Özenle İşlenen Acılar|1

62 7 0
                                    

▪︎ Bölüm Beş: Özenle İşlenen Acılar

ᴇɢᴇʀ ᴏʟᴜʀ ᴅᴀ ʙɪʀ ɢᴜɴ ʏᴀ ᴅᴀ ʙɪʀ ɢᴇᴄᴇ ᴀɴsɪᴢɪɴ ʜᴀᴛɪʀʟᴀʀʟᴀʀsᴀɴ ɢᴇᴄᴍɪsɪᴍɪ ʙɪʟ ᴋɪ ᴏɴᴇᴍɪ ʏᴏᴋ.

UĞUR'UN AĞZINDAN

Fikirlerim bulanık, vücudum titriyordu. Mezarlıktan kendimi eve nasıl attığımı, odaya nasıl kitlediğimi bilmiyorum. Üşüyordum... Delice titriyordum.
Leman'a kıyamamam onun için en ayrıcalıklı şeydi. O ise özenle kırdı, paramparça etti. Her şey güzel giderken bir anda geçmişimin kabusu hayatıma dahil oldu. Kendime gelemiyordum, Leman beni güzelce tokatlayınca kendime gelmem uzun sürmedi. Öylece onu orada bırakarak eve attım kendimi. Bana yaptıklarını misliyle ödetecektim. O zaman nasıl bir şeymiş acı anlayacaktı.

Kapımın alacaklı gibi çalınmasını önemsemiyordum. Halim de yoktu gerçi. Zaman ilginç bir kavram. Seni olmak istediğinde olduğun kişi arasında sallandırıyor. Aradan yeterince zaman geçtiğinde kısa süreli aydınlanma yaşıyorsun. Ben değer verdikçe, değersizleştim. Belki de asıl sorun buydu; içimizde büyük acılar var, herkes özenle deşiyordu.
Vücudumu artık kontrol etmekte zorlanıyordum. Beynime sızmasına izin vermiştim. Kontrol artık bende değildi.

"Uğur(!) artık aç şu kapıyı."

Kapının kırılacak gibi çalınması beni yerimden dahi kıbıldatmıyordu. Deli gibi üşüyordum. Düşüncelerim, kapının önündeki sesler birbirine giriyordu. Nefesim darlanıyordu. Geçmişim gün yüzüne çıkıyor bariyerlerimi yıkıyordu. Artık geçmişimim esiriydim. Tüm bilincim zincirlerini çözmüştü.

"Alşana Leman."

Elinde ki tek oyuncağı olan ayıyı küçük kıza uzatıyor.

"Bunu asla kaybetme tamam mı?"

Küçük kız ayıcığı eline alarak kocaman sarılıyor.

"Asla, bijim ayımız."

İki küçük çocuk sanki dünyanın sırrını paylaşmışçasına gülüyorlar. Küçük kız, oğlanın kolunu tutarken, oğlan acıyla çığlık atıyor. Kız korkuyla oğlanın kolunu sıyırıyor. Gördüğü manzara karşısında kız da ağlamaya başlıyor ve yavaşça yaralarını üflüyor.

Canım o kadar acıyordu ki, vücudumdaki yaralar kanıyordu. Gerçekle, geçmiş birbirine girmişti. Yumak olup beni yıkıyordu. Kollarıma baktığımda dövmelerimin yanındaki yara izleri gittikçe açılıyordu. Nefesimi öyle hızlı alıyordum ki ciğerlerime yetmiyordu. Elimi kaldırdığımda masamdaki kitaplarımı yere devirmiştim. Kitap sesleri kulağımı tırmalıyordu. Dengesiz hallerim ayakta durmamı zorlaştırıyordu.

"Acıyor mu?"

Küçük oğlan kafasını sağ sola sallıyor. Elleriyle gözyaşlarını siliyor küçük kızın.

"Sen üfleyince geçti."

Odaya giren Kaplan ile küçük oğlan yine aynı şeyin olacağını anlıyor. Ayağa kalkıyor. Küçük kıza buse bırakarak, giden adamı takip ediyor. Ayaklarını yere sürüyor. Hep geldiği odanın içinde ki kapalı karanlık alana gelince içeri giriyor. Kaplan kapıyı kapatıyor, karşısında Kubilay'ın gözlerine sahip çocuğa bakıyor. Sigarasını yakıyor dumanı içine çekiyor. Bir süre iğrenircesine yüzüne bakıyor.

"Senin baban,benim imlaratorluğumu yok etti."

Adam hırsla sigarasını küçük oğlanın kolunda söndürüyor. Eski yaraları kapanmadan daha yenileri açılıyor.Acıyla ağlamaya başlıyor, sevginin ne olduğunu bilmeden acıyı iliklerine kadar hissediyor. Adamın gözlerine bakıyor. Adamın arkasından vuran ışık çocuğun üzerinde büyük gölge oluşturuyor. Küçük çocuğun her hareketinin ona benzemesi daha da acımasız yapıyor adamı.

Rüyalar ve hatıralar üçüncü şahısı izlercesine anımsanırmış. Gerçekten öyle hissediyordum.
O küçük çocuğun ben olduğu gerçeğini atlattığımı düşünüyordum meğersem sadece kilit vurmuşum. Geçmişten bir çiçek gelince pandoranın kutusu açılmıştı. İyileştiğimi düşünüyordum, yanılıyordum. Leman haklıydı, kendimi kandırıyordum. Ben sadece rol yapıyormuşum.

"Baban beni mahvetti. BANA BAKMA.
Şimdi senden onun kanını akıtacağım."

Adam gür sesi küçük oğlanı başta olduğu kadar korkutmuyordu. Sadece her şeyin bir an önce olup bitmesini istiyor.Belinde ki çakıyı çıkarıyor küçük oğlanın koluna derin çizik çekiyor. Küçük çocuk acıyla bağırıyor. Odanın ses geçirmez olması küçük kızın kendisini duymasını engelliyor.
Küçük çocuğun kolundan aşağı kan avuçlarının içine dökülüyor. Kana inat adam yarayı daha da derinleştiriyordu.

Kolumu hızla silmeye çalışıyordum. Gerçekte olmayan kanlar görüyordum. Buğulu anılarım ayaklarımı yere basmamda zorlaştırıyordu. Kanlar çıkmıyordu, oluk oluk akıyordu. Çığlıklarım tüm odada yankı yapıyordu.
Kapıya doğru gitmeye çalışıyordum. Bacaklarım daha fazla tutmuyordu, kendimi yere atarken buldum kendimi. Dışarıdaki sesleri duymuyor sadece kapıya vurulan tekmeleri algılıyordum. Mesafe bir iki adım olsada ilerleyemiyordum. Tüm uzuvlarım fonksiyonlarını kaybetmişti.

"Babanın günahı bunlar.."

Küçük çocuğun kolunu bıraktığı anda sert şekilde yere çarpıyor.

"Nolur yapma.."

Adam küçük oğlanı odada bırakıp, karanlık odada kilitliyor. Küçük oğlan hıçkıra hıçkıra ağlıyor. İç çekmeleri tüm odada yankılanıyor.

NOLUR YAPMA. Tüm sesimle bağrıyordum. Boğazım acımaya başlamıştı. Cenin pozisyonunu almıştım yerde. Ellerimi birbirine kilitleyip titrememi engellemeye çalışıyordum. Titremem geçmiyor, gittikçe ritmik bir hal alıyordu. Bir an önce bitsin istiyordum. Aksine anılarım gittikçe derinleşiyordu.

"KEŞKE BENİM BABAM BAŞKASI OLSAYDI."

Bir yandan sayıklıyor bir yandan titriyor. Vücundan ne kadar kan varsa akıyor. Kendi kanı küçük gölcük olmuş ellerinin içinde, kansızlıktan yüzü bembeyaz kesiliyor,
Yerdeki kan görüntüsü, yattığı odanın temizliği ve yeniliğiyle öylesine bir tezat oluşturuyordu ki gözlerini kırpıştırıp bir daha bakıyor her şeye, etraftaki kanın görüntüsü ve ağır demir kokusuyla kendinden geçiyordu. Acıdan uyuşan vücudu daha fazla dayanamıyor kendini karanlığa teslim ediyordu.

Kapının açılmasıyla bulanık görüntüler görüyorum; ailem telaşla bana bakıyordu. Gözlerimi kırpıştırıken bir yandan üzerimi battaniyeyle örtmeye çalışan Eylem, bir yanda beni sabit tutmaya çalışan Eray. İkili ne yapacağını bilemez halde etrafımdaydı. Beren'in nereden çıkardığını bilmediğim enjeksiyonu koluma batırmasıyla titremem kısa süreli duraklamaya geçti. Bilincim gidip gelirken artık nefesim normale dönüyordu.

Her şey unutulurda bu kalbimde bıraktığın acı, daima bende saklı kalacaktı ve ben sana öyle bir acı verceğim ki hatırlamak için kıvranacaksın. Bir iz gibi bıraktıkların için yalvaracaksın. Eğer olur da bir gün ya da bir gece ansızın hatırlarsan geçmişimi bil ki önemi yok Leman Aydın.

Milyarderin Vekili III Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin