BÖLÜM 24 : FİNAL
"İki Ölüm"^^Şimdi tüm sönmüşlüğümle, nefesimi arkama alarak savruluyorum hayatından, tıpkı bir kül yığını gibi... Kül ettiğin hayatımla hayatından çıkıyorum.^^
Karaya yaklaştığımız da titrememi engelleyemiyordum. Allahtan montumuz vardı ve üşümemizi biraz olsun engelleyebiliyorduk. Kürekleri sandala bıraktık ve ayağa kalkıp ata 'nın önce çıkmasını bekledim. O çıktıktan sonra vücudunu bana döndürdü ve sağ elini uzatıp benim çıkmamı sağladı.
"Gel bakalım sakar."
Ata' ya gözlerimi devirip yürümeye başladım. "Hadi dalga geçme, üstümüzü değiştirelim." dedim ve onu arkamda bırakıp yürümeye başladım. "Ama öyle!" arkamdan seslenip yanıma hızlanarak geldi. "hadi ama olacağı varmış." dedim ve iyice utanmaya başladım. "Genelde hep öyle olur." dedi ve kahkaha atmaya başladı. "Ata daha fazla dalga geçeceksen gerçekten gideceğim!" dedim sağ ayağımk sertçe beton zemine vurarak. "Tamam yahu kızma çocuk gibi hemen de gideceğim ne demek?" diye sordu.
"Ciddi misin?" diye yürürken döndüm yüzümü anlam ararcasına. Kaşlarımı çatıp "Farkındaysan, donuyorum ve eğer böyle ağır olmaya devam edersen, evet çocuk gibi gideceğim." dedim. Omzunu omzuma çarpıp dengemi bozmaya başladı. "Tamam tamam haklısın." dedi ve yanağımdan makas almaya çalıştı. "Ata!" diye homurdanırken, bir mağazadan içeriye girdim. Hızla üstüme bir şeyler ararken hala arkamda gevezelik yapıyordu.
İnce gri boğazlı bir kazak seçtim ve onun altına spor rahat bir eşofman seçip, kendine kıyafet arayan ata 'nın yanına ilerledim. "Ben kabine giyinmeye gidiyorum." diye haber verdiğimde muzipçe sırıtıp "Yardım lazım mı?" diye sordu. Sertçe koluna vurmak istedim ama ani refleksi ile kendini geri çekip söylenmeye başladı. "Hayır yani yine sakarlık yaparsın diye söylemiştim ne vuruyorsun hemen!" derken ben çoktan kabine girmiştim.
Üstümü değiştirip ıslak kıyafetlerimi ayrı bir poşete koydum ve kasaya ilerledim. Tam cüzdanımı çıkartıp ücreti öderken ata arkamdan gelip homurdanmaya başladı. " Çok ayıp! Burda ben varken sana nerden düşüyor ödemek?" diye kızmıştı. "Ne kızıyorsun belki kendim ödemek istedim?" diyerek aynı tavrımı sergiledim.
"Bu düşünceyi sil aklından!" demişti. Ardından devam edip "Hiç sevmediğim konular!" diye söylenmeye devam etti.Mağazadan çıktık ve yürümeye başladık. Bir parkın önünde durduğumuzda çok sakin bir yere benziyordu ve gerçekten oturup biraz olsun dinlenmek istedim. "Ata, ne olur biraz olsun oturalım!" dedim ve ondan karşılık beklemeden kendimi banka bıraktım. "Arabada otursaydık, üşümedin mi?" diye sordu. "Yok ya burası çok sakin az bir dur." deyip soluklanmaya devam ettim.
"Peki madem." deyip o da yanıma oturdu. Öylece otururken sürekli kıpraşmaya başlamıştı. "Ata ne kıpraşıyorsun ne oluyor?" diye sordum gülmemi engellemeye çalışarak. "Arın ya, çok tuvaletim geldi." dediğinde gülmeye başladım. "Ee git tuvalete tutmak zorunda değilsin." dedim. "Var mı ki yakında?" diye sorarken etrafına bakınmaya başlamıştı. "Vardır, vardır beklerim seni hadi." dedim. "Neyse hızlı hızlı gider gelirim." dedi ve ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIN
Novela Juvenil"Biliyor musun, gökyüzünü seyrederken bir yıldız kaydı. İlk kez bir yıldızın, kaydığını görüyorum." yazmıştı. "Sanırım aynı anda gökyüzüne bakmış olabiliriz." yazdım cevap vererek. "Kalp kalbe karşı he... Arıyayım mı Seni ?" yazmıştı. Nasıl arıyay...