Toparlanma

31 5 0
                                    

-Nazlı ne oldu? Niye ağlıyorsun yine sen?

-İki haftadır yatıyorsun hastanede Kaan. Çok kan kaybetmiştin, çok korktum senin için.

Nazlı bana bu lafları söyleyince ne olduğunu anlamaya başlamıştım. Gördüklerimin hepsi Anılar ve hatıralardan ibaretti. Kendime bakınca her tarafım sargı bezi ile sarılmış bir vaziyette buldum. Koluma bağlanmış bir serum vardı. Kendimi toparladıktan sonra aklıma ben dövüşürken Nazlı'nın bana seslendiği geldi.

-Nazlı sen orayı nasıl buldun?

-Seni takip ettim. Sende bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. Bende nereye gittiğine bakmak için seni izledim. Seni aldıkları yerden sonra bile takip ettim. Ama içeri girmeye korktum ve bekledim ne zaman çıkacaksın diye. Aradan saatler geçti ama sen çıkmadın. Bende içeri girip ne olduğuna bakmak istedim. Sonra seni ve babamı gördüm. Senin yere düştüğünü görünce dayanamadım ve sana doğru koştum. 

-Nazlı bir daha bunu yapma. Bu yaptığın çok tehlikeliydi. Ya sana bir şey olsaydı?

-Babam bana zarar veremez Kaan. Ama beni üzmek için sana zarar verir.

Ben Nazlı'ya aslında babasının ne için o adamı öldürmek istediğini söylemek için toparlanmaya başladım. Artık kimse bize bulaşamazdı zaten. Babası bize bulaşmayacağını söyledi:

-Nazlı.. Sana bir şey söylemem gerek..

-Söyle hayatım, dinliyorum.

-Nazlı... Aslında baban...

Tam sözlerime devam edecekken Sait içeri girdi.

-Evlat uyanmışsın.

Nazlı'nın gözünde sadece öfke vardı babasına karşı bana bunları yaptığı için . Elimi sıkıca tutmuş kimseye vermeyeceğine inandırmaya çalışıyordu sanki. Sonra yanıma Selen geldi. Oda diğer koluma girdi. İki tarafımdan da babalarına karşı beni korumaya çalışıyorlardı.

-Kızlar sakin olun bir şey yok değil mi babalık?

-Kaan babamız seni ne hale getirdi farkında mısın? Her tarafın yara bere içinde.

Sonra Sait konuya dahil olarak:

-Çocuklar sakin olun Kaan'la sadece iki kelam konuşmak istiyorum baş başa.

-Kızlar siz çıkın. Beni babanızla yalnız bırakın.

-Aşkım emin misin?

-Anlatırım size sonra siz çıkın bir beş dakika hadi.

Kızlar çıktıktan sonra Sait yanıma oturup konuşmaya başladı:

-Aferin evlat sana. Benim en güçlü adamımı tek yumrukta alt ettin. O gün senin yüzünden çok para kaybettiler biliyor musun?

-Ben onlara demedim onun üstüne bahis oynayın diye. Kendi düşen ağlamaz babalık.

-Artık seni ve sevdiğin herkesi himayem altına alıyorum evlat. Bu günden itibaren kılına bile kimse dokunamaz.

-Babalık bu senin Cihan onu sevmedim. Ona iyi bir terbiye ver yoksa tüm köpeklerini daha beter hale sokarım!

-Sakin ol evlat. Neden celallendin sen böyle. Cihan sana yanlış bir şey mi yaptı?

-Bana değil ama Nazlı'ya yaptı babalık. Beni çok sinirlendirdi. Onu sevdiğini benim elimden alacağını söyledi bana. Ya sen eğitirsin köpeklerini, ya da ben! Sen ver kararını.

-Tamam evlat ben duymam gerekeni duydum. Sen Cihan hakkında endişelenme. Ona ben haddini bildireceğim.

-Birde bu senin öldürdüğün çocuk, kızının sevdiği. Nazlı ve Selen'e gerçeği anlatmak istiyorum. Bilmeye hakları var babalık. En azından o zaman kararlarını verirler.

Sensiz OlmuyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin