Yemek seansı bitmişti, Beren'in bana zorla yemek yedirmeye çalışması dışında eğlenceli geçtiğini söyleyebilirim. Salonda ölüm sessizliği vardı, herkes sanki bir an önce benim gitmemi bekliyor gibiydi. Önemli bir şey konuşacak gibiydiler. Tabi ki bu kadar erken gitmek gibi planım yoktu. Dikkat çekmeden biraz daha incelemeliydim evi. Giriş katta salon mutfak ve lavaboları görmüştüm. Kamera yoktu bu beni şaşırtmıştı,en azından öyle umuyordum kesin olarak öğrenmeliydim. Gerçi beni tehlike olarak göreceklerini sanmıyordum.
"Evime kamera taktırmayı düşünüyorum da sizin sistem nasıl?" Sakin konuşmamla tüm yüzler bana döndü.
"Sistem kullanmıyoruz."
Uğur bana bakmaya gerek duymadan cevaplamıştı.
"Girişteki sistem ne peki?"
Karan ağzındaki mısırları umursamadan konuşmaya başladı.
"O mu benim kurduğum bir sistem, eve bizden başkasının girmesini.." Karan yüzüne çarpan yastıkla susuyor.
"Önce ağzındakileri bitir." dedi Beren.
Uğur hafif tebesüm ederken diğerlerinden kahkaya tufanı kopmuştu.
Karan Beren'e yastığı geri atacakken inci gibi dişleriyle Beren gülümsüyordu, Karan göz kırpıp ardından yastığı kenarı koymuştu. Beren'in Karan üzerindeki etkisini görmemek için kör olmak gerekirdi.
Şüphe çekmek istemediğim için sadece gülümsemekle yetindim. Daha da fazla soru sormaya gerek duymadım. Yine ölüm sessizliği kaplamıştı ortamı.
İki katlı bir evdi, bir şey yapıp üst kata çıkmalıydım. Gözlerimi hafiften kapattığımda, sanki herkes beni inceliyordu. Ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum ancak gerçekten uykum gelmişti. Nefesimi düzenli tutmaya çalışıyordum. Aralarında sanki beni uyandırmak istemiyormuşçasına fısıldaşıyorlardı."Eray, hanfendiyi benim odama götür. Sonra da odalarınıza dağılın. Yarın konuşuruz."
Havalandığımı hissettiğimde, planımın işe yaraması gülme isteği uyandırıyordu. Kendimi zor tutuyordum. Sonunda aslanın inine giriyordum.
"Bende mi milyarder olmayı düşünsem. Sabahtan beri emir verip duruyor." Diye fısıldadı Eray.
Hafif kahkaha atmıştı Uğur.
"Milyarder olmayı hiç düşünmedim çünkü milyarder olarak doğdum canım."
Karan "huuu laf soktu.." gibi sesler çıkarırken hafif yerimde kıbıldadım. O arada ne olduğunu göremiyordum ancak tahminimce Uğur eliyle git işareti yaptığını düşünüyordum.
Merdivenlerden yukarı vardığımızı artık sarsılmadığımı hissettiğimde anlamıştım. Hol bir türlü bitmek bilmiyordu, kapıyı açtığında koridorun sonunda ki odada olduğumuzu anladım. Vücudumun yumuşak yatakla buluşmasıyla yatakta rahat şekilde yerleştim. Üzerimin örtülmesiyle daha da uykum gelmişti, ancak uyumazdım. Odanın kapısının kapatılmasıyla gözlerimi araladım. Yatak dışında beyazlar içinde ki odayı incelemeye başladım. Yerde serilen beyaz postun yanında duran kitaplık onun yanında tek kişilik rahat bir koltuk ve geniş bir gardolap uzanıyordu. İki kapı vardı sağ tarafımda, birinin lavabo olduğunu tahmin ediyordum. Peki ya diğeri, içimde ki merakla yatakta düzeldim. Ellerimden destek alarak yataktan düştüm. Belden aşağımın tutmaması canımın acımasını engelliyordu. Buruk bir gülümseme oluştu yüzümde. Sürünerek, kapının koluna uzandım, biraz soluklandım kapıyı açtığımda gördüğüm manzara karşısında ağzım şaşkınlıklar içerisinde açıldı. Uğur'un arakası bana dönüktü gömleğini sırtında sıyırmış tek kolu dışarıdaydı. Sırtı yanık ve kesik izleriyle doluydu. Sağ kolunda geniş kurt dövmesi vardı. Dövmenin altına doğru derinleşen kesik izi elimi ayağıma dolamıştı. Bir anda yere düşmemle, gürültü koptu. Yüzünü bana döndü. Beni gördüğünde hızla gömleğini üzerine giydi. Alttan bir kaç düğmesini ilikledi."Ben ben.. özür dilerim." Lanet olsun kekeliyor ve korkuyordum.
"Ben banyo arıyordum,yani.."Üzerime doğru gelemeye başladı. Anlamıştı, olamaz.. Yere eğilip beni kucağına aldığında şaşırmadan edemedim. Hep Eray'a taşıttırıyordu beni.
"Ben kendim gidebilirim."
Cümlem karşısında kaşları havanlandı, hafif gülümsedi.
"Tabiki.." kafasını sallıyordu. Beni tekrar yatağa koymadan önce yüzüme baktı.
"İstersen banyoya götürebilirim."
Kafamı sağ sola salladım hayır dercesine. O da çok uzatmadan beni yatağa bıraktı. Anlamadığı için rahatlamıştım. Kollarını çekerken gömleğinde açıkta kalan diğer dövme dikkattimi çekti. Dişi ve erkek aslan resmi vardı. Dişi aslan buğuluydu. Yine kurt dövmesinde olduğu gibi dövmesinin yanında yaralar vardı. Nereye baktığımı gördüğünde gömleğini düzeltip kenarıya geçti."Ben çalışma odasında olacağım bir şeye ihtiyaç duyarsan seslenmen yeterli."
Tam gidecekken arkasını dönüyor.
"Bu arada banyo diğer kapı."
Odadan ayrıldığında kafamı yatağın başlığına dayadım. Bir süre gözümü kapattım, tıkırtılarla gözlerimi araladım. Beren elinde engelli arabamla yanıma geldi. Yanıma bırakti arabayı. Ardından oturma kısmında olan pijamaları bana uzattı.
"Uğur gönderdi, istersen yardım edebilirim."
Pijamaları elime alarak kendimi gülmeye zorladım.
"Teşekkür ederim, ben hallederim."
Kocaman gülümseyerek arka arkaya gidiyor kapıdan el sallayarak çıkıyordu. Kendime döndüğümde el salladığımı fark ettim. Ben bu kadar sıcakkanlı biri değildim. Hızla elimi yere indirdim. Üzerimde ki uzun elbiseden kurtularak, Beren'in verdiği beyaz ipek pijamayı giydim. Sarı saçlarımı özgür bıraktım. Tokamı komidinin üzerine koydum. Bugünlük bu kadar aksiyon yeterdi. Sabah olması için uyumalıydım. Uğur'dan etkilenmem hiç normal değildi. Yarın eve gidip planlamalar yapmalıydım. Düşüncelerden sıyrılırken kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Gülme sesleriyle gözlerimi araladım, hayal görmediğime inanmak istiyordum. Gülmekten iç çekme sesi duyduğuma yemin edebilirdim. Komidinin üzerine gözlerim kaydığında gece üçü geçtiğini gördüm. Kahkaha sesiyle etrafa bakındım, ayın aydınlattığı odada benden başka kimse yoktu. Kendimi yatakta düzelterek sandalyeme yerleştirdim. Odadan çıktığımda hol karanlık ve kimse yoktu. Kıkırdamalar hala geliyordu. Holde ilerleyip merdivenin başına geldiğimde gördüğüm ikili nerdeyse dilimi yutturacaktı.Kubilay Çetinkor ve Pamir Santos karşımdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Milyarderin Vekili III
Roman d'amourSenden kurtulmaya çabalıyorum Uğur, bataklık gibisin çabaladıkça daha da çekiliyorum. Leman Aydın. Bütün çabaların bana çıkıyor sen inadına benden kaçıyorsun. Ve unutma Uğur Çetinkor'u yok etmek için daha fazlasına ihtiyacın var. Uğur Çetinkor.