlayıp minik sepete yerleştirdim. Ardından mutfaktan çıkacakken annem görünüre çıkmıştı.

"Hayırdır kızım nereye böyle?" diye sordu. Bende çocuk gibi gülümseyip "Piknik yapacağım." dedim. "Ne pikniği kızım sabah sabah. Kahvaltı hazırlayacağım şimdi." dedi annem. Yeni uyandığı için gözlerini açmakta zorlanıyor, arada esneyerek konuşuyordu. Saçları da kabarmış bir şekilde ortalıkta dolanıyordu.
"Olsun anneciğim. Ben kahvaltımı orada yaparım. Yalnız kalmaya ihtiyacım var." dedim ve odama geçtim.

Hem formalarımı, hemde kitabımı, kulaklığımı beyaz bez çantamın içine yerleştirdim. Üstüme rahat bol ve kot pantolonumu giydim. Onun üstüne tüylü beyaz kazağımı giyip saçlarımı ördüm. Hafif göz makyajı yapıp pembe parlak bir ruj sürdüm ve eşyalarımı koluma takıp evden çıkmak için kapının yanına bıraktım.

Barlas uyuyordu. Babam hala uyuyordu. Annem de onlara kahvaltı hazırlıyordu. Annemle vedalaşıp kısa bir süre içinde evden çıktım ve sahile kadar yürüdüm. Yarım saat içinde geldiğimde kendimi çimenlere attım ve sessiz bir yer bulup oraya eşyalarımı yerleştirdim.

ARINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin