Yüzleşme

32 6 0
                                    

-Sen.. Nazlı'nın...

-Evet evlat babasıyım. Sende onu seven adamsın demek.

-Mert'i sen mi bu hale getirdin?

-Hatırımı sayacak çok insan var hayatımda evlat. Bir telefonla bile bu şehri yakabilecek bir gücüm var.

-Seni şerefsiz..

Ben bu lafı söyler söylemez korumalarından birinden yumruk yemem an meselesi oldu. Hem beni vuran hem de Mert'i o hale sokan adam tam karşımdaydı. Öfkeden gözüm döndü. Ne olursa olsun buradan çıkacağım ve hem Nazlı'nın hem de sevdiğim insanların yanına geri döneceğim. Sait, biraz güldükten sonra konuşmaya devam etti:

-Burada kahramanlık yapmaya veya bana hakaret etmeye cüret edersen senin için hiç iyi olmaz çocuk. Şimdi ben konuşacağım sen dinleyeceksin. Seni araştırdım, iyi bir kariyerin var. Başarılı bir adamsın, çok savaş kazanmışsın ama ben diğer çömezler gibi değilimdir. Seni kızıma layık görmüyorum evlat. Eğer kızımdan ayrılırsan seni buradan kılına bile dokunmadan evine kadar bırakırım. Yok diretir ve ondan ayrılmazsan...

Ağzımdaki kanı ayağının önüne tükürdüm. Ne Nazlı'dan ayrılabilirim, nede kimsenin hayatını tehlikeye atabilirim:

-Ayrılmazsam ne?

-Eğer ayrılmazsan tüm sevdiklerinin teker teker cenazesini kaldırırsın evlat. Ve emin ol, hepsinin işi bittikten sonra sıra sana da gelir!

Ne yapabilirdim bilmiyordum. Kimsenin hayatını tehlikeye atamazdım, ama Nazlı'yı da terk edemezdim. Hızlıca düşünüp bir plan yapmam gerekiyordu. Bende biraz düşündükten sonra:

-Neden kızının mutluluğunu istemiyorsun lan sen! Onun da diğer kızın gibi ölmesini mi istiyorsun şerefsiz!

Bu sefer Sait sinirlenip beni yumruklamaya başladı. Her yumruk attığında daha fazla kan çıkıyordu ağzımdan. Beni yumruklamayı kestiğinde konuşmaya başladı:

-Sen nereden bileceksin lan benim hayatımı köpek! Ablasının kim için bizi bıraktığını biliyor musun ki bu kadar çok konuşuyorsun!

-Anlat bilelim o zaman.

Bir sandalye çekip önüme oturdu. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı:

-Kızım onun için yaptığım her şeyi hiçe saydı evlat. Bir çocuğa vuruldu, çok sevdi onu... benden bile çok. Ama bilmediği bir şey vardı onun sevdiği adam onun annesinin katiliydi.

-Sen bunu nasıl öğrendin?

-Kaç yıldır arıyordum karımı öldüren şerefsizleri... Sonunda onu öldüren birini yakaladım. Bana söylediği herkesi acı çektire çektire öldürdüm. Son bir kişi kalmıştı. Onu yakalamak için her şeyi yaptım ama izine ulaşamadım. Sonra bir gün kızım bir çocukla geldi yanıma. Ondan yaşça büyük biriydi. Bana sevgilim dedi, eyvallah dedim. Evlenmek istediğini çok sevdiğini söyledi, nasıl istersen dedim. Sonra bir gün onun aradığım adam olduğunu öğrendim. Bunu öğrendiğimde kızım çoktan düğün hazırlığına başlamıştı bile. Ama annesini öldüren biriyle evlenmesine müsaade edemezdim evlat. Bir baba nasıl karısının katiliyle kızını evlendirir. Çocuğu evin mahzenine kapattım. Günlerce acı çektirdim ona evlat. Artık zamanı geldiğini düşündüğümde kafasına kurşunu sıktım. Kızım ben kurşunu sıktığım anda içeri girdi ve olan biten her şeyi gördü. Sen söyle evlat sen ne yapardın?

Nazlı'nın babası bana gerçekleri anlatınca benim ne sinirim nede öfkem kalmıştı. Adamlarına emredip elimi kolumu çözmesini istedi. Bende karşısında oturup bir sigara yaktım. Ne yapsa haklıydı onu öldürmekte ama benim sevdiklerime zarar vermesi benim canımı sıkıyordu. Sonra Sait'le konuşmaya başladım:

Sensiz OlmuyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin