İstediğin Zaman Hatırla|2

447 14 2
                                    


Uğur'un yüzü kireç gibi beyazlamıştı. Şok geçiriyor gibi bir hâli vardı. Uğur'un ifadesi hiç beklemediği şekilde değişiyordu. Gözleri kızarıktı sanki alerji tutmuş gibiydi.
Eylem direkt beni tuttu, yüzünde ki yarayı ilk defa açık şekilde gördüm. Gözünün ve yanağının bir kısmı yanık iziyle kaplıydı. Normal bir insan görse korkabilirdi. Hiç bir tepki vermedim, Eylem'in beni kaldırmasına izin verdim. Sandalyeme tekrar oturdulduğumda, Uğur'da ayağa kalkmıştı. Yerde ki halinden eser yoktu. Eray ile aralarında konuşuyorlardı. Bir iki dakika da nasıl bu kadar değişken olabiliyordu? Uğur cebinden ipek mendilili çıkarıp bildiğim canavarın aksine kibar bir beyefendi gibi mendili bana uzattı.
"..niçin?" Ah gerçek olamazdı kekelemiştim. Daha kendimi nasıl batırabilirdim.
"Yüzünüz için hanfendi. Toz olmuş. Lütfen özrümü kabul edin, dikkatsiz davrandım."
Sesi samimiyetten uzaktı aynı zamanda sıcaktıda da.
"Önemli değil." sesimi düz tutmaya çalıştım.
"Görülmemeye alışkınım." İstem dışı mırıldanmıştım.
Eylem hala kolumdan tuttuğunu fark ettiğinde bıraktı.
Yüzüm gerildi. Ortam yeterince tuhaftı. Hemşireyi etrafımda garip şekilde yoktu. Gözümü devirmemek için kendimi zor tuttum. Nefesimi hızla dışarı vererek sandalyemi sürmeye başladım. Çıkışa doğru sürdüğümde kapının bir türlü beni görmemesi doğrultusunda geri geri gidiyordum ki bir anda ileri doğru gittiğimi hissettim. Arkaya doğru baktığımda Uğur'un beni ittiğini ikizlerinse yanında yürüdüğünü gördüm. Beni dışarıya yönlendirmesine izin verdim bir süre. Durduğunda önümüzde biri beyaz biri siyah iki araba duruyordu. Eylem siyah arabaya yerleşirken Uğur bana yöneldi. "İsterseniz sizi evinize bırakabilirim."
Yüzündeki mimiklerini okumaya çalışıyordum fakat anlamıyordum. Yine o gülümseme vardı yüzünde naif gülümseme.
"Bakıcım kayıplara karıştı, bırakırsanız sevinirim. "
Uğur kafasını sallıyor, ön kapıyı açıyor havalandığımı hissettiğimde beni kaldıranın Uğur olmasını beklerken bunu yapanın Eray olması sinirlerimi germişti. Teşekkür ettiğimde Eray siyah araca doğru hareketlenmişti. Engelli sandalyemi bagaja yerleşip dönerken etrafına bakıyordu bir anda karşısında bir adam durdu. Yüzünü göremiyordum. Sesini çok rahat duyabiliyordum. Portekiz aksanı olduğu belliydi.
"Kimi arıyorsun etrafta öyle Uğur?" Dedi adam.

"Sevgilini arıyorum Leo, bu gece gelemeyeceğimi söyleyecektim."

Uğur öyle keskin ve soğuk konuşmuştu ki bu bildiğim adamdı. Az önce ki kibar adamdan tamamen uzaktı.

"Kendini çok zeki sanıyorsun Uğur."dedi yüzünü göremediğim adam.

Uğur kendinden emin olduğu belli haliyle adamın üzerinde toz varmış gibi omzunu silkiyor.

"Cık cık Leo ben zeki değil DAHİYİM. Ne de olsa ben Uğur Çetinkor'um."
Arkasında ki adamı umursamadan bana doğru gelemeye başladı. Kapımı kapatarak şöför koltuğuna yerleşti.
Arabayı çalıştırıken kısa bir an bana döndüğünü hissettim.
"Eviniz ne taraftaydı?"
Tarif ettiğimde tek kaşı havalanmıştı şaşıracağını biliyordum, ne de olsa karşı komşusu olmuştum. Sessiz giden yolculuğumuzu çalan telefonu bölmüştü. Telefonu hopörlere alıp telefon kısmına koymuştu.
"Efendim Amca."
"Oğlum sana kaç kere söyleyeceğim bana amca deyip durma kendimi yaşlı hissediyorum. Daha beş yaşında Pamir diye gezerdin kuyruğumda
" Dedi telefondaki aksanlı ses.
"Amca, şuan misafirim var önemli değilse kapatıyorum." Bana doğru baktığında içimde anlamdıramadığım geçmiş özlemi filizlendi.
"Tamam oğlum kapatıyorum. " Pamir'in telefonu kapattığını gelen bip sesiyle anlamıştım. Az önce Pamir Santosla konuşmuştu.
Arabanın durmasıyla hafif sarsıldım, evin oraya geldiğimizi anlamıştım. Kapımın açılmasıyla Eray'ın beni sandalyeye yerleştirmesi bir oldu.
Uğur bana bakmadan eve girerken yüzüm istemsiz düştü. Eylem bana başıyla el sallayarak kendi evine girdi. Eray ile baş başa kalmıştık.
"Sizi evinize kadar eşlik edeceğim."
Kafamla onayladım. Bu konuda ne denilirdi bilmemiyordum. Arabamdan ittiğinde kendi müstakil evime gelmiştik. Tüm eşyalarım dün yerleştirilmişti. Anahtarın hastane de olduğunu hatırladığımda istemsiz kafam düştü.
"Affedersiniz, çantam hastanede kaldı telefonunuzu kullanabilir miyim?"

Eray bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra telefonu çıkarıp elime verdi. Telefondan bakıcımı aradım, daha doğrusu yakın korumamı. Bir süre dinledikten sonra telefonu kapatıp Eray'a uzattım. Telefonu alıp cebine yerleştirdi.
"Ancak gece gelebileceğini söyledi, rica etsem geceye kadar sizde misafir kalabilir miyim?"
Eray bunu beklemiyor olabilecekti ki kaşları istemsiz havalandı.
"Tabi.."
Beni arkamdan iterken "İnşallah Uğur beni öldürmez." gibi bir şey mırıldanmıştı. Kapıya geldiğimizde parmak iziyle eve girilmesi ağzımın aralanmasına sebep olmuştu. Nasıl olacak bilmiyordum ama kameraları bir şekilde eve yerleştirtmeliydim.
Holde ilerlediğimizde farklı üç rengin harmanladığı evi süzdüm. Kırmızı, beyaz ve siyah.. Bu üç renk ancak bu kadar güzel kombine edilebilirdi. Arkamdan biraz daha itildiğinde artık incelemeyi bırakmış salonun ortasına gelmiştim.
"İstediğin bir şey olursa bana seslenmen yeterli."
Bu çocuk gerçekten içtendi. Yüzümde uzun zamandır oluşmayan gülümseme oluştu.
"Teşekkür ederim."
Eray ensesini kaşıyarak merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı.
Karan'ın odaya girmesiyle ne kadar babasına benzediğini fark ettim. Hep kuzenim Emir'le tanışmak istemişimdir. Nevin annemin onu ne kadar sevdiğini gün ve gün görüyordum.
"Hoş geldiniz.." sanki normal bir şeymiş gibi yanımdan geçerken bir anda bağırmaya başladı.
"Sende kimsin be?"
Cidden benim düşmanlarım bu insanlar mıydı?
"Ben Leman karşı komşunuz, memnun oldum."
Elimi sıktıktan sonra geri çekiliyor. Bir süre gözlerimde oyalanıyor.
"Karan misafirimizi rahat bırak." Uğur'un emredici sesiyle Karan geri çekilmişti.
"Lüfen çekinmeyin kendi eviniz gibi davranın."
Evdeki herkesi biliyordum. Ancak hiç birini bu kadar yakından görmemiştim.
Beren'in elinde yemekle hazır olan masaya yerleştiriyor. Dikkatimi daha yeni çekmişti. Masa müthiş duruyordu. Sade ancak göz doyurucuydu.
"Hadiyin masaya."
Beren'in sesiyle herkes masaya yerleşirken Uğur'un beni arkamdan itmesiyle nereye gittiğimizi anlamaya çalışıyordum.
"Yemekten önce lavaboyu kullanmak isterseniz.."
Kafamla oyalayıp kendi arabamı içeri sürdüm. Ellerimi yıkadıktan sonra kapıyı açıp çıktım. Biraz uzakta beni beklediğini gördüm. Tümsekten arabayla birlikte basit bir şey gibi beni kaldırdığında gücüne bir kaç saniyeliğine hayran kalmıştım. Masada benim için sandalyenin alınamsıyla kendimi önemli hissetmiştim. Uğur beni yerime yerleştirdikten sonra baş koltuğa oturup yanımda yerini aldı.


Milyarderin Vekili III Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin