Mew, Kana'sını bulmaya karar verdiğinde, her şeyden vazgeçecek konumdaydı. Bütün bağlantılarını kullanacaktı.
Son aylarda bütün günlerini kapanan yetimhane kayıtlarını bulmaya çalışarak harcadı. Fakat bunu tek başına yapamayacağını anlamıştı. Masasının üzerinde duran kartvizite baktı, kart üstünde yazan numarayı çevirdi. Arayacağı adamın belalı bir tip olduğunu biliyordu fakat başka şansı yoktu.
''Vayy, senin gibi önemli bir şahsın beni aramasına neden olan nedir böyle sn. suppasit '' telefondaki adam alay ederek sordu.
''Benim için birini bulmanı istiyorum. Gereken bilgileri sana mesajla atarım.''
''Gerçekten merak ettim. Bu kadar düştüğüne göre önemli biri olmalı.'' adam alaycı üslubundan taviz vermiyordu.
''Kim olduğu seni ilgilendirmez. Ne kadar hızlı bulursan karşılığını o kadar fazla alacaksın.''
Mew telefonu kapattıktan sonra yetimhaneyi ve Kana'nın nasıl göründüğü bilgilerini attı.
Kafasını geriye yasladı, geçmişi düşündü. '' Umarım iyisindir, sadece olduğun yerde kalmanı diliyorum, Phi sana gelecek.''
İki gün sonra bilgiler eline ulaşmıştı, Kana'sına bir adım daha yaklaştığını hissetti.
''Gulf Traipipattanapong'' Kendine bu kadar uygun bir isim seçmiş olması Mew'i gülümsetti fakat bilgilerin hepsini okuduğunda yüzündeki gülümseme silinmişti. O bir suçlu CV'sine sahipti. Öğrendiği bu bilgiler kanını dondurdu, tepki dahi veremez haldeydi.
''Tanrım lütfen çok geç kaldığımı söyleme bana.'' Zihni karışıktı, kafasında birden fazla ses konuşuyordu fakat ne olursa olsun bir kere daha ondan vazgeçmeyecekti.
Gulf'un dünyasına adım atacaktı, ne pahasına olursa olsun onu kurtaracaktı. Kana'sını tanıyordu isteyerek böyle birine dönüşmeyeceğinden emindi gerçekleri öğrenmeliydi.
''Prum Buhimbol'' Mew bu adamı kullanacaktı çünkü bu adamın Gulf'un patronunun (Farid) en büyük rakibi olduğunu biliyordu. Aylarca doktorluğunu yaptı ve artık dönen olaylara hakim olmuştu. Prum onu kurtarıcısı olarak görüyordu bu yüzden bazı toplantılarda yanında yer alıyordu. Her zaman ki bir akşam yemeğine oturulmuştu, Mew'in gözleri Farid'i aradı ortalıkta gözükmüyordu. İnsanlardan müsaade isteyerek etrafa bakınmaya başladı. Üst kattan ki bir odadan iki kişinin seslerini duyuyordu. ''Bu kadar önemli ne olabilir iş yemeğinin ortasındayım'' soran kişi Farid'ti.
''Baba, sanırım onu daha fazla elimizde tutamayız davranışları çok değişti.''
''Farkındayım Boat, beni işi bırakmayla tehdit etti.'' yaşlı adım gülerek söyledi.
''Ona annesinin yerini ne zaman söylemeyi düşünüyorsun bence şimdi en doğru zaman.''
''Annesinin yeri mi '' yaşlı adam bu sefer kahkaha atıyordu. ''Bazen gerçekten senin benim oğlum olduğunu inkar etmek istiyorum Gulf'u bu yüzden evlatlık edindim senin beceremediğin işleri becereceğini bildiğim için. Onun bir annesi yok aptal, bu sadece bana bağlanması için bir bahaneydi. Şimdi bana burada ağlamayı kes ve gözlerini onun üstünden ayırma.''
Mew kendini yandaki odaya atmayı başardı. Az önce duyduğu şeyler ona ağır gelmişti, dizlerinin üzerinde çöktü bir çocuk gibi hıçkırarak ağlamayı diledi. ''Onu nasıl bu kadar yalnız bırakabildim.'' Kendi kendine sessizce söylendi. Gulf'un karşısında diz çöküp af dilemeyi istedi, bütün bunlardan kendisini sorumlu tuttu. Hayatında hiç olmadığı kadar pişmandı.
Kendini toparlayıp aşağı indi, acil bir ameliyatı olduğu söyleyip mekandan ayrıldı.
Eve gelip hızlıca üzerini değişti. Masasının başına geçtiği gibi Gulf'un ailesini araştırmaya başladı hiçbir yerde ölüm veya hastane geçmişleri yoktu. Gulf bu yüzden bulamamış olmalı diye düşündü. Mew tekrar aynı numarayı çevirdi.
''Adamım sanırım artık dost olduk beni çok sık arıyorsun.''
''Birisi var fakat ölümüne dair belgeler hiçbir yerde yok, oldukça gizli tutuluyor bana o belgeleri bulabilir misin'' Mew yorgun sesiyle sordu.
''Benimle dalga mı geçiyorsun, bu benim işim senin için oldukça gizli tutulan bilgiler benim parmağım altında fakat bundan ayrı benden korkmuyor musun benim gibi bir adamla çalıştığın öğrenilse konumunu düşünemiyorum.''
''İnan bana şu an hiçbir şeyin önemi yok, o belgeleri bana verdiğin an basın açıklaması bile yapabilirsin.''
Karşıdaki adam güldü. ''Sandığın kadar kötü bir adam değilim dostum ilerde daha çok iş yapalım.''
Telefon görüşmesi bitmişti. Mew ayağı kalkıp yavaşça dolaba yöneldi, hiçbir zaman çok içen bir tip olmamıştı fakat bu gece kendini alkolün ellerine bırakacaktı.
Belgeler eline oldukça hızlı ulaşmıştı. Mew düşündü, Gulf'un karşısına dikilip gerçekleri anlatamazdı buna cesareti yoktu. Telefonu eline aldı, bilinmeyen numara seçeneği şu an en mantıklısıydı. Ona böyle yaklaşacaktı.
-------------------------------------------------------------
Mew, Gulf'a gönderdiği adreste bekliyordu. Öğrendiği bu bilgilerden sonra ne yapacağını kestiremediği için onu uzaktan izlemeye karar vermişti. Gulf'un tedirgin olduğunu görebiliyordu. Onun gerçeği öğrendiği an ki düşüşünü görmek Mew'in canını yakmıştı. Yanına koşup onu sarmak, ben buradayım demek istedi. Yapamadı...
Ve şimdi Gulf'un kana bulanmış bedeni kucağındaydı. Elleri titriyordu, bedenini hareket ettiremedi, bütün vücudu kaskatı kesilmişti. Yok olmayı, hiç var olmamayı diledi. Kendisini asla affetmeyecekti.
''Tanrım, lütfen yaşamasına izin ver bana son bir şans ver.'' Gözyaşları içinde umutsuzca affedilmeyi diledi.