Sadece Ufak Bir Şaka

30 6 1
                                    

İlkay'a oynadığım büyük oyun tuttuğu için zafer sarhoşluğu yaşıyordum. Ama mutluluğum çok uzun sürmedi. Çünkü sadece İlkay değil aynı zamanda bizim şirkette batma noktasındaydı. Kendimi bir an önce toparlayıp şirkete geri dönmem lazım yoksa gerçekten iflası durduramayacağız. Mert ve Furkan beni eve bıraktıktan sonra şirkete geri döndüler. Ben de evde bir kurtuluş yolu aramaya başladım. En azından iflası durduracak veya bana biraz zaman kazandıracak bir yol düşünmeye başladım. Nazlı benim yanımdan ayrılmayıp bana destek olmaya çalışıyordu.

-Aşkım iyi misin?

-İyi olmaya çalışıyorum işte Nazlı. Şirket iflas etmek üzere bir şekilde kurtulmam lazım bu bataklıktan. Ne kadar çabuk iyileşirsem o kadar çabuk şirkete geri dönebilirim.

-Ama dinlenmeye ihtiyacın var canım. Daha dün çıktın hastaneden ve hemen bugün işe döndün. Senin için endişeleniyorum.

-Merak etme canım iyiyim ben. Biraz toparlanmam lazım artık. Senle beraber olmaktan şirkete hiç bakamadım.

-Ha yani benim yüzümden öyle mi? 

-Tabi senin yüzünden. Seni her gördüğümde işe bakmayı unutuyorum. Aklımı başımdan alıyorsun sen güzelim.

-Ya canım öküzüm benim. Bu anlamda mı dedin sen.

-Sen ne anladın ki?

-Yok yok bende bu şekilde anladım. Sen hadi bak rahatına ben sana bir şeyler hazırlayayım. Bir şey yemeden çıktın evden. 

-Tamam canım teşekkürler.

Nazlı mutfağa doğru gittikten sonra bende tekrar işe koyulmaya başladım. Bir çözüm yolu arıyordum kendimce. Sonra aklıma Yusuf geldi. O bana birkaç küçük antlaşma ayarlayabilirdi. Kendisinin sosyete tarafında tanıdığı iyi bir kitle vardı. Telefonu elime alıp Hemen Yusuf'u aradım:

-Alo Yusuf ne yapıyorsun?

-İyidir kardeşim ne yapayım bardayız yine bildiğin gibi. Sen ne yapıyorsun?

-İyiyim kardeşim. Kendimi toparlamaya başladım yavaştan. Sen Maya'yı aradın mı?

-Aradım.

-E ne oldu oğlum anlatsana.

-Konuştuk işte kardeşim, senin çağırdığını söyledim telefonu suratıma kapattı birşey demeden.

-İyi o zaman sıkıntı yok yani.

-Nasıl sıkıntı yok lan. Kız konuşmadı bile benden adam akıllı. Seni söyleyince telefonu kapattı hemen. Ne yaptın kıza?

-Merak etme kardeşim yok bir şey. Eğer telefonu kapattıysa demek ki yola çıkmıştır o.

-Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun Kaan. Konuşmadı bile diyorum sana.

-Eğer konuşsaydı zaten sıkıntı olurdu kardeşim. Hiç bir şey demediyse yola çıkmıştır şimdiye. Akşama kadar burada olur herhalde.

-Hala inanamıyorum ya dediklerine. Gerçekten geleceğine inanıyorsun. 

-Tamam kapat artık bu konuyu gelince görürsün zaten. Sana bir iş vereceğim Yusuf bana halletmen lazım. 

-Eğer yapabileceğim bir şeyse hallederiz kardeşim.

-Bana birkaç tane antlaşma ayarlaman gerek. Şu senin sosyetik tayfadan falan işte. Bir etrafa sor soruştu, mimarlık proje işlerine ihtiyacı olan var mı diye. Şimdilik şirketin ayakta kalmasına yetsin yeter bana.

-Tamam kardeşim bir sorarım etrafa bakalım bir şeyler çıkacak mı diye. Hadi sonra görüşürüz.

Telefonu kapattıktan sonra bende birkaç şirketi aradım var mı yapılacak bir iş diye ama hiçbirinden sonuç çıkmadı. Furkan ve Mert'te bir iki ufak iş dışında birşey bulamadılar. En azından şirketin batmasını durduramasa da bize biraz daha zaman kazandırmıştı bu. İçim resmen yangın yeri gibi. Kime derdimi anlatsam bilmiyordum içimdeki bu kor alevi söndürecek. Artık daha fazla düşünmeden işe koyulmak zorundaydım. Ama her hareketimde daha fazla canım yanıyordu. Kendimi yavaş adımlarla yürüyerek bahçeye doğru çıkarttım. Nazlı yanıma gelip:

Sensiz OlmuyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin