Sadece Sözler Vardı|4

126 8 0
                                    

Yüreğimin ortasında büyük bir sanrı var. Yaşadıklarım içten içe beni bitiriyor, kafamda dönüp duran "anı" bozuk plak gibi görüntüler kafamda dönüyor. Neden böyle oluyor, ruhum hep böyle eksik mi hissedecek? Doğru soruları sormak beni gerçeğe ulaştıracak mı bilmiyorum.
Kahverengi ayıcığımı sıkı sıkı tutuyorum. Bunca zamandır yanımdan ayırmadığım bir parçam gibi.. Kafamı yatak başlığıma yasladım.
Uğur'un evden gitmesinden beri bir hafta geçmişti. Hafta sonları hariç Altınsoy Holdinge gidiyordum. Şirket çalışanları çok cana yakındı. Hepsi sanki özenle seçilmiş gibiydi. Altınsoy Holding'in başında Eylem ve Eray vardı. Karan ve Beren Çetinkor Şirkette çalıştıkları için onları göremiyordum. Eylem hastaneden çıkmıştı ancak şirkete uğramıyordu.Daha o kadar iyileşememişti. Proje için Uğur'la çalışmam gerekirken Eray'la çalışıyorduk ona da çalışma denirse. Sürekli dalgın ve dediklerimi sürekli geçiştiren biriyle çalışmak nasıl bir şeyse o kadardı. Şirkette hiç bir şey öğrenemiyordum. Herkes sır küpüydü mübarek. Uğur'un ortada olmaması da cabası. Kubilay Çetinkor ve Pamir Santos'un ise alttan altan bir şeyler karıştırdığını hissediyordum.
Laptobu geniş yatağın yan kısmından alarak bacaklarımın üzerine koyuyorum. Bir haftadır ev bomboştu. Kamera sistemine giriş yapıyorum. Yine hareketsiz olarak görmeyi beklediğim görüntülerde hareketlenme olduğunda tek kaşım havalanıyor. Tüm dikkatimi görüntülerde ki manzaraya veriyorum.

Uğur bıkkınlıkla kapıdan içeri giriyor, anahtarı geniş aynalığın önüne koyarken kolunda ki siyah çantayı hemen yanına bırakıyor. Ayaklarını sürterek salona doğru ilerliyor. Salonun düzenli oluşu Uğur'un yüzünde mimik oynatmıyor. Geniş siyah koltuğa bırakıyor kendini. Kafasını yaslıyor koltuğun tümsek kısmına. Gri slim fit takımı ruh halinin zıttı gibi mükemmel duruyordu sıkı vücudunda.

Bir şeyler oluyordu ve ben hiç bir şey bilmiyordum. Canım fena halde sıkılmıştı. Bilinmemezlikler arttıkça, çıkış kapılarım bir bir kilitleniyor. Zaten öyle bir bilinmemezlik içine düşmüstüm ki sadece dışını biliyordum her şeyin, içi derya deniz.
Eray'ın sesi beni düşüncelerimden sıyırmıştı. Ne zaman gelmişti? Uğur'un hala aynı şekil koltukta durması..-fazla zaman geçmemişti anlaşılan.

"Seni arıyorduk her yerde."

Uğur bacak bacak üstüne atmış, ayakta kendine bakan Eray'ı yorgun gözlerle süzüyor.

"Şimdi buldunuz işte."

"Uğur hiç bir şey senin suçun değil, hatta sensiz biz biz değiliz."

Uğur'un sanki başı ağrıyordu. İki elini başının yanlarına yerleştirip usulca masaj yapıyor bir süre.

"Gerçekten kaldırabileceğim yükler gibi değil sırtımdakiler Eray.
Beni gözünüzde çok büyüttünüz."

Eray kendini Uğur'un yanına bırakıyor.

"Zor mu geliyor?"

Uğur gözlerini deviriyor. Kendiyle dalga geçercesine konuşuyor.

"Biliyorsun ki sarılıp ağlayamıyorum. Omzunda teselli bulamayacağım."

Eray'ın kaşları çatılıyor.

"Uğur beni iyi dinle biz asla seni bırakmayız. Sen bizi bıraksan bile..
Sen bize defalarca diğerlerinden farklı olduğumuzu söyledin. Şimdi anlıyorum ne demek istediğini, biz diğerlerinden güçlüyüz, bizim zaaflarımız bizi güçlü kılıyor."

Uğur bir anda bulunduğu yerden ayağa kalkıyor. Yavaş yavaş salonun ortasına doğru yürüyor.

"Daha fazla buna katlanamayacağım Eray."

Belinden hızla silahını çıkarıp kameraya ateş ediyor. "TAK"

Silahın ateşlenmesiyle yerimden sıçrıyorum. Patlama sesi kulaklarımda çınlama oluşturuyordu. Bir iki üç derken..Allah kahretsin.. Ellerim titriyordu. Görüntüler birer birer kaybolurken son bir görüntü açıkta kalıyor. Ellimi kulağıma götürürken Uğur'un yüzü direkt kameraya bakıyordu. Çınlama yavaş yavaş azalırken pür dikkat kameraya bakan Uğur beni ürkütüyordu. Uğur sanki kameradan beni görüyor gibiydi. Gözlerimi kaçırmamak için kendimle yarışıyordum. Bileğindeki siyah bir şeyle oynuyordu. Kamerayı yaklaştırdığımda benim tokam olduğunu gördüm.Mavileri saydamlaşmış kor ateş gibi en yakıcı halini almıştı.

"Seni ilk gördüğümde yaraların vardı iyileştirmek istediğim. Şimdi ise sana daha derinlerini özenle işleyeceğim."

Bu ne demekti? Bir süre sadece nefes alış-veriş sesini duyorum. Ve son bir silah sesiyle görüntü tamamen yok olmadan önce son öldürücü darbeyi yapıyor, iğrenircesine dudaklarından ismim dökülüyor.

"Leman Aydın."

Milyarderin Vekili III Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin