42. Bölüm

225 14 18
                                    

•Hadi bakalım çukurun çehresi değişiyormuş öyle değişmez böyle değişir😂😂 Yorumlarınızı bekliyorumm🖤 En alt kısımda Alya ve arasın şimdiki hali var.

Aras: Alya Alya!!

Alya: efendim!

Aras: hadi bırak şu telefonu da gel yemek yicez.

Alya: geliyorum.

Nehir'den
Aradan koskoca 18 yıl geçmişti. Alya şu an 19 Aras ise 24 yaşındaydı. İkisi de konservatuar okuyordu. Zaman tüm insanlar gibi bizlere bir şeyler verirken almayı da tercih etmişti. Sultan hanım ve Ayşe'yi geride bıraktığımız yıllar içinde kaybetmiştik. Akın evlendi ve 10 yaşında Oğuz adından bir oğlu vardı. Eşi de çukurun kızlarından biri olan Aylin'di. Doğan herkes büyümekteydi. Bizim ise hâlâ deliliklerimiz vardı ama daha aklı başımızdaydık. Yamaç Cumali abi selim abi Salih abi hala bu çukur uğrunda savaşmaya devam ediyordu. Bazen Aras da onlara katılsa da geri planda tutmayı tercih ediyordu yamaç. Karaca hâlâ dediği gibi evlenmemişti. Hepimiz bir evde yaşamaya devam ediyorduk. İdris de büyüyüp koca adam olmuş Salih abinin aynısıydı.

Sofraya oturan alyayla herkes kaşığına çatalına yöneldi.

Aras: sonunda geldin.

Alya: işim vardı?

Kıvanç: ne işi?

Alya: size ne ya?

Karaca: sakin olun gençler ya.

Cumali: hadi yiyin çok konuşmayın.

Herkes Cumali abinin ikazıyla yemeğine dönmüştü. Herkes çok çok sessizdi. Bu sessizlik alyanın telefonuna gelen bildirimle bölünmüş yamaç gözlerini alyaya dikmiş bakıyordu.

Yamaç: noldu?

Alya: yok bir şey.

Damla yanıma yaklaşıp kısık sesle konuşmaya başladı.

Damla: var bir şey de acaba ne?

- Görürüz çıkar yakında kokusu.

Alya'dan
Herkes yemeğini yedikten sonra geleneklere uyarak çay faslına geçmişti. Arasla acil bir konu hakkında konuşmam lazımdı onun da haberi olmalıydı bu konudan ne kadar karşımda oturan arasa Kaş göz yapmaya çalışsam da anlmaıyordu. Belki damla annem bile anlamıştı ama o daha anlamamıştı.

Alya: Aras bir gelir misin?

Oturduğu koltuktan hızla kalkıp peşimden odama geldi.

Aras: kim o çocuk?

Daha ağzımı açmamıştım ama anlamıştı.

- okuldan.

Aras: tanıyor muyum?

- bilmiyorum. Deniz adı.

Aras: şu mimarlık okuyan çocuk.

- evet.

Şu an verdiğim yanıtlar kısa kısaydı çünkü arasın tepkisini merak ediyordum. Bugüne kadar hiç bir şeyimi saklanmamıştım ondan şimdi de öyle olması gerekiyordu.

Aras: o çocuk emin misin?

- niye böyle bir soru sordun şimdi?

Aras: öylesine.

- Bir şey mi biliyorsun?

Aras: saçmalama ne bilicem. Sordum öylesine dikkat et ama.

- Tamam da babam anladı mı sence?

ARASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin